İzmir'de gerçekleştirilen İşçi Temsilcileri Konseyi Girişimi, 2. Serbest Kürsü etkinliğinde yer alan işçilerin konuşmalarını, öneri ve kararlarını sosyal medya sayfasından yayınladı.
Kardeşler, işçi yoldaşlarım merhaba,
28 Nisan'daki toplantımızda 19 iş kolundan 30 konuşmacımız olmuştu. Dört buçuk saatlik sabırlı bir toplantının sonunda işçi arkadaşlarımızın önerisiyle İşçi Temsilcileri Konseyi Girişimi kurulmuştu. Aynı şekilde onların önerileriyle kararlarımızı aldık.
Dostlar, Türkiye'de daha önce kerelerce belirttiğimiz gibi işçi sınıfını mücadeleye, mücadele araçlarına sahip çıkmaya çağıran pek çok parti, bileşen, sendika oldu. Ancak çok uzun zamandan beri bir şey unutuluyor. İşçi sınıfı gelsin sendikal eylem yapsın, işçi sınıfı ekmeğine sahip çıksın, işçi sınıfı gelsin böyle toplantılarda bizleri dinlesin... Ama işçi sınıfının kendisiyle birlikte dünyayı, toplumu kurtarabilecek tek sınıf olduğu gerçeği sürekli akıldan, bilinçten ve pratikten uzak tutuluyor. Bunun için, emekçi sınıfın kurtuluşu için bizden öncekiler büyük bir mücadele verdiler ve son derece zengin deneyimler elde ettik. Sınıfın mücadele tarihi bize çok şey verdi. Bir kuraldır arkadaşlar, çok şey verilenden çok şey istenir. Bu kadar çok şeyi bilen ve öğrenenler olarak biz de çok daha ileriye gideceğiz.
Bu topraklarda bizler, işçi sınıfını kurtuluşu için yapılması gerekenleri yapmak zorundayız. Çevremizde görüyoruz, işçi sınıfı yavaş, işçi sınıfı bilinçsiz, işçi sınıfı hazır değil... Eğer birçok kesimin üzerinde geri olduğu konusunda ortaklaştığı işçi sınıfı 28 Nisan'da bu sekiz maddeyi ortaya koyan işçi sınıfıysa yanılıyorlar. İşçi sınıfı bilinçli, işçi sınıfı pratik tavır almaktan korkmuyor. Şu anda sadece bugün Türkiye'de devam etmekte olan eylemlere bakmak bile işçi sınıfının nasıl bir hareketin içinde olduğunu bize ifade eder. Bu salonda bulunan direnişçi işçiler işçi sınıfının hareketsiz olmadığının göstergesidir. Sibaş işçilerinin gözlerindeki ışık ve 190 günü aşan direniş işçi sınıfının mücadeleden kavgadan kaçmadığını gösteriyor. Kale kayış işçileri Türkiye işçi sınıfı tarihine ayrı bir hat açtılar. Sadece sendikal hakları için değil aynı zamanda işçi sağlığı için, iş yerindeki katliamlara karşı şalteri indirip kapıya çıktılar. Bilinçsiz işçi bu mu? Bugün sendikal bürokrasiye karşı da mücadele ediyorlar. Az sonra arkadaşlarımız ifade edeceklerdir. İşçi sınıfının bunun için sendikal bürokrasiyi de uzlaşmacılığı da ekonomizmi de aşan taleplere ihtiyacı var. Bizler sadece dinleyen, onay veren, her denileni kabul edenler değiliz. Bizler yeni dünyayı yaratacak olan sınıfız. Yeni dünyayı yaratacak olan sınıfın ihtiyacı olan araçlar da işçi sınıfını kurtuluşa taşıyacak olan araçlardır. Bunun içindir ki 28 Nisan'da İşçi Temsilcileri Konseyi Girişimi Hazırlık Komitesi önüne pratik görevler koydu. Yaklaşık beş aydır fabrika işçileriyle, metal, plastik, tekstil işçileriyle, inşaatçılarla madencilerle yaptığımız görüşmeler işçi sınıfının hareketsiz olmadığını koluna girmeye, birlikte yürünmeye ihtiyacı olduğunu gösteriyor bize. Yolumuz uzun. Birilerinin dediği gibi seçimle bahar gelmedi. 31 Mart'ı yaptılar, 23 Haziran'ı yaptılar “Her şey güzel olacak” dediler, bak bakalım her şey güzel mi oldu? Türkiye'nin her tarafında belediye işçileri belediyeleri kazananlar eliyle kapıya konuyor. Bakın Çiğli belediye işçilerine. Kendi çıkar çatışmalarından dolayı işçiyi kapıya koyuyorlar. Öyleyse biz kendimiz için söz söyleyeceğiz. Kendi geleceğimiz için söz söyleyeceğiz. Sorumluluğumuz sadece kendimize karşı değil arkadaşlar. Sorumluluğumuz doğaya karşı, topluma karşı, toplumdaki diğer emekçilere karşı. İşçi sınıfı lafta öncü değil, sokağın öncüsüdür. İktidarın öncüsüdür. Bu mantıkla bir araya geleceğiz, bu mantıkla bu toplantıda da yeni hedefler koyacağız. Yeni çözüm önerileri sunacağız. Aslolan şudur ki sokak tarihi belirleyecek. Sokak işçi sınıfının geleceğini belirleyecek. Sosyalizm tarihi bize ancak bu araçları geliştirerek kazanabileceğimizi gösteriyor.
İşçi Temsilcileri Konseyi Girişimi Her yere diyoruz.
Teşekkürler.
İTK Girişimi Hazırlık Komitesi Adına Metal İşçisi
Halime: Teşekkür ediyorum, Hoş geldiniz hepiniz. Biz Sibaş işçileri olarak buradayız, 192 gündür Sibaş fabrikası önünde bir çadır kurduk orada direniyoruz. Sendikaya üye olduğumuz için işten atıldık. Fabrikadaki şartların iyileştirilmesi, maaşların düzeltilmesi ve üzerimizdeki şeflerin baskılarından dolayı Tek Gıda iş sendikasına üye olduk. Bu yüzden seksen arkadaşımızla birlikte işten çıkarıldık. 5 Temmuz'da işe iade davamız vardı kazandık. Mahkeme iade kararı verdi. Patron temyize gönderecek çünkü sendikayı kesinlikle istemiyor. Sendika işçilere çok olanak sağlayacak. Patronlar sendikadan korkuyorlar. Sendikanın onlara maddi yönden zarar vereceğini, kayıplarının olacağını düşünüyorlar. İşçilerin bilinçlenmesinden korkuyorlar. İşçiler bilinçli olduğu zaman haklarını alabiliyorlar. Onların istediği bilinçsiz, her şeye evet diyen işçiler olsun istiyorlar. Sendika bize birçok şey kattı. Biz bu mücadeleyi sonuna kadar, zafere kadar, iş yerine sendikayla girene kadar sürdüreceğiz.
Meral: Merhaba, Ben de Sibaş direnişçisiyim. Sibaş'ın benim gibi yüzde 80'i kadın. Atılanların da yüzde 80'i kadın oluyor dolayısıyla. Seksen kişi işten çıkarıldı ama hepsi direnişe katılamadı. Asgari ücret açlık sınırının altında ve biz o ücreti bile alamaz durumda olduğumuz için pek çok arkadaşımız biryerde işbaşı yaptılar. Biz şu an direnişi sürdüren 15-20 kişiyiz. Sayımızın azlığı içimizdeki direnci hiçbir zaman öldürmedi. Biz emeğimiz, ekmeğimiz ve çocuklarımızın geleceği için direniyoruz. 51 arkadaşımızın işe iade davasını kazandık. 22 arkadaşımızın davası da 20 Eylül'e ertelendi. Onları da kazanacağız ama bizim amacımız davayı kazanıp parayı alıp geri çekilmek değil. 192 günde parayı aldıysak 192 günün sonunda da işe gireriz. Oradan hiçbir şekilde ayrılmayacağız. Sizin aracılığınızla yeniden söylüyoruz o iş yerine girinceye kadar mücadelemiz devam edecek. Bütün dostlarımızı dayanışmaya bekliyoruz. Çadırımız orada, çayımız sürekli kaynıyor. Yolu geçen herkesi ağırlamaktan mutluluk duyarız.
Çok teşekkür ederim.
Eylemdeki Sibaş İşçileri