Bağlantısızlar Hareketi dönem başkanı Azerbaycan Cumhuriyeti'ne bu Genel Kurul Özel Oturumu'nu toplama girişimi için teşekkür ederim.

Sayın Genel Sekreter, Sayın Başkan, Değerli Devlet ve Hükümet Başkanları, Delegasyon Başkanları,

Dünya Sağlık Örgütü tarafından oluşturulan protokoller ve iyi pratiklerle uyumlu COVID-19 pandemisi ve onun sonuçlarına karşı bütünlüklü bir cevap ancak küresel çapta Birleşmiş Milletler sisteminin en evrensel ve temsil kapasitesi en yüksek olan bu yapı tarafından geliştirilebilir.

Üzücü ve inkar edilemez bir gerçektir ki, pandemi, bu felaket baş göstermeden önce insanlığın zaten karşı karşıya olduğu ciddi sorunları ve devasa değişiklikleri vahim hâle getirdi.

Konvansiyonel olmayan savaşlar dahil olmak üzere güç kullanımı ve güç kullanımı tehdidi ve tek taraflı zorlayıcı önlemlerin uygulanması, ancak aynı zamanda piyasanın kör kuralları altında sağlık hizmetleri, eğitim ve sosyal güvenliğin yokluğu veya istikrarsız durumu ve dünyada hüküm süren eşitsiz mübadeleden bahsediyoruz.

İkinci Dünya Savaşından bugüne bazı uzmanların dünyanın en kötü ekonomik durgunluğu olarak tanımladığı şeyin işaretleri bugün dramatik biçimde görünür hâle geldi. Ve krizin yükünün yoksulluktan kaynaklı tahribatı artıran neoliberal politikaların suistimalinden zaten etkilenen Güney ülkelerince taşınacağından hiç kimse şüphe etmiyor.

Daha önce çeşitli defalar ödenen ve salgının sonucu olarak büyüyen, dolayısıyla ekonomik ve sosyal refah özlemlerinden bir anda kopan gelişmekte olan ülkelerin dış borçları ödenemez ve tolere edilmesi gereken bir duruma geldi.

Bugünkü koşullar altında adil, demokratik ve eşitlikçi bir uluslararası düzenin kurulması bir zorunluluktur. Her zamankinden daha çok iç içe geçmiş ve buna aykırı biçimde eşitsiz olan dünyada türlerin yaşamını sürdürmesi için bu şarttır.

Covid-19 pandemisi, bu eşitsizliğin insani maliyetini ortaya çıkardı ve ulusal sağlık sistemlerini güçlendirme ; temel tıbbi hizmetlere ve hayati kaynakların eşit dağılımının garantisine evrensel olarak ve özgürce ulaşımı geliştirme ihtiyacını gösterdi.

Dünya büyük bir şaşkınlık içerisinde, örneğin, küresel askeri harcamaların %38’inden sorumlu olan ABD’nin bu ülkede 11 milyondan fazla virüs bulaşmış ve Covid-19’dan ölmüş 238 insanın sorumluluğunu alamadığını izliyor.

Enfeksiyonun sebep olduğu vahim duruma bakıldığında, yeni dalgalar ve gıpta edilen refaha sahip ülkelerdeki sağlık sistemlerinin çöküşü, bir soruyu gündeme getiriyor: Neden şu anda silahlanma yarışında kullanılan devasa bütçeler bu ya da daha eski, örneğin açlık ve yoksulluk gibi, pandemiler yerine kullanılmıyor?

Sayın Başkan,

SARS-Cov-2 virüsünün ortaya çıkması ve bir pandemi olma ihtimali göz önünde bulundurularak, Küba bunun engellenmesi ve kontrol altına alınması için bir Ulusal Program hazırladı. Uygulaması ülkemiz sağlık sisteminin- kalitesi kanıtlanmış ve evrensel kapsamdaki- güçlü yönleri ve bilimsel gelişimi ile desteklenmektedir.

Bugün, alçak gönüllüce ve gururlu bir şekilde dünyaya bunun nasıl mümkün olduğunu açıklayabiliriz.

Küba’da, bilgi, üretim ve sosyal hizmetler gibi alanlar arasında iç bağlantıyı daha da artıran bilim ve yeniliğe dayanan bir yönetim sistemini uyguladık.

Bu, Covid-19 salgınıyla başa çıkmada uygulanan sağlam protokollerde ve halkımız tarafından benimsenen sorumlu tutumda en iyi sonuçlarını gösteren ve elde eden kapsayıcı, katılımcı, sistemik, kesişen ve sektörler arası bir sistemdir.

Başka bir deyişle, yaptığımız, Küba’da işleyen sosyal sistemin yolunun, insanlar hükümetlerin en öncelikli işi olduğu sürece, çok karmaşık problemleri çözme ya da başarılı bir şekilde ele alma yeteneğine sahip olduğunun pratik açıklamasını vermektir.

Bilimin rolü ve onun hükümet yönetimi ile uyumu hayati öneme sahip. Tıbbi ve ilaç sanayinde ve biyo-teknolojide ulaşılan ilgili başarılar, bizim felaketle başa çıkmamızda daha iyi bir konumda olmamıza olanak tanıdı. Şimdilerde klinik test aşamasında olan Küba’nın iki aşısı Dünya Sağlık Örgütü tarafından onaylanan 47 aşı arasına girdi.

Bizim insanî meslek aşkımıza bağlı olan, zaten halihazırda 59 ülkede hizmet sunan 53 Kübalı Tıp gönüllümüz, 39 ülke ve bölgede salgınla başa çıkılmasına yardım ettiler.

Üstelik bu, ABD hükümeti tarafından dayatılan, daha önce görülmemiş bir şekilde sıkılaştırılmış, suç teşkil eden ve adaletsiz olan abluka ve uluslararası tıbbî işbirliğimize karşı başlatılan aşağılayıcı kampanyanın ağır yükü altında mümkün olmuştur.

Burada biz Küba’ya ve diğer ülkelere karşı saldırgan tutumun yanı sıra Uluslararası Hukukun ve Latin Amerika ve Karayiplerin Barış Bölgesi olarak kabul edilmesinin ihlali olan Monroe Doktrini’nin yeniden yürürlüğe konulması girişimini kınıyoruz.

Bu Örgütün [Birleşmiş Milletler Genel Konseyi kastediliyor-bn] amaçlarına ve prensiplerine bağlılığımız değişmeden kalmıştır.

Çok taraflılık, dayanışma, insan onuru ve sosyal adalet yanında çalışmayı sürdürme konusundaki bağlılığımızda samimi ve kararlıyız.

Covid-19 pandemisinin neden olduğu bu küresel acil durum, dünyanın farkındalığına bir çağrıdır. Bu sefer onu dinlemeliyiz. Evet yapabiliriz. Küba bunun bir örneğidir.

Çok teşekkür ederim.



*Miguel Diaz-Canel’in BM Genel Kurulu’na sunduğu, Granma International’de 3 Aralık 2020’de yayınlanan metinden çevrilmiştir.