İHD İstanbul Şubesi 574. F Oturması'nda Diyarbakır D Tipi Zindanı'nda tutsak olan Mehmet Emin Özkan'ın sağlık hakkının korunması ve yaşamını sürdürebilmesi ve ailesiyle vedaşaşma hakkı için serbest bırakılmasını istedi.
İnsan Hakları İstanbul Şubesi önünde yapılan 574. F Oturması'nda bu hafta ağır hasta tutsak Mehmet Emin Özkan için yapıldı.
Basın açıklamasını okuyan Hatice Onaran, İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu olarak düzenli olarak yayınladıkları raporlarda da belirttikleri zindanlarında tutsaklar için çekilmez hale gelmiş olan ağır koşullarının, depremin yarattığı ağır yıkım ve yeni deprem riskleri nedeniyle daha da ağırlaştırıldığını, 1 Mart itibari ile toplam 349 bin 893 olarak bildirilen tutsakların tamamının sağlık ve yaşamını tehdit eder boyutlara ulaştığını vurguladı.
Onaran, Mehmet Emin Özkan örneğinde olduğu gibi sağlık ve yaşlılık gibi kaçınılmaz durumlarda bile sorunlara çözüm üretilmediğini özellikle politik tutsaklara yönelik düşmanca tutum nedeniyle zindanların birer ölüm evine dönüştüğünü zindanlardan birbiri ardı sıra ölüm haberleri geldiğini söyledi.
19 Mart’ta Ankara Sincan Hapishanesi’nde Abdullah Oran isimli tutsağın kalp krizi geçirerek yaşamını yitirmesinin ardından, 20 Mart’ta da Kandıra 1 Nolu F Tipi Hapishanesi’nde 1995 doğumlu Duygu Koral'ın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdiğini hatırlatan Onaran, devletin tutsakların sağlık ve yaşam haklarını korumak için gerekli önlemleri almak zorunda olduğunu vurguladı.
Hatice Onaran, Diyarbakır 1 Nolu Zindanı'nda bulunan ağır hasta tutsak Mehmet Emin Özkan’ın sağlık durumu hakkındaki bilgileri aktardı.
Suçsuzluğuna dair ciddi bir delilin ortaya çıkması sonucunda hakkında yeniden yargılama kararı verilmesine rağmen infazı durdurulmayan 27 yıllık tutsak 84 yaşındaki Mehmet Emin Özkan'ın ileri derecede Kalp, Koah, Tansiyon, Troid, Böbrek, Alzheimer ve Demans hastası olduğunu, yapılan tetkiklerde beyninde kist tespit edildiğini söyleyen Onaran, "10 yıl önce kalp damarlarına stend takılan, ileri derecede kemik erimesi sorunu yaşayan Özkan; yürüyememekte, konuşamamakta, ileri derecede unutkanlık, duyma ve görme problemleri yaşamakta, yaşamını ancak başkalarının yardımı ile sürdürebilmektedir" dedi.
6 Şubat’ta yaşanan deprem sonrasında Diyarbakır D Tipi Zindanı'ndan 5 Mart günü Diyarbakır 1 Nolu Zindanı'na sevk edildiğini ve tutsaklığı sürecinde 5 kez kalp krizi geçiren Özkan'ın tedavisini yürüten hastanelerin verdiği “cezaevinde kalamaz” raporlarına rağmen Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından verilen olumsuz raporlarlar göz önünde bulundurularak tahliye edilmediğini belirten Onaran, durumu gün geçtikçe kötüleşen Özkan'ın sağlık durumu hakkındaki bilgileri şöyle aktardı:
"Yeme, içme, giyinme, yürüme,yıkanma, tıraş olma gibi kişisel hiçbir ihtiyacını tek başına giderememektedir. Haziran 2022 tarihinde sevk edildiği Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Heyeti’nin Demans teşhisinin de yer aldığı raporunda Özkan’ın tek başına hiç bir işini göremeyecek derecede ağır unutkanlığı olduğu belirttilirken, Nöroloji Bölümü gözlem notunda hastanın yardım olmadan günlük yaşamını sürdüremediği kaydedilmiştir. Kardiyoloji Bölümü notunda Özkan’ın kalp kapak hastalığının bulunduğunu belirtmiş, ayrıca günlük faaliyetlerini kısıtlayacak derecede hipertansiyon ve ani ölüme neden olabilecek koroner arter hastalığı (KAH) olduğu belirtilmiştir. İkinci evre böbrek hastalığı teşhisi de konulan Özkan’ın 'sürekli hastalık ve demans durumu' olduğuna işaret edilen raporda, Özkan’ın cezasının ertelenmesi gerektiği, cezanın infazının cezaevinde infazı halinde hayati bakımdan tehlike arz ettiği, cezanın bir yıl süre ile ertelenmesi gerektiği görüşü bildirilmiş ancak Adli Tıp Kurumu yine aksi yönde rapor düzenlemiştir" dedi.
Mehmet Emin Özkan'ın çocuklarının 21 Ocak günü yaptıkları görüşmeden sonra babalarının sağlık durumunun giderek ağırlaştığı bilgisi verdiklerini söyleyen Onaran, Mehmet Emin Özkan'ın oğlunun sözlerini şöyle aktardı: Babam, mahpus kardeşim Ahmet’le birlikte aynı koğuşta kalıyor ve onun özel ihtiyaçlarını kardeşim karşılıyor. Ancak kardeşim Mayıs ayında tahliye olacak. Bu durumda babamın tüm bakım ve özel ihtiyaçlarını kim karşılayacak? Babam 5 aydır tuvalet dahil tüm ihtiyaçlarını tekerlekli sandalyede kardeşimin desteğiyle gidermekte. Babamın çeşitli ve ağır sağlık sorunları olduğu herkesçe bilinmekte. Son 2 aydır da henüz nedenini bilmediğimiz şekilde tansiyon yüksekliği yaşıyor ve tansiyon yükselirken kalp değerleri düşüyor. Kalp değerleri normale döndüğünde ise tansiyon alabildiğine düşüyor. Normalde haftada 2 kez götürülmesi gereken hastane kontrollerine yaşı ve hastalıkları izin vermediği için haftada bir defa tekerlekli sandalyede ve kelepçeli götürülüyor. Buna rağmen bitkin halde dönüyor hastaneden. Kardeşim kendisine olanakları (olanaksızlıkları) içerisinde bebek gibi bakmaya çalışmasına rağmen yine de değerlerindeki bu yükseliş ve düşüşe engel olamıyor. Babam uyuyamadığı için günlük uyku hapı veriliyor, uyku hapını alamadığı zaman ise sabaha dek yatağın üzerinde öylece oturuyor. Kardeşim çıktığında babam hastalıklarıyla birlikte büyük bir psikolojik çöküş yaşayacak ve bu durum onu ölüme daha da yakınlaştıracak. Yetkililerden talebimiz bu duruma son verilmesidir, babamın sayılı günleri değil sayılı dakikaları vardır ve son 1 saat dahi olsa yanımızda olması vicdana bağlıdır, babam bırakılmayacaksa çok geç olmadan bizi babamın yanına almalıdırlar."
“Geçtiğimiz Salı günü babamla açık görüş yapacaktık. Acil hastaneye kaldırıldığı için görüş yapamadık. Babamla aynı odada kalan kardeşim görüşe çıktı ve babamın durumunun iyi olmadığını, doktorların tüm vücuda yayılmış bir iltihaplanmadan bahsettiğini söyledi. Babam merdiven çıkamadığı için mutfak ve tuvaletin olduğu alt katta kalıyor ve gece yalnız oluyor, bu nedenle korkuyoruz , serbest bırakılmasını, son günlerini yanımızda geçirmesini istiyoruz.”
Hastalık durumu dışında deprem nedeniyle de büyük endişe yaşayan ailesinin Mehmet Emin Özkan’ın serbest bırakılması için destek ve dayanışma talep ettiklerini hatırlatan Onaran,
"Avukatı ile yapılan görüşmede yeniden infaz erteleme talebinde bulunulduğu, dosyasının ATK’na gönderildiği ancak henüz bir karar verilmediği öğrenilen Mehmet Emin Özkan’ın sağlık ve yaşamına yönelik ciddi tehditlere rağmen, halen hapiste tutuluyor olması, ağır hastalıklarına rağmen ATK’nın yapılan tüm başvurulara, 'hapishanede kalabilir' şeklinde rapor vermesi, başlı başına hak ihlalidir" diyerek Mehmet Emin Özkan'ın sağlık hakkının ve veda hakkının korunması ve bir an önce serbest bırakılması gerektiğini belirtti.
Eylem "Hasta Mahpuslar Serbest Bırakılsın", "Mehmet Emin Özkan Serbest Bırakılsın", "Tedavi Haktır Engellenemez" sloganlarıyla sona erdi.