Deniz, Yusuf, Hüseyin Tutkulu Devrimciliğin, Enternasyonalizmin Pratiğidir

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan... Baştan ayağa cüretin, cesaretin örneği olan, 68 hareketinin ve 71 devrimci kopuşunun önderleri 6 Mayıs 1972’de asılarak katledildiler. İdam sehpalarından atılan son sloganlar, bugün birleşik devrimin her safhasından kendini yeniden buluyor, her adımımızda her sloganımızda yeniden yankılanıyor.

71 çıkışı Türkiye ve Kürdistan tarihinde zora dayalı devrimin adımlarının örüldüğü, yolunun belirlendiği bir süreç olmuştur. Bu çıkış sosyalist hareketin kendi sağından ve sistemden bütünlüklü bir çıkışı temsil etmektedir. Denizler okul sıralarından, Beyazıt’a, Filistin’den Nurhaklara devam eden mücadelelerinde her zaman bir yol açmayı seçtiler, verili olanla yetinmediler, itirazları isyana dönüştü, isyanları bitimsiz bir kavgaya. Onlar, işçi sınıfının, ezilen halkların, emekçilerin, köylülerin özgürlüğü ve insanca yaşayabilecekleri bir dünya için hayatlarını ortaya koydular ve bu yolda ölümsüzleştiler.

Onlar, tutkulu devrimciliğin, enternasyonalizmin pratiğidir.

Üç fidan, ekonomik ve siyasal krizi derin bir şekilde hisseden sermaye sınıfının, kendi egemenliğini koruma derdine düştüğü, faşizmin toplumun tüm kesimlerini tehdit ettiği; faşist iktidarın çizdiği sınırları zorlayan her eylemde işçilerin, kadınların, gençlerin devlet zoruyla karşılaştığı, pandemiyi bahane ederek yaşam alanlarımızın her noktasına nüfuz etmeye çalıştıkları bu günler de bizlere bir kez daha faşist iktidara karşı mücadelede, faşizmi hangi yöntemlerle tarihin çöplüğüne gönderilmesi gerektiğini gösteriyorlar. Birleşik Mücadele Güçleri 71 kopuşunun tüm öncülerini iddialarından arındırarak değil onların iddialarını güçlendirerek sahiplenmektedir.

Bu seneki 1 Mayıs’ın ve faşist saldırganlık yeni kopuşlara ihtiyaç olduğunu açığa çıkarmıştır. 1 Mayıs, “tam kapanma” adı altında yasaklanırken, işçilerin çalışmasının önündeki bütün engeller kaldırıldı. Çalışmak dışında her şey yasaklanırken, önemli olanın sermayenin kârı ve devamlılığı olduğunu bizlere yeniden gösterdiler.

Birleşik Mücadele Güçleri olarak iktidarın tüm yasak ve saldırılarına rağmen, 1 Mayıs’ın meşruluğunu savunarak, yönümüzü sokaklara, Taksim’e döndük, bulunduğumuz her yeri 1 Mayıs alanına çevirdik, bu düzene bu keyfiyete mahkum olmadığımızı, olmayacağımızı, keyfi yasakların mücadelemizin önünde duramayacağını gösterdik.

İnsanlık, bu düzene mahkum değildir! Bu düzen yıkılmalı, yok edilmelidir. Geldiğimiz bu evrede devrimci önderler, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın cüretli devrimci pratikleri yolumuzu aydınlatan bir meşaledir.

İzlememiz gereken yol onların yolu, onların inancı ve cüretidir!

6 Mayıs’ın 49. yıl dönümünde bizler Deniz’in, Mahir’in, İbrahim’in, Mazlum’un yoldaşları, Birleşik Mücadele Güçleri olarak fabrikalarda, okullarda, sokaklarda, meydanlarda devrim mücadelesini büyütüyoruz

Onları anmanın faşizmi alaşağı etme mücadelesinde öne atılmakla mümkün olduğuna inanıyoruz. Bu bilinç irade ve kararlılıkla açtıkları yolu zafere ulaştıracağız!

Deniz Gezmiş’in son sözü Birleşik Mücadele Güçleri’nin ilk sözüdür:

YAŞASIN TÜRK VE KÜRT HALKLARININ BİRLİKTE MÜCADELESİ!

Birleşik Mücadele Güçleri