< Leninizme Geri Dönüş: Komintern'in 100.Yıldönümü-2

Ölmekte Olan Kapitalist Sisteme Son Vermek İçin Son Kavga

Küresel kapitalist ekonomi yavaşlıyor. Bazıları tarafından ABD ekonomisinin bir şekilde dünya ekonomisinin başaşağı gidişinden bağışık olduğuna dair iddialar, gerçekler tarafından her gün boşa çıkartılıyor. Birkaç ay öncesine kadar kapitalist bankerler ve politikacılar -özellikle ABD'dekiler- ekonomik krizin büyüklüğünü inkar edebiliyor, önemsizleştiriyor ya da örtbas edebiliyordu. Artık bunu yapamıyorlar.

Bir diğer dünya çapında finansal pazar çöküşünün kaçınılmazlığı, Wall Street'te ve tüm mali sermaye sisteminde görülüyor. Küresel yavaşlama, böyle adlandırılacak olmasına rağmen gerçek bir durgunluk değil. Geleneksel olarak durgunluk, bir iyileşme ve daha sonra ekonomik aktivitedeki bir genişlemeden sonra gelen döngüsel bir fenomendir. Alttan alta olan devresel olaylardan çok daha ciddi olan bir krizi yansıtıyor. Toplaşan ekonomik fırtına, sürekli bir sistemik krizin ürünüdür; kaçınılmazdır ve kapitalizmin ölümünü haber vermektedir.

Gerçekte, kapitalist finansal sisteminin 2008 "neredeyse ölüm"ü asla geçmedi. ABD Federal Rezerv Bankasının liderlik ettiği merkez bankaları, finansal sisteme etkili yaşamsal destek sunmak için umutsuzca pazarları trilyonlarca dolarlık paraya boğdular. Trump, ABD pazarlarına çok yüksek vergi indirimleriyle destek verdi. Fakat şu anda merkez bankaları artık mali sermaye için destek sistemini sürdüremiyorlar. Bu ne kadar kritiktir?

Mali sermaye, uzunca süreden beri, ekonominin belirleyici sürükleyicisi olarak sanayinin yerini aldı. Bu gerçek, ölmekte olan sistemin tanımlayıcı bir özelliğidir. Tabii ki, kapitalist sistem, bu krizlerle ilgilenmek için düşük ücretler ve kemer sıkma, süper zenginler için yüksek kar seviyelerini desteklemek için işçi sınıfını sıkıştırmak gibi, denenmiş yöntemleri de kullandı.

Ticaret savaşları, Berexit kadar anlamlı finansal pazarlardaki faiz oranı düşüşleri ya da mali sermayenin şişirdiği muazzam borç balonlarından herhangi birinin patlaması, bunlar krizin belirtileridir ve patlamak için krizlere katalizör rolü oynar. Krizlerin temel nedeni, kapitalist sürekli aşırı üretimin durumudur. Sürekli ile, kapitalistleşme tarihinde hiç görülmemiş ölçekte, şu anda varolan aşırı üretimi kastediyoruz. Kapitalizm, tarihinin birçok bölümünde toplumla bir çok konuda uyumsuzdu. Bununla birlikte, hiçbir zaman şu an olduğu kadar uyumsuz olmadı.

Kapitalist ekonomide yeni teknoloji tarafından teşvik edilen üretici güçlerin görünen büyümesi, kapitalist aşırı üretimi ve sisteme dair, karların düşüşü gibi, sayısız birikmiş problemi daha da büyütmekte ve kapitalist çarelere karşı daha dirençli hale getirmektedir.

İşçiler ve dünyanın ezilen halkları için olduğu kadar, kapitalistler için de artık normal, tahmin edilebilir ve istikrarlı bir periyod olmayacak. Kapitalizm son bulana ve yerini sosyalizme bırakana kadar, çoğumuz için tek kesinlik, giderek yükselen şiddetli ekonomik, politik ve sosyal şoklar tarafından kesintiye uğrayan yaşam koşullarının kötüleşmesidir.

Bu çırpınışlara ek olarak, daha büyük ve daha yıkıcı savaşlar ve dünyanın ekolojisine yaşamsal tehdit olasılığı... Gezegeni koruma amacıyla yarışmak için zaman tükeniyor; ekolojik tehdit, ayrılmaz bir biçimde kapitalizmle bağlantılıdır.

Ölümcül bir şekilde hasta olan kapitalist sistem, varlığımızı harabetse, felce uğratsa ve tehdit etse de, kendi kendine tamamen ölmeyecektir. Kapitalizm, hangi temelde ve ne pahasına olursa olsun kendisini yenilemeye çalışacaktır- eğer işçiler ve dünyanın ezilenleri bu sistemi mezara gömmeyi başaramazsa. Hareket olarak radikal olarak yeniden düşünmekten ve kapitalizmi sona erdirmek için zamanı kısaltmaktan başka seçeneğimiz yok.

 

İşçi Sınıfının Yaklaşan Ayaklanması- İsyan Çoktan Başladı!

Her kıtada büyük grevler içeren işçi sınıfının gözle görülür yükselişine dair kanıt var. ABD'de bir yıl önce Batı Virginya'da yeni bir militan dalgayı başlatan eğitim emekçileri, Batı Virginya'da, Kolarado'da, Kaliforniya'da ve başka yerlerde hala hareket halindeler.

İşçi sınıfının günlük mücadelesi ile sosyalist devrimin maksimum programı arasında bir çelişki yoktur. Harekette, daha yüksek ücretler için, daha iyi çalışma koşulları ve diğer temel emek taleplerine yönelik mücadeleyi devrime hazırlanma hedefiyle çelişkili görme eğilimi var; oysa bu böyle değil.

İşçi sınıfının geniş kesimleri, her zaman öncelikli olarak acil talepler için mücadeleye cevap verecektir. Aynı zamanda, işçi sınıfının en radikalleşmiş kesimleri- kriz derinleştikçe sıçramalı bir şekilde büyüyen kesimler- sadece devrimci bir programı kucaklamaya hazır değildir, aynı zamanda onda ısrar da edecektir. Eğer hareketimiz sınıfımızın en çok radikalleşmiş kesimlerinin beklentilerini karşılamaya hazır değilse, onlar üzerindeki etkimizi kaybederiz. Bu trajik bir hata olur.

Devrimciler, işçi sınıfı için pratik, kısa erimli stratejilere sahip olmalılar. Fakat, aynı zamanda küresel sınıf mücadelesi ve sistemin krizi konusunda da geniş bir bakışa sahip olmalıdırlar. Bu sadece başarısızlık ve kafa karışıklığı yaratabilen aşırı sol fantezileri benimseme konusundaki hüsran ve sabırsızlıktan kaçınmak anlamına gelmez. Fakat, geçmişe bağlı kalmak yerine geleceği düşünmek anlamına gelir.

Kendimizi işçilerin ayaklanmasının hızla gelişeceği yönündeki tahminlerimize dayandıramayız; çünkü bu bilinemez. Diğer yandan, uzun süren gerileme ve yenilgilerden çıkıp gelen yaşlı kuşakların deneyimlerinden de aşırı derece etkilenmemeliyiz çünkü işçilerin arasında yakın bir gelecekte ciddi bir devrimci gelişmenin olmayacağına dair düşünceler olabilir.

Gelecekteki küresel sınıf mücadelesinin gelişimine yönverecek koşullar, kısmen önceki dönemlere benzer ancak tamamen farklı olacaktır. Niye? Çünkü kapitalizmin üretici güçlerinin düzeyi, tamamıyla değişiyor. Bu, işçi sınıfını ve sınıf mücadelesinin akışını yöneten diğer her şeyi sürekli değiştiren veya etkileyen bir gerçektir.

Larry Holmes

21 Şubat 2019

Workers World