Kaçtı mı, istifa mı etti, kovuldu mu? Bir türlü anlaşılamayan Anatoli Çubays'ın, ya da tam adıyla söylersek, Anatoli Borisoviç Çubays'ın, Rusya'yı aniden terk etmesi gözleri bir anda Rusya'nın kalbine, Kremlin'e çevirdi. Neler oluyordu? Çünkü, sıradan biri değil, Putin'in bir özel temsilcisi sözü edilen.
Gerici-faşist muhalefetin ve peşlerine takılan parlamenter solcuların, olası bir seçimde sandıkların güvenliğini sağlayabileceğine inanıyor musunuz? Cevabınız evetse, azınlıktasınız demektir. Çünkü %72 gibi ezici bir çoğunluk tam tersini düşünüyor. Hala fikriniz değişmiyorsa, Babacan’a sorun, anlatsın. Yakın zaman önce, AKP’nin birçok seçimi hileyle kazandığını, içeriden birisi olarak itiraf etmişti.
Zavallı sosyal reformist partiler ne yapacaklarını şaşırmışlar. Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleriyle birlikte Rusya'nın Ukrayna üzerinden NATO-ABD-İngiltere ve AB emperyalist devletlerine karşı başlattığı savaş hepsini şaşkına çevirmiş. Ne yapacaklarını, ne diyeceklerini bilemiyorlar. Ellerinden lafı eveleyip gevelemekten başka bir şey gelmiyor.
ABD dahil, emperyalist efendiler, Rusya’nın sadece Donbass’la sınırlı bir harekata girişeceğini sanıyorlardı, ama Putin neo-nazilerin çekip çevirdiği kukla Kiev yönetimini doğrudan yıkmaya, fiilen NATO gücü haline gelmiş orduyu parçalamaya girişti.
İzmir’de toplanan kalabalığa, yaka bağır yırtarak sesleniyor Kılıçdaroğlu: “Halk iktidarını kuracağız!” Sonra gömleğini kravatını düzeltip, TÜSİAD patronlarının kulaklarına büyük bir saygıyla fısıldıyor: “Bizim ekonomik programı Ali Babacan hazırlıyor”. Dillerindeki halk iktidarı, kalabalıkları uyuşturmak, devrimin sloganlarını çalıp kandırmak için. Ceplerindeki gizli zulalarda acı reçete, tekelci sermayeyi buhrandan kurtarmak için.