Rakam cambazlığı sınır tanımıyor! TÜİK, gerçek yaşamla hiçbir şekilde örtüşmeyen önermeleri temel alarak hesaplamalar yapıyor ve ortaya tutarsız rakamlar çıkıyor. Üretim düşer, ekonomi küçülür, işletmeler kapanırken, işsizlik oranları azalıyor! % 13.2’den 12.8’e gerilemiş işsizlik. Devletin resmi kurumu böyle söylüyor!
Bu aynı dönemde işgücüne katılım oranı da düşmüş. Oran % 47. Çalışabilir nüfusun yarısından fazlası çalışmıyor. İstihdam azalmış. Yani daha az kişi çalışır olmuş. Buna rağmen işsizlik oranı artmıyor, tersine düşüyor.
Çünkü herhangi birinin işsiz sayılabilmesi için “(1) Son 4 hafta içinde bir gün dahi ücretli ya da ücretsiz hiçbir işte çalışmamış olması, (2) Son 4 hafta içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış olması, (3) 2 hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olması gerekiyor.” (M. Eğilmez)
Tanım bu şekilde yapılınca, gerçekte pek çok işsiz, bu kriterleri karşılamadığından işsiz sayılmıyor. Bir yönüyle “buharlaşıyor” işsizler. Sendikalar bu nedenle “geniş tanımlı işsizlik” hesaplamaları yapar. Bugün için yaklaşık her dört kişiden biri işsiz durumda bu tanımlamaya göre. Devletin açıkladığının iki katı bir işsizlik olduğu anlamına geliyor. Bu, ücretler ve iş koşulları üzerindeki baskının ne denli yüksek olduğunun bir göstergesi aynı zamanda.
Genç nüfusa gelince. TÜİK’in tüm hokkabazlıklarına rağmen genç işsizlik resmi rakamlarda bile tırmanmaya devam ediyor. Gelecek kaygısı tüm gençleri etkisi altına alırken, mevcut haliyle ülke, kendi geleceğini yitiriyor. Kapitalist sistem hem gençlerin geleceğini karartıyor, hem ülkeyi koyu karanlıklara sürüklüyor.
Ülke yangın yeri. Tüm kesimler hareket halinde. İrili ufaklı kapışmalar sürüp gidiyor. İşsizlik dipsiz uçurum. Reis’in başını çektiği burjuva siyasetse Ayasofya’da saf tutma telaşındalar. Cumaya niyet ediyorlar ama, bu gidişle tıpkı Emevi Camii hikayesinde olduğu gibi cenazeye dönecek bu namaz da!