Kaos GL Derneği, LGBTİ+’ların İnsan Hakları 2022 Raporu’nu yayınladı. “Özgürlüğe Yürüyelim” başlığıyla yayınlanan Türkiye’nin son on yılını da değerlendiren rapora göre, 2022 senesi LGBTİ+'lar açısından hak ihlallerinin sayısı artış gösteriyor. Devlet yetkililerinin nefret söylemleri ise LGBTİ+'lara yönelik saldırı ve şiddetin artmasını, bunlara ilişkin hak arama başvurularında ise sürecin cezasızlıkla bitmesine ya da sonuçsuz kalmasını getiriyor.
Kaos GL Derneği, LGBTİ+’ların İnsan Hakları 2022 Raporu’nu yayınladı. “Özgürlüğe Yürüyelim” başlığıyla hazırlanan rapor dün (29 Mart) İHD İstanbul Şubesi'nde yapılan basın toplantısında kamuoyuyla paylaşıldı. Kaos GL Derneği 2007 yılından beri insan hakları ihlalleri konusunda raporlar hazırlıyor. LGBTİ+’ların İnsan Hakları 2022 Raporu’nu Av. Kerem Dikmen ve İnsan Hakları İzleme Uzmanı Defne Güzel, hazırladı. Raporun açıklanmasından önce devlet yetkililerinin nefret söylemlerini içeren bir sinevizyon gösterimi yapıldı. Raporu Av. Kerem Dikmen açıkladı.
Türkiye’nin son on yılını da değerlendiren rapora göre, 2022 senesi LGBTİ+'lar açısından hak ihlallerinin sayısı artış gösteriyor. Devlet yetkililerinin nefret söylemleri ise LGBTİ+'lara yönelik saldırı ve şiddetin artmasını, bunlara ilişkin hak arama başvurularında ise sürecin cezasızlıkla bitmesine ya da sonuçsuz kalmasını getiriyor.
İhlal sayılarına göre en öne çıkanlar ise barışçıl eylemlerde polis saldırısı ile gözaltına alınma ve buna eşlik eden fiziksel şiddet oldu.
Hak İhlallerinde 23 Ana Başlık Yer Alıyor
Uluslararası İnsan Hakları Bilgi Ve Dokümantasyon Sistematiğine göre oluşturulan raporda hak İhlalleri ; Yaşam Hakkı , İşkence ve Kötü Muamele Yasağı ile Kişisel Bütünlük Hakkı, Özgürlük ve Güvenlik Hakkı, Özel Hayata Saygı Hakkı, Seyahat etme, İkamet Etme ve Barınma Hakkı, Üreme Hakkı, Bilgi Edinme Hakkı, İfade Özgürlüğü, Çalışma Hakkı , Sosyal Güvenlik Hakkı, Dernek Kurma ve Toplanma Hakkı, Mülkiyet Hakkı, İtibarın Korunması Hakkı, Bilimsel İlerlemelerden Yararlanma Hakkı , Siyasi Katılım Hakkı, Yabancıların Hakları, Mültecilerin Hakları, Sanık Kişilerin Hakları, Tutuklu veya Mahpus Kişilerin Hakları, Sağlık Hizmetlerine Erişim Hakkı, Eğitim Hakkı, Evlenme veya Aile Kurma Hakkı, Mal ve Hizmetlere Erişim Hakkı olmak üzere 23 ana başlık altında toplanıyor.
Raporun sonunda ise TBMM, Cumhurbaşkanlığı, Uluslararası Paydaşlar, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği'ne LGBTİ+'ların talepleri ve bu taleplerin karşılanmasına ilişkin tavsiyeler yer alıyor.
"Yargısal Taciz 91 LGBTİ+ Açısından İhlal Yöntemi Oldu"
Rapora göre devlet kurumları ve uygulayıcılarının “LGBTİ+’ları kamusal alandan tasfiye etme” politikası hak ihlallerini yaratan en önemli neden. Av. Dikmen, "2022 yılında LGBTİ+’lara dönük devlet şiddetini kendini en fazla gözaltı şeklinde gösterdi ki bunların 557’sinde barışçıl eyleme polis saldırısının belirleyici olduğunu görüyoruz. Bunun yanı sıra suç eylemi olarak düzenlenmemesine rağmen fuhuş gerekçesiyle evlere yapılan baskınlarda göz altına alınan kişilerin de bulunduğunu belirtmeliyiz. Kamu görevlileri veya üçüncü kişilerden yönelen fiziksel şiddet de üçüncü sırada. Yargısal taciz 91 LGBTİ+ açısından ihlal yöntemi oldu. Bunlar savcılar tarafından açılan büyük kısmında sanıkların beraat ettiği ceza davalarıdır” dedi.
Raporda öne çıkan bazı sonuçlar şöyle:
*LGBTİ+’lar 2022’de 37 günlerini adliye koridorlarında geçirdi. Bunların bir kısmında şikayetçi olarak ceza davalarını, bir kısmında idari davaları, bir kısmında ise Tarlabaşı Toplum Merkezi örneğinde olduğu gibi LGBTİ+ hakları alanında faaliyet gösteren derneklerin davalarını izlemek için adliyedelerdi.
*Toplanma yasağından performans yasağına; kitap yasaklamadan sembol yasaklamaya; sansürden yayın yasağına dek birçok alanda LGBTİ+’lar hak kaybına uğratıldı.
*Kişisel bütünlük hakkı ihlallerinin özellikle şiddet kullanılarak yapılan toplu gözaltı işlemlerinde gerçekleştiği tespit edildi.
* Gözaltıların yüksekliği beraberinde kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı alanında da yoğun bir ihlal verisini açığa çıkardı.
*LGBTİ+’lara üçüncü kişilerden yönelen suç eylemleri cezasız kaldı.
*İfade özgürlüğü ihlalleri en fazla özel etkinlik yasaklarıyla görünür oldu, bunu ise toplantı ve gösteri yürüyüşlerine yapılan kolluk müdahaleleri izledi.
*2022’de vali ve kaymakamlar en az 7 genel yasaklama kararı aldı. Öte yandan LGBTİ+’ları hedef alan nefret mitingleri 15 şehirde devlet koruması altında yapıldı.
*Haziran ayı onur haftalarının yasaklanması ve kolluk şiddetinin artması nedeniyle en fazla ihlalin gerçekleştiği ay oldu.
*Nefret söylemi bizzat seçilmiş veya atanmış üst düzey kamu yöneticileri eliyle yaygınlaştırıldı.
*Barınma hakkı, özellikle evden çalışan seks işçileri bakımından başlıca ihlal konusu olmaya devam etti.
*LGBTİ+’lara dönük bireysel veya örgütlü yağma eylemleri, mülkiyet hakkı ihlallerine yol açtı.
*Ankara ve İstanbul’daki toplu ulaşım sistemlerinde cinsiyet geçiş sürecini hukuken tamamlamamış transların karşılaştığı sorunlar, çözümsüz bırakıldı.
*Tutuklu veya hükümlü LGBTİ+’ları diğer mahkum ve hükümlülerden koruma adı altında tecrite ve tek kişilik koğuşlara mecbur bırakan infaz uygulamaları; cezaevlerindeki sistematik kötü muamelenin kaynağı olmaya 2022’de de devam etti.
*Sendikaların toplumsal cinsiyet eşitliği temalı etkinlikleri yasaklandı. Üniversiteler ise eğitim sürecinin ögeleri olan ders dışı etkinlikleri yasaklayarak LGBTİ+’ları ders dışı eğitim süreçlerinde diğer öğrencilere göre ayrımcılığa tabi tuttular.
LGBTİ+’ların bütün kategorilerde hak ihlaline maruz kaldığını vurgulayan Av. Dikmen, “Cumhurbaşkanlığı ve yürütmenin başı konumundaki Cumhurbaşkanı, devlet organlarının, LGBTİ+’ların insan haklarına erişimi konusundaki sorumluluklarını yerine getirmesi için üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmiyor” dedi.
Yargısal Denetim İşlevsiz
Yargısal denetim mekanizmalarının işlevsiz, Anayasa Mahkemesindeki bireysel başvuru mekanizmasının ise LGBTİ+’lar açısından etkisiz olduğu vurgulanan raporda LGBTİ+’ların kamusal hayattan tasfiyesinin yürütme içindeki araçları olarak Reklam Kurulu, Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma kurulu, Radyo Televizyon Üst Kurulu, Basın İlan Kurumu sıralanıyor.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) ve Kamu Denetçiliği Kurumu’nun (KDK) “insan hakları mekanizması görünümü altında LGBTİ+ varoluşunun ve LGBTİ+ haklarının, temel haklardan olmadığı karşıt anlatısını işlediği” belirtilen raporun sonuç bölümünde bütün bu ihlallere rağmen LGBTİ+’ların “özgürlüğe yürüdüğü” belirtildi.
Dikmen raporun sonuç değerlendirmesinde ise “LGBTİ+’lara dönük ihlal raporu, Türkiye’nin insan hakları raporudur ve kısa bir özetidir. Bu kısa özet, önceki yılların ihlal raporlarıyla karşılaştırmalı olarak incelendiğinde görülmektedir ki Türkiye derin bir insan hakları krizi yaşamaktadır, sorunlar artmaktadır ve mağdurlaştırılmış başlıca kimliklerden biri de şüphesiz LGBTİ+ kimliğidir. Ancak bu ihlallerin artması LGBTİ+ hareketinin kitleselleşerek mobilize olmasına engel olamamıştır. Üstelik bu kitleselleşme süreci, içine diğer toplumsal muhalefet öğelerini katarak gerçekleşmektedir. LGBTİ+’ların hakları konusundaki meşru ısrarı ve inadı, nefret odaklarını asıl öfkelendiren durumdur. Öte yandan Türkiye’nin en muhafazakar kentlerindeki nefret yürüyüşlerine katılım bile belirli bir seviyenin üstüne çıkamamıştır. Özetle baskılar LGBTİ+’ları yıldıramamıştır” dedi
Raporun Tamamı İçin Tıklayınız.