“24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü”nde İstanbul Barosu'nun çağrısı ile saat 16.00'da Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen avukatlar ve yakınları, Meydanın bariyerlerle çevrilmesi nedeniyle İstiklal Caddesi üzerinde toplandı.
Uğur MUMCU ve Tahir ELÇİ'nin unutulmadığı alanda “Uğurlar Olsun” türküsüyle bekleyiş başladı. Galatasaray Meydanı'na giden bir çok ara sokakta polis geçişi engellerken, bazı noktalarda çanta aramaları yaptı.
Kitlenin toplanmasını beklerken 65-70 yaşlarında bir kadın yanımıza yaklaşıyor. “Çocuklar ne var burada?” diyor. "Avukatlar yürüyüş yapıp basın açıklaması okuyacaklar. Bugün Tehlikede Olan Avukatlar Günü "diyoruz. “En çok da biz ihtiyarlar beceremedik, size bu yükü bıraktık da, 'hadi çözün artık' diyoruz ya, ona üzülüyorum” dedi. “Kurtulmamız lazım bu sistemden. Bu yaşımda hala çabalıyorsam, sizin hiç pes etmeye hakkınız yok. Asla pes etmeyin çocuklar. Asla Pes Etmeyin” diyerek uzaklaşıyor yanımızdan. Kısa bir sessizliğin ardından kitlenin hareketliliğine kapılıyoruz.
"Avukatların Sesi Kesilirse Yurttaşların Nefesi Kesilir" pankartı açarak yürüyüşe geçen avukatlar sık sık "Tahir Elçi Onurumuzdur", "Avukat Susmadı Susmayacak", "Savunma Susmaz Susmayacak", "Tutsak Avukatlar Yalnız Değildir" , "Devrimci Avukatlar Onurumuzdur", "Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek", "Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz" sloganlarıyla yürüdü.
Cadde üzerinde bulunan İstanbul Barosu'nun önüne gelindiğinde Baro Başkanları, binanın 2. katından kitleye seslendi. Bazı avukat ve gazeteciler arasında" hep onlar mı yapacak balkon konuşmalarını. Bu da bizim balkon konuşmamız" esprileri yaşandı. Basın açıklamasında Uğur Mumcu'nun "Bizi tehdit yıldırmadı ey halkım... Biz gözdağlarına prim vermedik. Sinmedik biz, eğilmedik, biat etmedik, boyun eğmedik ey halkım... Darbelerden, darbelerin sıkıyönetim Mahkemelerinden, DGM'lerden, Özel Yetkili Mahkemelerden, OHAL'Ierden geliyoruz. Hep direndik. Senin için direndik... Unutma bizi ey halkım..." sözleri ile 1993'ün 24 Ocak'ında katledilen avukat-gazeteci Uğur Mumcu da anıldı... Ve ardından şöyle devam etti açıklama: "Evet unutma bizi halkım... Sadece para kazanmak için değil, bizim mücadelemiz... Biz de ekmek mücadelesi yapacağız kuşkusuz, biz de eve ekmek götüreceğiz de bu meslek onunla sınırlı değil... Bizimkisi özünde bir demokrasi mücadelesi... Senin hak arama özgürlüğün için... Asla vazgeçmeyeceğimiz adalet için... Hukuk devleti için bizim mücadelemiz... Yargı bağımsız olsun ki, sen insanca yaşa diye... İnsan haklarına dayalı bir toplum olalım diye... Hukuk güvenliğin olsun diye bütün bu çektiklerimiz... Tehlikedeysek, senin için... Unutma bizi...Buradan bütün dünyaya ilan ediyoruz ki, hiçbir baskıya boyun eğmeyeceğiz. Tehditler bizi yıldırmayacak... Asla sinmeyeceğiz. Bizi büyüten öykülerimizin yol göstericiliğinde daima demokrasiye ve insan haklarına sahip çıkacağız. Genlerimizdeki mücadele azmini hep diri tutacağız. Çünkü biliyoruz biz: Evet sesteki nefes avukatlardır ama avukatların sesi kesilirse yurttaşların da nefesi kesilir. Kesmeyiz biz, biz avukatız. Biz avukatız ve bir gün herkese lazım oluruz biz..."
Çeşitli illerden gelen Baro Başkanlarının yaptığı konuşmalarla devam etti. Adana Barosu adına konuşan Veli Kütük sözlerine “Çukurova'nın sıcak yürekli insanlarının selamlarını getiriyorum” diyerek başladı. “Bugün Dersim başkanı ile doğrudan Silivri Cezaevi'ne giderek meslektaşımız Selçuk Kozağaçlı'yı ziyaret ettik. Yaşadıkları haksızlık ve maruz kaldıkları hukuksuzluklara karşı bugün itibariyle açlık grevine başladılar. Bunu duyurmak istiyorum. Tek adam, polis devleti, parti devletini protesto ederek başlattıkları açlık grevlerini saygıyla selamlıyorum. Ben de bugüne kadar 2 dosyadan yargılanıp beraat etmiş biri olarak bir kez daha haykırıyorum: Savunma susmadı susmayacak” dedi.
Ardından sözü Aydın Barosu başkanı Av. Gökhan Bozkurt alarak "Susma hakkının yalnızca şüpheliye ve sanığa ait olduğunu, avukatın susma hakkının asla olmadığını bilen meslektaşlarımla bugün burada yürümekten onur duyuyorum. Efeler diyarı Aydındaki bütün meslektaşlarımın selamlarını getirdim sizlere. Bugün Barolarda Avukat hakları merkezleri varsa bunların kurulmasına sebep olan bu sistemi inşa eden üstüne bir tuğla dahi olsa koyan kim varsa hepsine yazıklar olsun.2019 yılı ocağının Türkiyeli avukatlara ithaf edilmesini sağlayan kim varsa yazıklar olsun...Avukat olarak kendi hakkımızı aramak için şuradan şuraya azıcık yürümeye kalktığımızda önümüze çöp bidonu koyan kim varsa yazıklar olsun. Bütün avukatların dillerini kessek bu ülkeyi çok güzel yönetirdik çok rahat ederdik diyen diktatörlerin örnek alınmasını istiyoruz. Kendisine en sonunda avukatımı istiyorum diyen kim varsa yazıklar olsun diyoruz. Dikensiz gül bahçesi istiyorsunuz. O düşlediğiniz gül bahçesinin dikenleri biziz. Hiç kusura bakmayın. Eğer sizi rahatsız edecekse, bu rahatsızlık verdiğimiz rahatsızlık insanlığın hak arama özgürlüğü içindir. Bu rahatsızlık bizim için onurdur. Beraber yürüdüğümüz tüm meslektaşlarımızı selam ve sevgilerle selamlıyorum” dedi.
Söz alan Bursa Barosu başkanı, "Biz avukatlar savunmalarımızdan kaynaklı birçok bedel ödedik. Türkiyenin 81 ilinde 79 barosunda bu böyledir. Ne biz savunmaktan geri duracağız ne de onlar bizleri sürüklemekten, yerlerde sürüklemekten hatta öldürmekten vazgeçecekler. Devrimcileri savunduğu için katledilen avukat arkadaşımız Mehmet Cengiz için hak istiyoruz. 80'lerde 2 Ekim'de devrimci avukat Hilmi Feyzioğlu asayiş şubeden atarak intihar etti, kayıtlara böyle geçti. Devrimci bir avukattı, sendika avukatlığı yapıyordu. 2016 2 Temmuz'da Özgür Aksoy'u avukatlık yaptığı için katlettiler. TahirElçi katledildi. Ne olursa olsun avukatlar susmayacak” dedi.
Diyarbakır Baro başkanı sözü alarak, "bu yıl 2012'de olduğu gibi, Tehlikede Olan Avukatlar Günü maalesef yine Türkiye'deki avukatlara ithaf edildi. Ve malesef bu ithaf yapılırken Tahir Elçi cinayeti başat sıradaydı. Üç yılı aşkın sürede Tahir Elçi cinayetinde bir arpa boyu yol alamadılar. Onlarca kameranın gözü önünde gündüz gözüyle işlenen bir cinayet halen açıklığa kavuşturulmadı. Halen faili meçhul cinayet olarak kayıtlarda duruyor. Yargının bu keyfi tutumunu kınıyoruz. Bu konuda bütün meslektaşlarımın ve baroların desteğini yanımızda görmek istiyoruz. Yanımızdasınız biliyoruz, ama sesimizi daha güçlü duyurmak istiyoruz. Tehlikede olan sadece Diyarbakır Barosu değil, barış savunusu yapan barış akademisyenleri de tehdit altında. Savaş bir halk sağlığı sorunudur diyen tüm Tabipler Birliği Merkez Konsey üyeleri evlerine baskın yapılarak tutuklandı. Dolayısıyla sivil toplum da tehlike altındadır. Sizleri Diyarbakır barosu adına saygıyla selamlıyorum” dedi. Avukatlar; "Hepimiz Elçi'yiz Öldürmekle Bitmeyiz" sloganları attılar.
Hatay Baro başkanı ise "Bugün eğer buradaysak, avukatlar tehdit altındaysa ve biz bu günü anmak için bir aradaysak, bu Türkiyenın hak gücüne dayanan bir ülke olmadığını, Türkiye'nin insan ve hak savunmalarında ciddi sorunlu bir ülke olduğunu gösterir. Bizler Türkiye'nin tarihi boyunca vardık. Bundan sonra da varolacağız. İçerdeki tutsak avukatların varlığı, bu işin yapılma risklerini gösteriyor. Dayanışma ruhuyla hepinize selam olsun".
İzmir Baro Başkanı "sizlere İzmir'den kucak dolusu sevgi getirdim, dayanışma getirdim, dostluk getirdim. Özlem hukuk devletine özlem demokrasiye, insan haklarına özlem. Tarihimizin hiçbir döneminde böylesine koyu bir karanlık yaşamadık. Ama biliyoruz, bunun benzerini 1936'larda Almanya yaşıyordu. Bugün Almanya'dan farkımız yok. İnsanlar düşündüklerini ifade ettikleri için, hak aradıkları için, sosyal medya paylaşımları için gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, sesleri kısılmaya çalışılıyor. Bu noktada onların tutunacakları tek bir dal var: Avukatlar. İstiyorlar ki sessiz kalalım, istiyorlar ki susalım. İstiyorlar ki iyi çocuklar olalım. Şimdi ben size sormak istiyorum. İyi çocuklar olacak mıyız?" Kitle net bir biçimde haykırdı: "Hayııııırr". Baro başkanı devam ediyor, "halkın sesi kısılırken susacak mıyız?" Kitle daha yüksek bir sesle; "Hayııııırr" Başkan devam ediyor, “Cezaevlerine atılarak susturulmamız mümkün mü?", "Hayıııırr". "Öldürülsek de bitirilmemiz mümkün mü?", "Hayııırr". “İşte bu ses, soluk, işte bu inanç Türkiye'yi aydınlığa götürecek yol, belki de bu dayanışma ruhundan geçiyor. Her birinize burada olduğunuz için, dostluğunuzu dayanışmanızı sevginizi paylaştığınız için teşekkür ediyor saygılar sunuyorum" diyerek sözlerini tamamladı.
Birçok ilin baro başkanlarının konuşmaları ve "Faşizme Karşı Omuz Omuza sloganlarıyla açıklama sona erdirildi.