İşçiler, emekçiler, yoksullar, ezilen halklar, kadınlar, gençler…
Kriz derinleşiyor ve kendisini her geçen gün daha da fazla hissettiriyor. Ceplerimizde, sofralarımızda daha da yakıcı hale geliyor. Zamlar ve vergi artışları, işten atmalar, konkordato ilanları hız kesmeden devam ediyor. Yakında zam ve vergiler de yetmeyecek ve maaşlardan kesinti yapılmaya başlanacak. Bu yanıyla tablo pek de iç açıcı değil.
Dillere pelesenk olmuş bir deyimle belirtirsek; hastalığı doğru teşhis edersek tedaviyi de doğru uygularız. Bu noktada emekçilere sunulan iki reçete var:
Birincisi; “krizin faturasını biz ödemeyeceğiz”, “krizin faturasını patronlar ödesin” aymazlığı. Bu görüş eksik, muğlak ve hedefsizdir. Emekçilere düzen içi çözüm (aslında çözümsüzlük) sunmaktan öteye gitmez. Emekçiler, düzen içi çözüm hayalperestlerinin faturalarının muhasebecisi değildir!
İkincisi ise; emeğin iktidarını hedefleyen en gerçekçi yoldur.
Özellikle belirtmeliyiz ki bu kriz de diğer tüm krizler gibi kapitalist sistemin yapısından kaynaklanmaktadır. Burjuva muhalefetin belirttiği gibi “iktidarın yanlış politikalarından” kaynaklandığını söylemek ya art niyetliliktir ya da bilgisizlik.
Emperyalist-Kapitalist sistem sıçramalı çöküş evresindedir ve can çekişmektedir. Krizin sorumlusu iktidar olmadığı gibi kriz sadece bizim ülkemizle de sınırlı değildir. Başta Amerika ve Avrupa olmak üzere tüm dünyaya yayılmaktadır.
Kapitalizmin yeni evrede tekellerden başka kimseye vaat edeceği bir şey kalmamıştır. Tekellere vaat ettiği ise hazin sonlarıdır.
Bu bağlamda somut durumun somut tahlili yapılıp doğru kavrandığında düzen içi çözüm (çözümsüzlük) isteyenlerin devrimin imkânsızlığı ve sistemin gerek ülkemizde gerekse dünyada çok güçlü olduğu varsayımı gerçekten uzak, iflah olmaz bir karamsarlıktır. Emekçilerin sorunlarının bu düzen içinde düzelebileceği savı ise düpedüz olmayacak hayallerle rüya görmektir.
Devrim hiç olmadığı kadar yakın ve ellerimizdedir.
Emekçiler, bırakın faturalarla hayalperestler uğraşsın. Siz gerçeğin sesine kulak verin. Şimdi “Krizin faturasını ödememe” değil, el ele verip tüm gücümüzle krizin kendisi olan bu sistemi yıkmanın zamanıdır. Şimdi devrim zamanıdır!
Yaşam hiç olmadığı kadar bizden yana!
Bütün İktidar Emeğin Olacak!
Dünya Emeğin Olacak!
Mücadele Birliği Platformu