1 Mayıs dünyanın emekçileri ve özgür insanları için insanlık düşmanlarına karşı bir mücadele günü olsun
TED Aliağa Koleji'nde hakkını aradığı için işten çıkarılan öğretmene destek vermek için okula giden Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, eğitim sendikalarının temsilcileri okulda muhatap bulamadı.
SES Bakırköy Şubesi yöneticilerine saldırıda bulunan ve sendikal faaliyetini engelleyen Esenyurt Necmi Kadıoğlu Devlet Hastanesi başhekimini hastane önünde protesto edilerek "Örgütlenme özgürlüğümüz, sendikal faaliyetimiz engellenemez"...
Mücadeleci Sendikalar, DEV TEKSTİL, DGD-SEN, DİSK/Enerji-Sen, İnşaat-İş, İNŞAAT-SEN, Mağaza Market-Sen, KATAŞ-SEN Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, TOMİS, "1 Mayıs'ta Herkes Taksim'e!" şiarıyla yaptığı yazılı açıklamada saat 10.00'da...
20-21 Nisan tarihleri arasında İtalya’nın başkenti Roma’da toplanan III. Dünya Savaşını Durdurun Uluslararası Barış Koordinasyonu, düzenlediği “Filistin İçin Nasıl Bir Gelecek” Forumu’nun Sonuç Bildirgesi’ni yayınladı.
23 Nisan'da gözaltına alınan ve tutukluluğuna karar verilen gazetecilerden Erdoğan Alayumat avukatıyla dışarıdaki meslektaşlarına mesaj gönderdi.
İHD İstanbul Şubesi 631. F oturmasında Van Yüksek Güvenlikli Zindanı'nda tutuklu bulunan, 82 yaşındaki Makbule Özer‘in durumuna dikakt çekti. Yaşı ve hastlaıkları nedeniyle özel bakım gerektiren Özer'in serbest bırakılması istendi.
Cumartesi Anneleri 996. hafta eyleminde 43 yıl önce gözaltında kaybedilen Nurettin Yedigöl'ün akıbetini sordu.
Esenyurt Necmi Kadıoğlu Devlet Hastanesi'nde 1 Mayıs ve geçen hafta yaşanan yemekten zehirlemeye ilişkin çalışma yapmak isteyen SES Bakırköy Şubesi üyelerine Başhekim ise "Siz teröristsiniz" diyerek güvenlik ve polis zoruyla hastaneden...
Sendikalı oldukları için işten atılan ve direniş sırasında iki kez jandarma saldırısıyla gözaltına alınan ve haklarında dava açılan Agrobay Seracılık işçilerine açılan dava Bergama'da görüldü. Hakimin daha önce işçilere Agrobay Seracılık'a...
İstanbul Finans Merkezi Merkez Bankası şantiyesinde İnşaat-İş ve Dev Yapı-İş'in üyelerinin gasp edilen hakları için şantiyede yaptıkları eyleme bugün de polis saldırarak işçilerin ve sendika yöneticilerini gözaltına aldı.
ABD’li üniversitelerin başını çektiği üniversite öğrencileri, soykırıma maruz kalan Filistin halkıyla dayanışmak ve üniversitelerinin İsrail’le ekonomik ve akademik ilişkilerine son verilmesi için günlerdir eylemde. Columbia Üniversitesiyle...
23 Nisan'da İstanbul, Ankara ve Urfa'da gözaltına alınan 9 gazeteci savcılık ifadeleri için adliyelere getirildi.
Çorlu'da 25 kişinin can verdiği tren kazası davasında karar çıktı. Dönemin TCDD Bölge Müdürü Nihat Aslan'a 15 yıl, Levent Meriçli'ye taksirle ölüme sebebiyetten 9 yıl 2 ay, Mümin Karasu'ya 17 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
1 Mayıs yaklaşırken sendikaların 1 Mayıs çalışmaları ve çağrıları da yoğun bir biçimde devam ediyor.
Büyük insanlık!.. Ekmeğinin peşinde yollara düşmüş. Savaşlarda, yıkımlarda ölümden kaçmış yollara düşmüş. Zulümden kaçmış yollara düşmüş. İktisadi, siyasi yıkımlardan bitap yollara düşmüş. Salkım saçak doluştuğu botlarda ölüm çemberlerinden geçerek gidiyor. Zorlu dağ yollarında tipiler arasında yol alıyor. Her yerde pusu, her yerde soygun, talan... Organ kaçakçıları, kadın tüccarları, mafyalar...
10 sene önce Buazizi’nin bedeninden yükselen alevler önce Tunus’u, hemen ardından tüm bölgeyi kasıp kavuran devrimci kalkışmalara, ayaklanmalara yol açmıştı. Tunus ve Mısır’da işler devrime vardığında, bizzat bu devrim dalgasına binen İhvancılar (Müslüman Kardeşler) “çöktü” devrimin üzerine. Elbette emperyalistlerin desteğiyle.
Doğu Akdeniz, Körfez ülkeleri ile ilişkiler, İsrail ve Mısır’la restleşme, Yunanistan (ve doğal olarak AB) ile salınıp duran ilişkiler... Hemen hepsinde tam bir bozgun yaşayan, başta söylediklerinin tam tersi sonuçları neredeyse yalvar yakar kabul ettirmeye çalışan dinci faşist iktidar, kendine yeni “efelenme” alanın buldu: Kıbrıs!
Her tekil olayın bir dizi nedeni olur. Ayrıntıya girdiğinizde şu veya bu sebeplerden, şu veya bu tetikleyici olaylardan bahsedilir. Ama bir dizi benzer olayı bir arada aldığınızda, artık tekil olaylardaki ayrıntıların, tetikleyici olayların anlamı kalmaz. Onları ortaya çıkartan daha genel, daha üst bir etken söz konusudur.
Sermaye cephesinde vaziyet hiç parlak değil. Sıkıntı büyük. Ortalığı kaplayan anketler üzerinden durumu anlamaya çalışıyorlar. Ardı arkası kesilmiyor yapılan araştırmaların. Sonuç? İktidar ortakları kartopu gibi eriyor.
Bir toplum her gün bin bir çeşit “sarsıcı olay” ile uyarıldığında, belirli aralıklarla ama sürekli olarak, irili ufaklı patlamalarla karşılık verir. Küresel kapitalist uygarlığın hemen her parçasında yaşanıyor bu genel durum. Yoğunlukları ülkeden ülkeye, bölgeden bölgeye değişiyor. Bir yandan kültürel tarihsel birikmişlik, bir yandan uluslararası güçlerin konumlanışının getirdiği ek itkiler, etkiliyor elbette olayların seyrini.
Emekçi sınıfların çektiği sefalet, acılar ve açlık üzerine çok şey yazılıyor. Yazılıyor fakat yetmiyor mahşeri cehennemi anlatmaya. Ama bu cehennem sofrasında, daha az dikkat çeken çok önemli gelişmeler oluyor.
Yoksul köylülüğün düşünce kalıplarının tarihsel arka planına işaret etmiş, ve köklü bir kopuşun gerçekleşmekte olduğunu belirtmiştik. Kuşkusuz bugün ve yeni olarak ortaya çıkmış bir durum değil. Yoğun devrimci mücadelenin de etkisiyle belirli bir dönemdir yaşanan bir olgu.