Dinci-faşist iktidar, yükselen devrimci mücadeleyi bastırabilmek ve ezebilmek adına toplumun tüm kesimlerine, Kürt halkına, emekçilere, işçi sınıfına, kadınlara, gençlere acımazsızca saldırıyor. Bu saldırılardan Aleviler de nasibini almış durumda.

Haftalardır Alevilerin kapılarının işaretlendiğini, cemevlerine faşist saldırıların olduğunu görmekteyiz. Malatya’da, Antep’te, İzmir’de, İstanbul’da Alevilerin oturdukları evlere dinci-faşistlerin kırmızı boyalarla çarpı işareti atıp “Gebereceksiniz” yazılarını yazdıklarına tanık oluyoruz. Geçtiğimiz günlerde en son Sultanbeyli’deki cemevine faşist saldırı gerçekleştirildi. Cemevi basıldı ve yerlere “Bitmedi” diye yazılar yazılıp, çarpı işaretleri atıldı.

Bu saldırılar ilk kez olmuyor. Alevilere yönelik saldırılar faşist devletin kanlı tarihi boyunca süregelmiştir. Çorum, Maraş, Sivas ve birçok yerde faşist devlet büyük saldırılar gerçekleştirdi ve bugün de bu saldırıları yoğun bir şekilde gerçekleştirmeye devam ediyor. Bu saldırıların arkasında dinci-faşist iktidarın ve faşist devletin olduğunu çok iyi biliyoruz. Alevilere karşı haftalardır yoğunlaşan saldırılarla dinci-faşistler terör estiriyorlar. Alevileri bir katliamla tehdit etmekten hiç mi hiç çekinmiyorlar.

Alevileri katliamlarla tehdit edenlerin, bu cesareti devletin başından aldıkları çok açık. Cumhurbaşkanı RTE konuşmalarında din vaazı vererek, gayelerinin şeriat olduğunu açık bir şekilde dile getirirken, Sivas Katliamı sanığını Cumhurbaşkanı affıyla serbest bırakarak adeta korkmayın arkanızda devlet var diyor. Tüm bunlar devlet destekli yeni katliamlar dizisinin habercisi olarak görülmelidir. Dinci-faşistlerin hazırlık, amaç ve planlarının bu yönde olduğundan kuşku yoktur.

Alevi emekçilere yönelik saldırılar, tehditler bu denli büyükken Alevilerin, bu faşist saldırılara karşı örgütlenmesi, saldırılara karşı dinci-faşistlerin anladığı dilden cevap vermesi, günün en önemli ve en acil sorunlarındandır. Faşist devletin baskısını, zorbalığını bugün yakıcı bir şekilde hissediyorsak, bu soruna karşı bir mücadele hattı örülmesi şarttır.

Kendi bekası için bir ölüm kalım savaşı içerisinde olan faşist devlet, toplumdaki ilericilerin, devrimcilerin, kadınların, gençlerin sesini soluğunu kesmeye çalışıyor. Aynı şekilde Alevilere yönelik faşist saldırıları da faşist devletin ve dinci-faşist iktidarın ölüm kalım savaşının bir parçası olarak görmemiz gerekiyor. Bu nedenle bu saldırıları devrimci yöntemlerle püskürtmenin hazırlıklarını mahallelerimizde, işyerlerimizde bulunduğumuz her alanda komiteler kurarak yapmak zorundayız.

Dinci-faşizme karşı en enerjik, en kararlı adımlarla hareket etmek ve örgütlülüğümüzü güçlendirmek hepimizin görevi ve sorumluluğudur!

Mücadele Birliği Platformu