Dünya üzerinde küresel isyan dalgaları genişledikçe uluslararası sermayenin saldırıları da genişliyor. Emperyalist-kapitalist sistem varlığını koruyabilmek için dünyanın bütün ilerici, devrimci güçlerine karşı savaş açmış durumdadır. Bunun adı küresel iç savaştır. Bu savaş geliştikçe zaten gerici olan rejimler daha da gericileşiyor; işçi ve emekçi halklara karşı saldırılarını daha da şiddetlendiriyorlar.
Gerici İran rejimi Kürt halkına karşı saldırılarını, içlerinde Ramin Penahi'nin de olduğu 3 Kürt gencini idam ederek sürdürdü. Uzun süredir Penahi'nin idamını engellemek için dünyanın dört bir tarafında sürdürülen kampanyalar sonuç vermedi ve katil molla rejimi Kürt halkının özgürlük mücadelesine karşı beslediği kin ve nefret duygularını 3 genci idam etmek suretiyle bir kez daha göstermiş oldu. Peki bugüne kadar yaptığı ve muhtemelen yapmaya devam edeceği bu tür katliamlar gerici İran rejimini yıkılıp gitmekten kurtaracak mı? Hayır!..
Arjantin'de polis, onyıllardır gelenekselleşmiş olan, kaybedilen yakınlarını arayan Plaza de Mayo annelerine saldırdı; onlarca göstericiyi yaraladı ve gözaltına aldı. Bu ve buna benzer saldırıların hiçbiri Arjantin hükümetini ekonomik ve siyasi krizden kurtarabildi mi? Bu saldırılar Arjantin'de yeni piqueteros ayaklanması benzeri ayaklanmaları engelleyebilecek mi? Arjantin hükümetini ve devletini çöküşten kurtarabilecek mi? Hayır!..
Türkiye'de dinci faşizm, 700 haftadır Galatasaray Lisesi önünde oturma eylemi yaparak devlet tarafından kaybedilen çocuklarını arayan Cumartesi Anneleri'ne saldırdı; onlarca insanı darp ederek gözaltına aldı; sonra çıkıp bu aileleri ve onlara destek verenleri açık açık tehdit etti. Sonraki haftalar ise her tarafı abluka altına alarak terör estirdi... Faşist devlet, her geçen gün kendisini daha fazla hissettiren ekonomik kriz, dış politikada yaşadığı hezimet vb'nin etkisiyle gemi azıya aldı; her yere, herkese saldırıyor. Bir yandan siyasi davalarda cezalar gırla gidiyor; bir yandan idam, Tek Tip Elbise tartışmaları... Bir yandan af vb ile içerdeki dinci faşizmin tabanı olabilecek kesimleri dışarı çıkarıp iç savaşta kullanma düşüncesi, diğer yandan "taşları bağlama" planları... Fabrikaların kapatılması,insanların işsizliğe mahkum edilmesi, her gün yapılan zamlarla insanların daha da yoksullaştırılması, Kürt halkına karşı yükseltilen şovenizm ve baskılar, Alevilerin evlerinin işaretlenmesi, gençlerin soruşturmalarla okuldan atılması, cezaevlerine kapatılması, kadınların katledilmesi; şiddete ve tecavüze uğramaları, doğanın tahribatı, kentlerin yaşanmaz hale getirilişi... Peki bütün bu saldırılar, bu planlar, bu hazırlıklar, faşist devleti bir çöküşten kurtarabilecek mi? Hayır!..
Çünkü tüm dünyada emperyalist-kapitalist sistemin sıçramalı çöküşü hızla belirginleşiyor. Tarih, bugüne kadarki en kırılgan noktasındadır. Bu yeni evrede kapitalist sistemin tabutuna ilk çiviyi kimin çakacağını çok da uzak olmayan bir gelecekte hep beraber göreceğiz.
Bu kan denizinin ufkundan doğacak güneşi görmek için ayağa kalkalım; unutmayalım güneş ilk doğduğunda, önce ayaktakine vuracaktır.