06 Mayıs 2018
Açıklama no:04
Bugün çok zorlu ve bunun yanında birleşik devrimimiz için büyük olanakları da barındıran bir dönemin içinden geçiyoruz. Bir yanda koyu bir karanlık tüm keskinliği ile hüküm sürmeye çalışıyor; bir yanda ise bu karanlığa boyun eğmeyenler büyük bedellerle mücadeleyi geliştirmeye, karanlığa karşı savaşı büyütmeye çalışıyorlar.
Dinci-faşist iktidar, kendi sözcülerinin de bir çok defa belirttiği gibi bir “varlık yokluk mücadelesi” veriyor, bir “beka sorunu” yaşıyor. Emekçilerin ve Kürt halkının üzerinde dizginsiz bir terör uygulanıyor. OHAL ve gün geçtikçe toplumun nefes alamaz duruma getiren uygulamalar, KHK’lar, yeni baskı yasaları, ekonomik baskılar, ölüm, katliam zindan artık dinci-faşist iktidar için halkın üzerinde uyguladığı günlük rutin uygulamalar haline gelmiş durumda. İktidarlarını kaybetmekten öylesine korkuyorlar ki, iktidarı koruyan savunma hatlarındaki her bir çatlağı ölümcül bir tehdit olarak algılıyor ve çareyi sadece baskı ve katliamlarını daha da şiddetlendirmekte görüyorlar.
Tüm bunlara rağmen korkularını dindiremiyorlar. Hangi çatlağı sıvamaya kalksalar, düzeni koruyan bu miadını doldurmuş bent bir başka yerinden çatırdıyor. Bunun yanında tüm zor araçlarını, bütün şiddetiyle devreye koymalarına rağmen ne dağlardaki isyanı, ne de şehirlerdeki karşı koyuşu yok edemiyorlar. Birleşik Devrim gelişimini sürdürüyor.
Bugün işte bu koşullarda yeni bir 6 Mayıs’ta Devrimimizin yüce önderleri, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı ve onların şahsında toprağa düşen devrim savaşçılarımızı anıyoruz.
Denizlerin idamının üzerinden tam 46 yıl geçti. Onlar, işçi sınıfının, ezilen halkların ve emekçilerin özgürlüğü ve insanca yaşayabilecekleri bir dünya için hayatlarını ortaya koydular ve bu yolda ölümsüzleştiler. Hayatlarını ezilenlerin kurtuluşunun yolunu pratik olarak göstermek için, “ biz bir meşale yakarız, arkadan geleceklerin yolu aydınlanır” diyerek feda ettiler. Denizler, bugün hala her eylem alanında, her grevde ve bu toprakların onurlu her emekçisinin, bu düzende ezilen, sömürülen, baskı gören tüm toplum kesimlerinin yüreğinde yaşıyorlar. Yasam ve mücadele pratikleriyle kazandıkları bu anlamlarla halklarımızın bilincinde var olmaya devam ediyorlar.
Denizler, zora dayalı mücadeleyi sergileyen tarihsel anlamdaki öncü pratikleriyle bir meşale yaktılar. Halklarımıza kurtuluşun devrimin yolunu gösterdiler.
Bizler Denizlerin partisinin savaşçıları olarak biliyoruz ki, onların yoldaşları olabilmek büyük bir iddiadır! Denizlerin yoldaşı olabilmek herkesin imkansız dediğini istemek, herkesin imkansız dediğine cüret etmektir. Denizler devrim demektirler! Ve bu yüzden bitmezler, tükenmezler, eskimezler!
Günü gelir bayrağı darağaçlarında genç proleterlere teslim ederler. İbrahimdirler, Seyitdirler, Necatidirler!
Bazen sesiz meydanlara cüretli bir seslenişle Aynil olurlar, Rasim olurlar!
Günü gelir sokaklarda onların cüretiyle savaşan Yaşar olurlar Tarık olurlar!
Bazen sessiz ve derinden bir çabadırlar, Emin olurlar!
Günü gelir zindanda baş eğmeyen Murat, ölüm oruçlarında yaşamın anlamını tekrar tekrar doğuran Sibel, Aysun olurlar!
Ve şimdi dağları kıskandıran heybetiyle Sinan, bilgeliğiyle büyüten Taylandır Denizler!
Biz, Leninist gerilla birlikleri olarak, bu tarihsel dönemeçte önümüzde duran görev ve sorumluluklara, Denizleşerek, Denizleşenlerimizi takip ederek cevap vereceğiz!
Büyük devrimci önderlerimizin yüce anıları önünde bir kez daha söz veriyoruz ki, halklarımızın yaşamını kabusa dönüştüren bu düzeni yıkacağız!
DENİZ, YUSUF, İNAN SAVAŞA DEVAM!
YA DEVRİM YA ÖLÜM
LENİNİST GERİLLA BİRLİKLERİ
Rojava Komutanlığı
NOT: http://leninist.net/index.php/tr/aciklamalar/34-denizler-devrimdir 'den alınmıştır