HDK, Pazarcık'taki deprem koordinasyon merkezine kayyum atanmasına tepki gösterdi. Halkın dayanışmasını engelleyen iktidara karşı mücadele edileceği belirtildi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Maraş'ın Pazarcık ilçesi merkezli depremler sonrası Pazarcık'ın Hasankoca Köyünde HDP, yöre dernekleri ve bir çok demokratik kitle örgütlerinin kurduğu Deprem Koordinasyon Merkezi'ne kaymakamlık tarafından kayyum atanması ve yardım malzemelerine el konulmasını Beyoğlu'ndaki binası önünde protesto etti.
HDK Genel Merkez binası önünde yapılmak istenen açıklama polis tarafından engellenmeye çalışıldı. Valiliğin yasaklama kararı vermesini talep ettiklerini ve beklediklerini söyleyen polis, basın açıklamasına gelenleri de engellemeye çalıştı.
HDK Eş Sözcüleri Esengül Demir ve Cengiz Çiçek başta olmak üzere HDK bileşeni çok sayıda siyasi parti, demokratik kitle örgütü temsilcisi, polis engellemesini tanımayarak "Halkların Dayanışması Kayyumla Engellenemez" pankartını açarak eylemi başlattı.
"On Gün Kış Uykusuna Olan Devlet Dayanışma Merkezlerini Dağıtıyor"
Esengül Demir, depremzedelerle dayanışmayı sürdürmeleri gerekirken böyle bir basın açıklaması yapmak zorunda kalmaktan ötürü hicap duyduklarını söyledi.
Depremin üzerinden 10 gün geçti. 10 gün boyunca kış uykusuna yatmış olan devlet 10'uncu günün sonunda kurulmuş olan dayanışma merkezlerini dağıtıp buralara kayyum atadı" dedi.
Dayanışmayı Engelleme Konsepti
Pazarcık'ta HDK, HDP, devrimciler ve halk tarafından oluşturulan koordinasyona kayyum atanmasının yanı sıra, Osmaniye'de 10 TKP'linin gözaltına alındığını, Şahkulu Derneği'nin yardım tırına silahlı saldırı düzenlendiğini de hatırlatan Demir, dayanışmanın engellenmesi için böyle bir konspetin devreye sokulduğunu söyledi.
"Halkın Dayanışmasına Karşı Devlet Zoru"
"Sıcak evlerinde oturanlar halkın dayanışmasına, yan yana gelmesine karşı devletin zorunu kullanıyor" diyen Demir, HDP belediyelerine kayyum atandığında toplumun sessiz kaldığını kaydederek, o zaman yeterli tepki gösterilseydi bugün devletin buna cesaret edemeyeceğini ifade etti.
Demir, Devlet Bahçeli'nin yardımları hedef alan sözlerine ilişkin olarak "Devlet vatandaşın yarasını sarmakla sorumlu, devlet vatandaşın kuludur. Devlet vatandaşın kölesidir, vatandaşa hizmet etmek zorundadır" dedi.
Kitleye Polis Ablukası
Bu esnada basın açıklamasını tekrar engellemeye çalışan polis, Demir'in sözünü keserek kitlenin önüne geçti. Polis engellemesini tanımayan kitle, "Bize burada engel olacağınıza depremdekilere yardım etseydiniz. 10 gün bekledi insanlar. Biz burada yasal hakkımızı kullanıyoruz. Binlerce insanımızı katlettiniz. Katil devlet hesap verecek" diyerek polis engellemesine tepki gösterdi.
Polis amirleri, "Katil olanın kimler olduğunu devlet gayet iyi biliyor, yazıklar olsun hepinize" ifadeleriyle kitleyi ablukaya alma talimatı verdi. Kitle barikatlarla abluka altına alınırken, basın emekçileri de darp edilerek, hakaretlerle alandan uzaklaştırıldı. Uzun süre ablukada bekletilen kitle "Direne Direne Kazanacağız" sloganıyla polisin ablukaya almasına tepki gösterdi.
HDK bileşenleri, açıklamaya katılan diğer siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri HDK binasna geçerek burada basın açıklaması gerçekleştirdi.
"Asla Bu Katilleri Unutmayacağız, Affetmeyeceğiz"
Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Sözcüsü Çiçek Otlu, on binlerce insanın devlet tarafından katledildiğini, deprem sonrasında yardıma koşanların ise devrimciler ve sosyalistler olduğunu belirterek"Bir kere daha devlet gerçeğini gördük, devlet dediğimiz şey katliamcı bir devlet" dedi.
Devletin insana ve doğaya hiçbir şekilde değer vermediğini ifade eden Otlu, Enkaz altında kalan bu devletin kesinlikle yıkılması gerektiğinin altını belirterek "Devletin ordusunun ve polisinin sadece devrimcilere, Kürt ulusal hareketine geldiğinde görev başında olduğunu görüyoruz. Herhangi bir basın açıklamasına dahi izin vermediklerini bugün bir kere daha gördük. Halklarımız şunu bilsin: Asla bu katilleri unutmayacağız, affetmeyeceğiz. Tek bir görevimiz var, on binlerce insanımıza boynumuzun borcudur: AKP-MHP faşizmini yıkacağız" dedi.
"Devletin Nerede Olduğu Ortaya Çıktı"
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) İstanbul İl Eşbaşkanı Roni Gören, "Günlerdir sosyal medyada ve çeşitli mecralarda soruluyor devlet nerede diye, devletin nerede olduğu ortaya çıktı" dedi. Devletin Pazarcık'ta kayyum atayarak, deprem gönüllülerini gözaltına alarak, depremin gerçek sorumlularına ilişkin basın açıklamalarına saldırarak görevini ifa ettiğini kaydeden Gören, devletin halkın nezdinde bir kez daha teşhir olduğunu belirtti. Bu yaşananların asla unutulmaması gerektiğinin altını çizen Gören, siyasal iktidarın depremi fırsat bilerek seçimi ertelemeye çalıştığına dikkat çekti.
"20 yıldır kan ve gözyaşı dışında yönetemeyen AKP iktidarının bir yıl daha bu ülkeyi yönetebilmesinin şansı yoktur. Emekçiler, işçiler ve halkların bir yıl değil, bir saat bile AKP iktidarına tahammül etmesi mümkün değildir" diyen Gören bulundukları her alanda AKP iktidarını devirmek ve dayanışmayı sürdürmek için mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi.
"Dayanışmadaki Örgütlülükle Mücadeleye"
Birleşik Devrimci Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Burcugül Çubuk, yaşanan depremin uzun süredir beklendiğini ve devletin, iktidarın ve sermaye sınıfının da bunun farkında olduğunu belirterek, depreme karşı önlem almamanın, deprem enkazından rant sağlamanın bilinçli bir tercih olduğunu vurgulayarak, "Bu kadar gün yardım gitmemesinin nedeninin devletin acziyle değil yaptığı hesaplarla alakası var. Nerede kar varsa sermaye sınıfının, devletin, AKP-MHP faşizminin hesabı ona dairdir" dedi.
Kurulan dayanışma alanlarında halkın onurluca kendi ihtiyaçlarını karşılamasının sağlandığını belirten Çubuk, şöyle devam etti: "AKP-MHP faşizmi bugün bu nedenle bu dayanışma alanlarına saldırıyor. AKP-MHP faşizmi halkın tam karşısında konumlanıyor. Biz de mücadelemizi, bugün dayanışmayla ortaya çıkan örgütlülüğün kendisini, mücadeleye yöneltmek lazım. Birleşik mücadelemizle bize ya ölümü ya sıtmayı seçtirmeye çalışanlara karşı yaşamı kazanmamız lazım" dedi.