Medya onları silahlı eşkıyalar olarak adlandırıyor; ABD senatörü de onların terörist listesine konulmasını istiyor. Uluslararası medya tarafından şeytanlaştırılan ve muhalefet tarafından hedef tahtasına oturtulan Kolektifler, Başkan Maduro'nun karşıtlarının aşağılamalarına maruz kaldılar; "Maduro hükümetini destekleyen son kale" olarak nitelendiler.
Kolektiflerin neredeyse tamamı Venezuela'nın Bolivarcı Devrimi sırasında filizlenen toplumsal örgütlenmeler. Chavez tarafından geliştirilen komünler, ülkenin her tarafında demokratik toplum örgütlenmesinin ana biçimi oldular. Enero 23 bölgesinde yaklaşık 3600 aileden oluşan Panal 2021 komünü, kendi fırın ve şeker paketleme fabrikası, kendi radyo ve kablolu tv istasyonu, kendi ulaşım ve yiyecek dağıtım merkezleri gibi kendi kendini yöneten işletmelere ve hatta kendi yerel para birimine sahip.
Tüm komün işletmelerinden elde edilen karlar komün bankasına yatırılıyor ve topluluk tarafından karar verilen projelere dağıtılıyor.
"Komün fikri, iktidarı tabana yaymak için" diyorlar komüne öncülük edenler, "böylece sadece halktan insanlar karar veriyorlar"...
"Bizim görevimiz kadroları eğitmek ve halka komünün stratejik vizyonunu öğretmek; fakat biz de topluluktaki diğer herkes gibiyiz; biz de diğerleri gibi kuyruğa giriyoruz, yaşlılara yardım ediyoruz, biz de topluluğun bir parçasıyız".
Elbette bu kolektiflerin kendilerini sadece topluluk işleri ile sınırladıkları anlamına gelmiyor. Karşı-devrimciler insanların evlerini yakmaya, dükkanlarını yağmalamaya geldiklerinde oluşturdukları motorize birliklerle bunlara karşı koyuyorlar. Bazıları 23 Şubat'ta ABD, "insani yardım" adı altında Kolombiya sınırından Venezuela'nın egemenliğini ihlal etmek istediğinde sınıra gitmişler. Hükümetin isteğiyle değil, tamamen kendi politik bilinçleriyle. Üstelik orada çok daha kötü şeyler olabileceğini bilerek. "Oraya, ailenizi çocuğunuzu düşünerek gidemezdiniz. Oraya devrime yapacağınız katkıyı, ülkenizi savunmayı düşünerek gitmek zorundaydınız; sizi oraya götüren şey, annenizin geleceği, babanızın geleceği, çocuğumun ve torunumun geleceğiydi" diyor biri.
"Oraya bağımsızlığımızı savunmaya gittik; ülkemizin, ulusumuzun egemenliğini... Eğer askeri bir müdahale olsaydı, biz oradaydık, hazırdık ve önce bizi ezip geçmeleri gerekecekti çünkü biz bağımsızlığımızı savunmak için gönüllüydük; çünkü biz bu toprakların her santimetrekaresini savunmak için savaşmaya gönüllüydük"...
Sonuçta karşı-devrimcilerin girişimi, uluslararası medyanın yalan yanlış haberlerine rağmen başarısız oluyor. Medya kuruluşları kolektifleri, insanlıktan çıkmış hayvanlar gibi göstermeye çalışadursunlar, bir kolektif üyesi, "biz de herkes gibi insanız" diyor, "topluluk halinde yaşıyoruz, komüne katılıyoruz, konseylere katılıyoruz, çalışıyoruz ve krizle baş edebilmek için yiyecek üretmenin yollarını arıyoruz. Fakat bir savaş içinde olduğumuzun bilincindeyiz. Muhalefete karşı değil, çünkü ortada bir muhalefet yok. Onlar Maduro'yu alt edemezler; biz emperyalizme karşı ayağa kalkmış durumdayız. Kolektiflere saldırıyorlar; çünkü biz, gönüllü olarak kendi modelimizi savunuyoruz. Kolektifler, halk örgütlenmeleri ve komünal bir devlet yaratmak suretiyle Bolivarcı Devrimi derinleştirme amacıyla örgütlendi. Biz güçlü bir şekilde inanıyoruz ki, ileriye doğru gitmenin doğru yolu, katılımcı demokrasiye dayanan bir halk hükümetidir. Biz, problemlerimizi devrim içinde çözeceğiz. Biz, Chavistayız ve Chavez'e asla ihanet etmeyeceğiz.(...) Halk, devrimin daha da derinleştirilmesini istiyor. Bürokratların bir defada sonsuza kadar defedilmesini istiyor. Toprağın köylülere verilmesini ve fabrikalara işçiler tarafından el konulmasını istiyor. Biz devrimin radikalleşmesini istiyoruz. Bütün iktidarın halkın olmasını istiyoruz. Ve bunun için çabalıyoruz. Şu anda problemimiz gringolarla (ABD ve işbirlikçileri-bn) Bu sorunu halledelim, sonra kendi iç sorunlarımızla da ilgileneceğiz"
Çeviri Kolektifi
* Venezuelanalysis’den kısaltılarak çevrilmiştir