"Chavez'e teşekkür ediyorum; çünkü Fidel ve Raul'la birlikte tüm kıtamız için yeni ve onurlu bir başlangıç inşa ettiler."

Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti Başkanı Nicolas Maduro, geçen 10 Ocak'ta makamında yeni görev süresine başladı. Halka göre ülkeyi Hugo Chavez'in mirasını savunarak yönetmeyi sürdürecek olan Maduro ile gazeteci Ignacio Ramonet bir röportaj gerçekleştirdi. Granma International, bu söyleşiden alıntılar yapıyor.

 

Washington tarafından uygulanan ekonomik savaş ve finansal yaptırımların yarattığı vatandaşların karşı karşıya kaldıkları bu zor koşullarda seçmenlerin kitlesel olarak sizi desteklemiş olmalarını nasıl açıklıyorsunuz?

Halk, caddelerde, mahallelerde, bölgelerde ve şehirlerde gerçek bir toplumsal ve siyasi güç olan Bolivarcı Devrime-Chavezciliğe, bugüne kadarki başkanlık seçimlerinde hiç bir adayın elde edemediği en büyük desteği verdi.

Temmuz 2017'de Kurucu Meclis seçimindeki zaferin ardından güçlerimizin gözle görülür bir şekilde iyileşmesini, devrimci birliğin güçlendirilmesini- Gran Polo Patririotico (Büyük Vatanseverlik Körfezi)'daki tüm partilerin ve sayısız sosyal hareketin desteğini aldık-ve Venezuela Birleşik Sosyalist Partimizin örgütsel olarak büyümesini gözlemledik. Bu aynı zamanda bağımsızlık savaşımızdan bugüne bizim zarar gördüğümüz en vahşi saldırıların ortasında halkımız tarafından gösterilen olgunluk ve bilgelikle açıklanabilir. Ve çünkü Devrim bu zorluklar ve ekonomik baskılar ortasında Venezuela halkının ihtiyaçlarına hitap etti. Tek bir okul ya da üniversite kapanmadı: kamu eğitimindeki öğrencilerin sayısı arttı. Tüm halkımız için ücretsiz sağlık bakımı sağlamayı sürdürüyoruz; ücretleri ve istihdamı zorla da, inatla da olsa koruyoruz. Her üç haftada, temel yiyecekleri, meşhur "CLAP kutuları"nı Venezuela'daki 6 milyon eve dağıtıyoruz.

 

Bazı devletler Başkanlık seçimlerinin sonuçlarını tanımadı ve sizi Başkan olarak tanımayı reddetmekle tehdit etti. Buna nasıl bir cevap verirsiniz?

Venezuela, tarihi boyunca kendi kimliğini, cumhuriyetçi doğasını, bağımsızlığını oluşturmuş bir ülkedir. Bugünkü Venezuela, bizim bütün tarihimiz boyunca sahip olduğu, 19 yıl önceki bir referandumda halkımız tarafından onaylanan, en demokratik Anayasa ile yönetiliyor. 2018'de biz kesinlikle ülkemizin şeffaf seçim kurullarının düzenlediği iki seçim yarışı yaptık. Venezuela'da Seçimler bir kamu gücüdür; beşinci güçtür ve Venezuela'daki seçim sürecinin dünyada görülebilecek en şeffaf ve lekesiz süreç olduğunu söyleyen Jimmy Carter gibi tartışılmaz prestije sahip uluslararası kişiler tarafından da kabul edildiği gibi lojistik, gelişmiş elektronik sistemler kullanır.

20 Mayıs 2018 Başkanlık seçimleri ulusal ve uluslararası gözlemcilerin gözetiminde yapıldı. Ve bizim halkımız bir karar verdi. Venezuela hakkındaki kararları yabancı devletler veremezler. Bu kararı halk verdi: ilk turda oyların %68'ini aldık ve halkın kararıyla görevi sürdüreceğiz. Bizim demokrasimiz gerçek bir güce sahiptir; son yirmi yılda 25 seçim olmuştur. Bu, Devrimin 20 yılında aynı sürede ABD'de yapılanın yaklaşık 3 katı demektir.

Siz demokratik bir diyalog için çağrı yapmayı sürdürmenize rağmen Demokratik Birlik Masası(MUD)'nda bir araya gelen en önemli muhalefet güçleri, bu seçimlere katılmamayı tercih ettiler. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Özel sektörlerde ve genel olarak toplumda süre giden diyalogları saymazsak Venezuela’daki muhalefete 300'den fazla siyasi diyalog çağrısı yaptım. Hiç kimseyi bizim modelimizi kabul etmeye zorlamak gibi bir düşüncem olmadı. İşimiz her zaman Venezuela'daki güçler arasındaki siyasi bir aradalığı ve yarışçılığı güçlendirmek yönünde oldu. Fakat, bizim diyalog için gösterdiğimiz çabaların hepsi, Venezuela'daki ABD Büyükelçiliği tarafından boykot edildi. Bir gün, büyükelçilik görevlilerinin kapı kapı gezerek muhalefet adaylarını 20 Mayıs Başkanlık seçimlerine katılmamaları için zorladıkları ortaya çıkacak.

 

Bolivarcı Devrim çerçevesinde muhaliflere uygun siyasi yer nedir? Muhalefet Başkanlık seçimini kazanırsa, Devrim onların zaferini kabul edecek mi?

Muhalefet, özgürce siyaset yapmak için Anayasada tanımlanan tüm güvencelere sahiptir. Venezuela'da 20 yılda yapılan 25 seçimin 23'ünü kazandık fakat ikisini kaybettik: 2007 anayasal reformu ve 2015 milletvekili seçimlerini. Kaybettiğimiz zaman vakit geçirmeden yenilgimizi kabul ettik. 2007 yılında Chavez ve 2015'te bizzat kendim sonuçları kabul ettik ve halkı buna barış içinde saygı göstermeye çağırdık. Ulusal Meclis'te çoğunluk muhalefetinden önce, Ocak 2016'da ulusa mesajımı sundum ve kibirli sağın cevabı ne oldu? Anayasayı ve halk tarafından tanınan süreyi ihlal ederek bulunduğum mevkiden 6 ay içinde ayrılmam gerektiği...

 

Bir çok kez muhalefet güçlerini darbe planlayıcıları olarak tanımladınız ve 4 Ağustos'ta patlayıcılarla yüklü dronların suikast girişimine hedef oldunuz. Bu saldırı hakkında ne söyleyebilirsiniz?

Olabileceğini hiç düşünmediğim bir şeyle karşılaştım; bir terörist gelişmiş teknoloji kullanarak bana bir suikast girişiminde bulundu. Bana bir suikasttan öte bu, devlet başkanlığına ve devlet iktidarına bir son verme teşebbüsüydü. Drone kullandılar ve saldırı Bogota'dan, garip bir rastlantıyla üç gün sonra görev süresi dolacak olan Başkan Juan Manuel Santos tarafından hazırlandı. Geçen dönemin milletvekillerinden, Venezuela muhalefetinin bir lideri Julia Borges, doğrudan katıldı. Beyaz Saray, tamamıyla bundan haberdardı. Bu saldırının arkasında Beyaz Saray'ın Evet'i ve Okey'i var. Başkan Donald Trump'ın şu anki Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, bana yapılan suikastın planlarını yönetiyor.

 

Bir çok muhalefet lideri, siyasi tutsaklar olduğu için sizi suçlayarak yönetiminizi itibarsızlaştırmak için uluslararası kampanyalar başlattılar. Bu eleştiriyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Suç işlemekle suçlanan insanlar vardır; örneğin darbeye iştirak etmek ya da askeri darbe yapmak; geçen 4 Ağustos'ta olan suikast girişimine dahil olmak gibi, mahkemelerden önce karşılığı verilmesi gerekenler... Bunlar siyasi kişilikler midir değiller midir? Hapis cezası almış bir siyasi kişilikle siyasi bir tutuklu birbirine karıştırılmamalı. Düşünün, siyasi bir eylemci Fransa Başkanı'na suikast girişiminde bulunsaydı ya da İspanya Başkanı'na darbe yapmaya kalksaydı, bu ülkelerdeki mahkemelerin yasal olarak cevabı ne olurdu? Venezuela'da herkesin saygı duyması gereken bir hukuk devleti var.

 

Venezuela'da şu anda iki tane milletvekili meclisi var: 2016 seçimleri sonucu ortaya çıkan muhalefetin hakimiyetinde olan ve Yüksek Mahkeme tarafından geçersiz sayılan Ulusal Meclis ve sizin hükümetiniz tarafından desteklenen güçlerin hakimiyetinde olan ve birçok uluslararası yapı tarafından tanınmayan 30 Temmuz 2017 tarihinde yapılan seçimler sonucu ortaya çıkmış olan Kurucu Meclis. Bu durumun nasıl çözüleceğini düşünüyorsunuz?

Bunlar, Anayasa'da özel işlevler ile açıkça oluşturulmuş, ayrıca anayasal metinde tanımlanmış halk temsiliyetinin iki gövdesidir. Bir yandan Cumhuriyetin en yüksek mahkemesinin kararını açıkça ihlal eden yasama yetkisi ve bu organı Anayasayı korumak için harekete geçmeye zorlayan, Ulusal Meclis kendisini düzelttiği ve Kurucu Meclis'in kararlarına uyduğunda hükümsüz olacak bir karar. Diğer yandan 348.maddede Anayasanın bana verdiği yetkiye göre ben Kurucu Meclis(ANC) için seçim çağrısı yaptım. 130'dan fazla ölüme sebebiyet veren, sağın ülkenin bir çok kesimini içine çektiği ciddi bir şiddet ortamında yapılan bir oylama... ANC seçimi makul ve güven vericiydi. Ülkeye barış getirdi. Şimdi ANC kendini devleti dönüştürmek, yeni bir yasal düzen kurmak ve yeni bir Anayasa taslağı hazırlamak üzere oluşturulmuş anayasal rolü üstlenmiş olarak buluyor.

 

Ekonomik savaş ve özellikle enflasyona karşı mücadele  2019'un ana ulusal görevlerinden biri olarak sunuldu. Ağustos'un 20'sinden sonra başlatılan Ekonomik İyileşme, Büyüme ve Refah Planında şu ana kadar elde edilen sonuçları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ekonomik İyileşme, Büyüme ve Refah Programı'nın başarısının prensibinin elimizde büyüme ve iyileşme planının olması olduğuna inanıyorum. İşleri ve işçilerin gelirini korumayı sağlamak için bir yolumuz var; ekonominin temel sektörlerinde örgütlü büyüme... Sadece 2018 yılında Venezuela'ya 20 milyar dolarlık bir kayba mal olan uluslararası yaptırımlara karşı verilen nefes kesen savaşla baş edebilmek için daha iyi bir konumdayız. Venezuela, sadece 2018'de 20 milyar dolar kaybetti. Bu zalimce bir gaddarlıktır. ABD tarafından dayatılan yaygın uluslararası gaddarlığa rağmen, petrol üretimini yükseltmek, Venezuela'nın petrokimya kapasitesini, altın, elmas, koltan, demir, çelik, alüminyum vb gibi ülkenin sahip olduğu zenginliklerin ve açık uluslararası pazara sahip olan hammaddelerin üretimini artırmak niyetindeyim.

Hayranlıkla söylemeliyim ki, halk bütün bu saldırılarla hayret verici bir siyasi bilinçle baş etti; güvenlik güçlerimizin belirleyici desteği ile bu tür alçakça saldırılara karşı koydu.

 

Hükümetiniz karşıtı, kronik yiyecek sıkıntısı, temel ilaçların kıtlığı ve insani bir krizden bahseden uluslararası medya kampanyalarına nasıl cevap verirsiniz?

Venezuela'ya karşı emperyalist güçler tarafından yürütülen vahşi, aşağılık psikolojik medya kampanyaları, ciddi araştırmacılar tarafından ortaya konabilir. Venezuela hakkında ABD ve Avrupa medyasında yayınlanan haberlerin %98'i negatif. Bunlar, sanki FAO gibi kuruluşlar tespit etmemişler gibi bizim insanlara yiyecek garanti ettiğimiz konusunda sessiz kalıyorlar. Bizim yoksul ailelerin kız ve erkek çocuklarına 14 milyona yakın oyuncak dağıttığımızdan bahsetmiyorlar. Bizim 2,5 milyon ev tedarik etmemiz hakkında hiçbir şey söylemiyorlar. Neredeyse tüm Venezuelalıların kalifiye tıbbi yardıma ücretsiz ulaştıkları gerçeğini görmezden geliyorlar. Biz ülkemizdeki problemleri inkar etmiyoruz. Tersine, onlarla yüzleşiyor, onları halkımızla tartışıyor ve çözmeye çalışıyoruz. Eğer ABD bize yardımcı olmak istiyorsa ikiyüzlü olmamakla başlayabilir.

 

2018'de bazı uluslararası medya kuruluşları, beklenen ekonomik yıkım ve insani kriz nedeniyle ülkelerini "terk eden" Venezuelalılar imajını yaydılar. Milyonlarca göçmenden bahsediliyordu. Ve onları kabul eden, ABD, Avrupa Birliği ve Kanada tarafından teşvik edilen bir takım komşu ülkeler, bu göçmenlere yardım etmenin olası maliyetini karşılamak için uluslararası yardım talebinde bulunuyorlardı. Bu fenomenin ne kadar değer taşıdığını düşünüyorsunuz?

Bunlar, yalan haber ve çeşitli medya iletişim kuruluşlarının aktif suç ortaklığı ile uydurulmuş diğer yalan bilgiler temelinde oluşturulmuş şeyler. Kimsenin inkar etmediği en küçük gerçeklik temelinde, bazı senaryo yazarları Chavezciler karşıtı bir hikaye uydurdular. Bu, ABD emperyalizminin bazı uydularının eşliğinde Kolombiya hükümeti gibi dünyanın "sahte pozitif" şampiyonlarının koordine ettikleri, dev bir "sahte pozitif" operasyondur. Bu gözboyayıcılar, teşhir etmek için bu fırsattan yararlanıyorum, sayıları hiçbir zaman büyük medya tarafından yanlış olarak yinelendiği gibi bir seviyeye ulaşamamış, bir grup Venezuelalı’yı kandırdılar.

Bir grup Venezuelalı’nın "daha iyi yaşam ve çalışma koşulları" aldatmacasına kanarak ülkeyi terk ettiğini inkar etmiyoruz. Bunlar, Peru, Kolombiya, Ekvador ve Şili'ye gittiler ve acımasız kapitalizmin vahşi gerçekliğiyle yüz yüze geldiler. Birçoğu soyuldu, kötü muamele gördü, insanlığından çıkarıldı ve köle gibi çalıştırıldı.

Bu da yetmezmiş gibi, Kolombiya hükümeti ve onun başkanı Ivan Duque, benzeri görülmemiş bir arsızlık göstererek bu operasyondan para elde etmeye çalışıyor. İnanılmaz!..

Bizim 6 milyona yakın erkek ve kız kardeşi Kolombiya'dan aldığımızı biliyor musunuz? Bu, Kolombiya nüfusunun %12'sidir; ama bunlar Venezuela'da yaşıyorlar. Biz onlara güvenlik, iş, yiyecek, eğitim, ücretsiz tıbbi bakım, barış ve onurlu bir yaşam hakkı sunuyoruz. Ve hiç duyulmamış bir şey oldu. Bunun başka bir yerde olduğunu hatırlamıyorum: 2018'in ortalarında Peru, Ekvador, Brezilya, Kolombiya vb elçilik ve konsolosluklarının kapılarında büyük bir yurttaş kalabalığı görünmeye başladı. Yurttaşlar Venezuela'ya dönmek istiyorlardı ve biz "Eve Dönüş" planı oluşturduk. Şimdiden 20 binden fazla Venezuelalı döndü.

 

Birçok Latin Amerika hükümeti, sol ya da sağ, son zamanlarda, özel olarak Odebrecht olayında olduğu gibi önemli yolsuzluk suçlarına dahil olmakla itham edildiler. Size göre Venezuela'da yolsuzluk seviyesi nedir?

Venezuela tarihinde Bolivarcı Devrim kadar yolsuzlukla etkin bir şekilde mücadele eden başka bir dönem ya da hükümet olmamıştır. Rakiplerimizin bize karşı açtıkları saldırı cephesinden birinin bizim yolsuzluk sözkonusu olduğunda gevşek davrandığımız suçlamasını içerdiğinin farkındayım. Bu kesinlikle yanlış. Ben her konuşmamda yolsuzluğu pratik olarak teşhir ediyorum. Ben, bir çok yolsuzluk olduğunu, kamusal alanlarda bir çok hırsızlık, soygun, dolandırıcılık, halkın imkanlarından istifade etmek olduğunu farkeden ilk kişiyim.

Bunu, geçen 20 Aralık'ta benim yolsuzluk ve bürokratizmle mücadele etmek için bir plan oluşturmayı teklif ettiğim Halkların Bolivarcı Kongresi'nde şiddetle kınadım. Bu bugüne kadar Venezuela'da hiç yapılmamıştı. 2019'da temel çalışma çizgilerimizden biri, kesinlikle pasiflik, ihmal, erteleme ve her şeyden önce yolsuzluğa karşı amansız bir mücadele olacaktır. Bu savaşta halkımızdan tüm desteklerini istedim. Bu, halk tarafından geniş bir şekilde desteklenen gayet popüler bir konudur. Halk, yolsuzluğun kendi düşmanları, devrimin düşmanı olduğunu biliyor.

 

Son 6 yılda bir çok Latin Amerika ülkesinde neo-liberal sağ yeniden ortaya çıktı. Bu hızlı yükseliş devam eden bir eğilim mi yoksa geçici bir kriz mi?

Latin Amerika tartışmalı bir bölge ve şu anki ABD yönetimi tarafından yeniden canlandırılan Monroe Doktrini'ne dayanan, halk hareketlerine ve 90'lı yılların başında Latin Amerika'da neo-liberalizme karşı çıkan ve onu yerle bir eden alternatif liderliklere karşı son yıllarda vahşi bir saldırı var. Örneğin, diğer liderler arasından Brezilya Başkanı Lula da Silva'yı, Arjantin'in eski Başkanı Cristina Fernandez'i hatırlayın. Ultra sağ kanat hükümet ve liderlerin ortaya çıkmasına izin veren bu liderlerin gaddarca düşürülmesi oldu. Büyük çeşitlilikteki ilerici liderliklerle başarılan sosyal fetihler ve ilerlemeler açısından geriye doğru bir döngü yaşandığı doğrudur. Bunu sadece bu politikaların insanlar üzerindeki etkisinde görmüyoruz fakat özelleştirme süreçlerinde de görüyoruz.

 

Andres Manuel Lopez Obrador'un Meksika'da başkanlığa gelmesinden sonra siz halkçı güçlerin Latin Amerika'da yeniden iktidara gelebileceklerini tespit ediyor musunuz?

İfade ettiğim noktaya göre, her gerileme sürecinin yeniden savaşmak için iç güçleri uyardığını ve teşvik ettiğini eklemeliyim. Böylece biz, bugün neo-liberal güçler tarafından yönetilen bir takım ülkelerle birlikte geçerli olan bu geniş gerilemenin yanı sıra halk eylemi, sosyal hareketlerde giderek güçlenen bir kapasite de buluyoruz. Kıtamızdaki halk güçleri zaten yeniden bir savaşıma adım atmış durumdalar.

 

Venezuela'nın iki en önemli ortağına, Pekin ve Moskova'ya ziyaret gerçekleştirdiniz. Bolivarcı Devrimin yakın müttefiki olan dünyanın bu iki süpergücüne yaptığınız bu seyahatlerden ne sonuçlar çıkardınız?

Bizim Devrimimizin en başından itibaren Kumandan Hugo Chavez, dünyanın bütün halklarıyla saygı ve dostluk ilişkilerini geliştirmek ve emperyalist güçlerin dayattığından farklı bir gezegen için stratejik ittifak halkaları kurmak amacıyla özel bir çaba harcadı. Müthiş siyasal yaratıcılığı ve Fidel Castro ile candan işbirliği ile, geniş bir entegrasyon çabasını üstlenmek için ALBA'nın, UNASUR'un, Petrocarib'in, teleSUR'un, CELAC'ın kuruluşunu destekledi. Çin ve Rusya ile ilişkiler, doğrudan Chavez ve bu güçlerin liderleri tarafından bugüne getirildi. Pekin ve Moskova ile ortaklar arasındaki ilişkiden daha çok, gerçek bir kardeşlik ilişkisine sahibiz. Şu anda Venezuela, Bağlantısızlar Hareketi(NAM)'ne başkanlık ediyor ve 1 Ocak 2019'da Viyana'daki OPEC toplantısına başkanlık edecek. Bugün, Venezuela yalnız değildir.

 

1 Ocak 2019'da Küba Devrimi'nin zaferinin 60.yıldönümü kutlandı. Bu Devrimin Latin Amerika için önemi hakkında ne düşünüyorsunuz?

20.yüzyılın ikinci yarısına damgasını vurdu. Özgürlük, onur, egemenlik, adalet ve sosyalizm için savaşan tüm insanlar için temel bir referanstır. Birçok devrimci kuşak, Fidel, Raul, Camilo ve Che'nin eylemlerinde kıtamızın bir yüzyıldan fazla daldırıldığı uzun yeni sömürgecilik karanlığının ortalarında parlayan bir umut ışığı gördü. İnsanlık tarihinde bilinen en kan dökücü imparatorluğa karşı ayağa kalkan bu küçük ülke, kuzey komşusunun ve onun uşaklarının saldırganlıklarına karşı direndi ve direnmeye devam ediyor. Küba, Simon Bolivar ve Jose Marti'nin büyük düşü olan Latin Amerikalıların birliğini savundu ve teşvik etti. Bu, uluslararası dayanışmanın bir örneğidir. Dünyanın bir çok yerinde kaç insan hayatı Kübalı doktorlar tarafından kurtarıldı? Fidel’le konuşarak geçirdiğim, onun bilgece sözlerini, düşüncelerini ve onu harekete geçiren fikirlerini dinlediğim bir çok geceyarısı saatleri için yaşama teşekkür ediyorum. Hugo Chavez'e teşekkür ediyorum; çünkü Fidel ve Raul’la birlikte tüm kıtamız için yeni ve onurlu bir başlangıç inşa ettiler.

4 Aralık'ta Kumandan Chavez'in ilk seçim zaferinin 20.yıldönümü kutlandı. Eğer bugün onunla 6 yıllık idarenizi konuşma fırsatınız olsaydı neler söylemek isterdiniz?

Savaşların ortasında, zor bir günün sonrasında birçok defa kendime şu soruyu sorduğum oldu: Chavez olsa ne yapardı? Nasıl yapardı? Neyse ki, bizimle, onun en yakın ekibiyle birlikte sürekli bir pedagojik çaba, devrimci bir sürecin inşasında var olan muazzam zorluklar, bunun riskleri, engelleri, rakipleri, öngörülemez olayları üzerine bir eğitim süreci kurdu. Saldırılar, tehditler, ihanetler... Bunlar bizi çelikleştirdi. Böylece, bizi bıraktığı muazzam yalnızlık, bize bıraktığı tavsiyelerle bir şekilde tolere edildi. Bu nedenledir ki, her gün onu çağırıyorum ve şair Miguel Hernandez'in bir dizesindeki gibi ona : "Birçok şeyi konuşmalıyız, ruh ikizi, yoldaş" diyorum.

(Granma International’dan çevrilmiştir)

Çeviri Kolektifi