Makale Dizini

 

"Bay Evo Morales, egemenlik ve bağımsızlık hakkında konuşmalar yapmak kolay...Gelin ve yönetin, o zaman devlet yönetmenin gerçekte nasıl bir şey olduğunu göreceksiniz" diyordu 2005'teki istifa konuşmasında, eski devlet başkanı ve şimdiki muhalefet adayı Carlos Mesa.

Bolivya, Evo Morales ve MAS (Sosyalizme Doğru Hareket) önderliğinde 13 yıl boyunca "bir değişim süreci" yaşadı. Morales ve MAS, doğal kaynakların özelleştirilmesine karşı radikal sokak eylemlerinin yapıldığı bir iklimde öne geçtiler. MAS, yerli sosyal hareketlerle şehrin kenar mahallelerinin kendiliğinden örgütlenmiş hareketlerini ve sendikalarda, akademide kalan geleneksel Marksist solu biraraya getirdi.

2005 yılıyla birlikte bu koalisyon, sadece özelleştirmede değil, 500 yıllık sömürgeciliğin, toplumsal dıştalama ve insanların temel ihtiyaçlarını karşılamayan ya da karşılamayı istemeyen neoliberal demokraside de olduğu gibi kök salmış kızgınlıkların kristalize olmuş halini temsil etti.

Bolivya'nın sosyal hareketleri ve sekter olmayan sol MAS'ın etrafında toplandı ve 2005 yılında sandıktan zaferle çıktı. Bu yılın Ocağında, Kasım ayında yapılan devlet başkanlığı seçimlerinden önce bir önsel seçimle daha karşılaştılar. 2005 yılından beri yapılan bütün seçimleri her defasında büyük bir çoğunlukla kazandılar. Ve bunu, özel medyadan yayılan herkese açık bilgilerde yapılan sürekli manipulasyona ve sağ kanadın istikrarsızlaştırma girişimlerine rağmen başardılar.

Niye? Yerliler için daha büyük bir temsiliyetin ötesinde, 13 yıllık "değişim süreci"nin ülke için anlamı neydi? Ekonomik gelişme, sağlık ve eğitim, dış politika sorunlarında MAS'a yapılan eleştiriler felaket tahmininde bulunuyorlardı; ama bunun yerine inkar edilemez politik başarılarla karşılaşıldı.

 

Ekonomi

"Yabancı yatırımcılara karşı eylemler, Bolivya'da yatırım iklimini bozuyor"- ABD Dışişleri Bakanlığı 2012 yılında söylüyor.

Piyasalar, sol Bolivya'da iktidarı ele geçirdi geçireli çok gergin. Washington Mutabakatı, sadece serbest piyasaların, 'esnek' emek piyasası ve para politikalarının, ekonomik gelişmeye yol açabileceğini ileri sürdü. Bolivya'nın siyasi sınıfı, bunu huşu içerisinde izlemeye göre programlanmıştı. 200'den fazla kamu şirketi özelleştirilmişti ve yabancı ortaklıklara yok pahasına satılmıştı. Tek başına bunun ekonomiye 22 milyar dolarlık bir zarar verdiği düşünülüyor. Bunu Gayri Safi Milli Hasıla'da felaket bir düşüş ve 1985'lerin sonunda % 8000'leri geçen bir hiperenflasyon takip etti.

Bu açık politik başarısızlığa rağmen birçok yatırımcı, 2005 yılında sol, iktidarı ele geçirince, "sosyalizm"in ekonomik çöküş getireceğinden korkarak ülkeyi terketti.

Buna rağmen, 13 yıldan fazla bir zamandır sol, IMF'nin bile Bolivyanın net bir başarı hikayesi olduğunu kabul etmek zorunda kalmış olduğu bir ekonomik mucizeye başkanlık etti. Ekonomi, 3 kattan fazla büyüdü, Bolivya, bir diğer yıl anahtar ihraç ürünlerinin fiyatındaki düşüşe rağmen Güney Amerika'nın en hızlı büyüyen ekonomisi olmaya adaydı.

Yıllık enflasyon, %1.5 gibi küçük oranlarda seyretmekte, aynı süreçte komşu Arjantin, birbiri ardına gelen ABD yönetimlerinden övgü kazanan neoliberal modeli benimsemiş olduğundan bu yana aşırı enflasyona daha çok batmaktadır.

Hepsinden daha önemlisi, yoksulluktaki düşüş MAS'ın en etkileyici başarısı oldu. Morales göreve geldiğinde, Bolivya, toplam nüfusun %60'ının yoksulluk sınırı altında yaşadığı bir insanlık krizi ile karşı karşıyaydı; bu oran MAS yönetimi tarafından yarı yarıya azaltıldı.

Bu sonuçları yaratan ekonomik model, IMF reçetelerinin reddi olarak tanımlandı. Morales, Bolivya'nın büyük stratejik sanayisini kamulaştırmaya başladı. Şimdi bu sanayilerin karı, devlete gelir getirmeye başladı; bu karlar, sermaye harcamalarında, özellikle de daha geniş bir büyümeyi teşvik edici hayati bir faktör olan güçlü entegre altyapı planında kullanıldı. Devlet taşımacılığı ve üretim girişimleri, serbest piyasanın bugüne kadar hiç ulaşamadığı alanlarda ekonomik kalkınmayı da başlattı.


Sağlık ve Eğitim

"(Hükümet) sağlığı ve eğitimi ihmal ediyor; aynı zamanda kemer sıkma çağrılarını görmezden geliyor"- Monsignor Gualberti, Katolik Kilisesi.

Morales'e eleştiriler arasında en sık tekrarlanan, sağlık ve eğitim konusunda çok az ilerleme kaydettikleri ve bu hayati önemdeki hizmetlerin devletin elinde heder olduğudur. Hükümet, vatandaşlarını parasız genel sağlık bakımı için kaydederken bile, sağ kanat medyada bu tür haber çizgisinin sürmesini bekleyebilirsiniz.

Bolivya'nın hala, yakın zamana kadar Küba'da olduğu gibi kapsamlı ve kamu sağlığı sisteminin eksikliğini duyduğu doğrudur. Bununla birlikte, sağlık ve eğitimde durum büyük bir hızla gelişiyor, ana akım şehir basınında sesleri hiç duyulmayan ve hiçbir zaman temsil edilmeyen kırsal alandaki yoksulların bundan çokça faydalandıkları açıktır.

2006 ve 2018 yılları arasında Kübalı doktorların yardımı ile hayata geçirilen "Mi Salud" programı, "mucize operasyon" olarak bilinen, 700 bin ücretsiz göz muayenesini de içeren 16.4 milyon ücretsiz sağlık hizmeti sağlamıştır. Bu programlar, en yoksul ve en yalıtılmış olanlara da ulaşmayı, onların Amazonlardaki ve Andeandaki uzak alanların dış bölgelerinde bulunan evlerine sıklıkla gitmeyi de içeriyor.

Eğitimde, değişimler, özel medyada çok yer kaplamasa da aynı zamanda dönüşümcü de. 2000 yılında hararetli özelleştirmelerin ortasında ilkokul çağındaki çocukların sadece %35.73'ü okula kaydedildi. MAS'ın iktidarda olduğu 10 yıldan sonra bu rakam iki kattan fazla arttı ve artmaya devam ediyor.

Bir kez daha belirtmek gerekir ki, bundan yararlananlar çoğunlukla kırsal kesimin yoksulları; yalıtılmış topluluklardaki devlet okulları için yapılan açılış töreni, sadece devlet medya kanallarında yer verilse de neredeyse her hafta oluyor.

Genel sağlık bakım sisteminin uygulanması, Bolivya'da yine de ciddi bir muhalefetle karşılaştı. Doktorlar Birliği, şiddetli bir şekilde karşı çıktı ve protesto etti; ücretsiz sağlık planına karşı greve gitti. Bir çok doktor, kendi özel kliniklerinin kapanacağı düşüncesiyle işini kaybetmeye karşı direniyor.

 

Egemenlik

"Bize göre bu büyük bir hataydı. Kendi iç sorunlarınızdan başkalarını sorumlu tutmak karşılıklı ilişkileri geliştirmek için iyi bir yol değildir"- Eski ABD Büyükelçisi Philip Goldberg ülkeden sınır dışı edilirken.

2003 yılı, Bolivya'nın yakın tarihinin en kötü yıllarından biri oldu. Sadece "Kara Ekim" katliamının yılı olduğu için değil, fakat egemenliğini ABD'ye utanmazca devrettiği için de... 2003 yılında tüm ABD askerlerine ve vatandaşlarına Bolivya topraklarında yasal dokunulmazlık veren bir anlaşma imzalandı. Ulusal hukuku ihlal etme serbestliğine sahip olmuşlardı ve ABD hükümetinin izni olmadan adalet önüne çıkmak zorunda olmayacaklardı.

Bolivyadaki askeri danışman ve üslerden oluşan ABD varlığı, Washington'un Latin Amerika ülkelerinin iç işlerine burnunu sokması ve müdahalesine tarihsel olarak izin veren "Uyuşturucuyla Savaş" politikasının parçasıdır.

ABD tarafından geliştirilen bu tür pratikleri reddetme ve halkın ve onun temsilcilerinin ülkenin işleri ve kaynakları üzerindeki tüm egemenliğe sahip olduğuna dair açık bir işaret olarak Morales, Bolivya'daki ABD askeri üslerini ve aynı şekilde, ABD Büyükelçiliği aracılığıyla iş yapan DEA'yı ve USAID'i sınır dışı etti.

Ülkenin stratejik sanayileri kamulaştırıldı ve bu nedenle gelişme yönünde temel kararlara geri dönüldü. Geleneksel akıl, Bolivyadaki ABD yatırımlarının ölçüsünü tayin edecek.Bu, egemenliğin kötüye kullanılması ve ihlal edilmesine rağmen iyi ilişkilerin sürdürüleceği anlamına geliyor. Bütün bunlara rağmen, Bolivya bağımsızlığını geri koparıp aldıktan sonra gelişimini sürdürdü.

Bolivya'da Brezilya'nın aşırı sağcı başkanı Jair Bolsonaro'ya gösterilen tepki, ülkenin bağımlı dış politikaya geri dönme riski konusunda ipuçları veriyor. Bolivya, Brezilya'ya büyük miktarlarda doğal gaz satıyor ve onlarla sınırdaki trafiğe ve diğer konulara komuta edebilmek için işbirliği yapmaya ihtiyaç duyuyor. Morales, ilişkileri sürdürmek zorundaydı ve öyle de yaptı. Bununla birlikte Bolsonaro'nun yardımcılarından birinin yerli topluluklar hakkında ırkçı yorumlar yaptığı zaman olduğu gibi, saygıda bir eksilme olduğu zaman Bolivya'nın çıkarları için ayağa kalkma konusunda hızlı davrandı.

Evo, aleni olarak saldırıyı kınadı ve özür istedi. Oysa, muhalefet adayları ve aktivistleri, "komşularımızla birlikte olmak zorundayız" iddiasında bulunuyorlardı. Sağ kanat muhalefetinin yerli milletvekili olan Rafael Quispe, anti-yerli ırkçılığı tarafından "kızdırılmamak" gerektiği iddiasında bulunuyordu çünkü "Brezilya ile birlikte olmak zorundaydık". Muhalefetin Başkanlık adaylarından Viktor Hugo Cardenas (aynı zamanda yerli), aktif bir şekilde Bolsonaro'nun zaferini kutladı ve onun aşırı-tutucu popülizmini kopya etmenin yollarını araştırmaya başladı.

ABD ya da Brezilya farketmiyor, eşit olmayan dış ilişkilere boyun eğmek, "iyi ilişkiler" anlamına gelmiyor, daha çok bir yenilgi ve hükümetin dış politikasının aşağılanması anlamına geliyor.

Sandıktan iktidar olarak çıktığından beri MAS, yıllardır "yapısal uyum"(neoliberalizm) programını izleyen çöküş içindeki devletin olduğu bir ülkede köklü değişiklikler yaptı. Ve eğer Morales bu yıl yeniden kazanırsa, o zaman bu süreç Bolivya'nın hala karşı karşıya olduğu zorlukların üstesinden gelmesini derinleştirecektir.

Sosyal hareketlerin rolü ve Morales'in hükümetinin kültürel övünç duygusunu yeniden kazanma çabası, ülkenin tarihi olarak dışlanmış topluluklarının daha çok oranda sosyal olarak katılımının sağlanmasının başarılması, bütün dünyada tanınıyor.

Bunlara rağmen, "değişim süreci" 13. yılına girerken daha geniş değişimler analiz edilmeye değer. Ekonomik ve politik egemenliğin yeniden sağlanması süreci, bununla beraber bölgedeki krize rağmen ekonomik başarının korunması ve temel ihracatın fiyatlarınının düşük oluşu...

(....)

Çeviri Kolektifi

TeleSUR'da 23 Ocak 2019'da yayınlanan bir haber-analiz'den kısaltılarak çevrilmiştir