Ahmet Güreşçi ve Sabri Güreşçi, 11 Şubat Pazar günü saat 10.30’da Hatay Büyükburç Mahallesi’ndeki evinden jandarma ekiplerince alındı. O esnada herhangi bir sağlık sorunları yoktu.
Jandarma karakoluna götürülen Ahmet Güreşçi, akşam 19.30 civarında karakoldan acil hastaneye götürüldü. Ailesi peşinden gittiğinde, çocuklarının öldüğünü öğrendiler... Jandarma, karakolda ifadesi alınıp serbest bırakıldığını, serbest bırakıldığında da yağmaya gittiğini, burada halk tarafından darp edildiğini söyledi...
Hemen vekillerle birlikte olayın yaşandığı Altınözü’ne giden avukatlar durumu inceledi, adliye önünde diğer çocuklarını bekleyen aile ile görüştü. Gece ilerleyen saatlerde açıklama yapan ÇHD, gençlerin gözaltında ağır işkenceye maruz kaldığını ve Ahmet Güreşçi’nin yaşamını kaybettiğini teyid etti.
Ahmet’le birlikte gözaltına alınan Sabri Güreşçi ise ağır şekilde işkenceye maruz bırakılmış halde hala gözaltında. Ve onunla birlikte 4 kişi daha gözaltında.
ÇHD’li avukatlar da işlemleri takip etmek ve işkenceyi belgelemek için jandarma karakoluna geldiğinde jandarmanın “sizin de başınıza gelir” tehditleriyle karşılaştı.
ÇHD yaptığı açıklamasında “Sabri Güreşçi’nin ve diğer gözaltındaki kişilerin derhal başka bir birime sevkinin sağlanması gerekmektedir. Gerek Sabri Güreşçi’nin gerekse meslektaşlarımızın can güvenliği yoktur. Yetkililerin derhal bu korkunç keyfiliğe müdahale etmesi gerekmektedir.” dedi.
Birkaç gündür ard arda gelen şiddet, yağma ve linç haberleri hiçbir adli koğuşturma olmadan insanların birbirine nasıl kırdırılmak istendiğini gözler önüne seriyor. İnsanların kenetlendiği, enkazın altında kalan ve enkazı yaratan olarak ikiye ayrıldığı bu süreçte halkların arasına kin ve nefret duygularının ekilmesine izin vermemek gerektiğini, öfkemizin ve kinimizin tek yöne, bizi enkaz altında bırakanlara yöneltmek gerektiğini unutmamak gerekiyor.