Emperyalistler, Suriye'de ikinci cepheyi açarak savaşı bir üst aşamaya yükselttiler. Halep düştü. Hama ve Dera kapılarına dayandı dinci faşist çeteler.
Saldırı, Türkiye'nin aktif planlama ve desteğiyle gerçekleşti. Bu saldırının hem planlayıcısı, hem lojistik cephe gerisi Türkiye'dir. Kuşkusuz bunu tek başına yapmış değil. NATO çerçevesinde hazırlanan bir saldırı bu. Zira Halep saldırısı başlamadan önce İsrail, yoğun bir şekilde Hizbullah'ı vurdu. Suriye içinde hemen her gün askeri hedeflere füzelerle saldırdı. Bu süre zarfında Türkiye, çetelere muazzam silah ve mühimmat akıttı. Hava savunma sistemlerini ve elektronik harp sistemlerini İdlib bölgesine getirdi. Tüm göstergeler, Suriye'nin yeniden bir cephe olacağını gösteriyordu.
Derken faşist Bahçeli'nin "umut hakkı", "Öcalan Meclis'te konuşsun" çıkışı geldi. Daha önce de işaret ettiğimiz gibi bu çıkışın arkasında planları çoktan yapılmış olan Suriye savaşı vardı. Türkiye, dinci faşist çeteler üzerinden Halep'e, hatta daha ötesine, Hama ve Dera'ya, en nihayetinde Şam'a ulaşma, "Emevi Camii'nde Cuma namazı kılma" hayallerini yeniden canlandırmaktaydı.
En sonu NATO'nun yeni genel sekreteri Rutte Ankara'yı ziyaret etti. Ardından siyonist İsrail, Lübnan'da ABD aracılığıyla ateşkesi kabul etti. Son gözden geçirmeler de yapıldıktan sonra harekete geçildi.
Suriye ordusu bu şok saldırı karşısında bir varlık gösteremedi. Motivasyon olarak zayıf olduğu çarçabuk anlaşıldı. Halep terkedildi. Rusya, Suriye ordusuna "Hama'da tutunun ve zaman kazanın" diye çıkıştı. Dünden beri Hama'ya yığınak yapan Suriye ordusu, Hama'nın kuzey eteklerine kadar gelen dinci faşist çeteleri püskürttü. Aynı zamanda Rusya uzay ve hava kuvvetleri dinci faşist çetelere karşı yoğun bombardımanlara girişti. İdlib, Halep, ElBab ve diğer taraflarda gerçekleştirilen hava akınları sonucu faşistler ağır kayıplar verdiler. ElNusra'nın faşist şefi Colani'nin bulunduğu bölge de vuruldu. Rusya bu faşistin ölmüş olabileceğini söylüyor. İddia dinci faşist çeteler tarafından ne doğrulandı ne de yalanlandı. Gün içinde Kernaz, Halfiye, Murek, ElFetatira, ElTancara ve ElAmekeh bugün tekrar Suriye ordusunun eline geçti. Bölgedeki yüksek tepelere de Suriye ordu birlikleri konuşlandı.
Dinci faşist çeteleri hazırlayıp harekete geçiren Türkiye ve emperyalistler, büyük bir medya desteği ile tam bir kargaşalık yaratmak istedi. Binbir türlü yalan haber servis edildi. Şam'da darbe haberleri, Hama ve Dera'nın düştüğü vs. akla gelebilecek ne varsa ortalığa saçıldı. Tıpkı IŞİD ve son dönemde Ukrayna saldırılarında yaptıkları gibi, bu yoğun propaganda ile karşı saflarda bir dağınıklık, dirençlerinin ve umutlarının kırılması vb. hedeflendi. Sonuçta belirli oranda başarılı oldukları kesin.
Suriye Demokratik Güçleri tehdit altındaki Şeyh Maksud, Zehra ve Nubl'a, TSK işgal bölgelerinin güneyinden birlik gönderdi. Böylece bu bölgelerle Özerk Yönetim bölgeleri arasında bir koridor yaratılmış oldu. Sabah TSK destekli dinci faşist çeteler ("Suriye Milli Ordusu"), "Özgürlük Şafağı" adını verdikleri saldırıyı başlattı. Kürt güçlerin dinci faşist çetelere karşı savaşa girişmesi, Şam ile Özerk Yönetim arasında nesnel bir ittifaka kapı açmış oldu. Özerk Yönetim Rusya'ya da çetelerin ilerleyişini durdurma konusunda açık çağrı yaptı. Daha önce M. Ayata'nın açıklamalarıyla da birleştirince, Türkiye destekli dinci faşist çetelere ve emperyalist saldırganlığa karşı mücadelede son derece olumlu sonuçların çıkması kuvvetle muhtemeldir.
Sonuçta "şok saldırı", nihai hedefine ulaşamadı. Halep ele geçirilmiş olsa da Hama kapılarından geri dönmek zorunda kaldılar. Rusya, bu defa TSK resmi işgalindeki bölgeleri de bombaladı. Bu, doğrudan doğruya Türkiye'ye sert bir mesajdı.
Bugün artık açık bir şekilde görülüyor. Emperyalist mali oligarşi, tüm dünyada faşist kuvvetleri harekete geçirdi. Bütün dünyada emek cephesi, halkçı demokratik yönetimler, sosyalist ülkeler hedef alınıyor. Küresel faşist saldırganlığa karşı küresel bir antifaşist savaş gelişiyor.
Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti-Rusya-Çin Halk Cumhuriyeti arasında gelişen ilişkiler, emperyalizme ve faşizme karşı bir cephenin yükselişini haber veriyor. Artık emperyalistlerin savaş başlattığı her ülkede bunun işaretlerini görüyoruz. Suriye'de sadece bir emperyalist saldırganlık yok; bu saldırganlığa karşı savaş sahasında oluşan bir antiemperyalist-antifaşist cepheyi haber veren işaretler de var.