< TAYAD’lı Ailelerden Mahkemede SEGBİS Dayatmasına Karşı Eylem

Tutuklu HHB'li avukatların mahkemesi için SEGBİS dayatması yapılmasını protesto eden TAYAD'lı Aileler, Galatasaray Lisesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

İSTANBUL - Bir yıl önce ev baskını sonucu gözaltına alınarak tutuklanan Halkın Hukuk Bürosu(HHB) avukatlarının mahkemesine dikkat çekmek isteyen TAYAD’lı Aileler, SEGBİS ile mahkemenin yapılmak istenmesini protesto etti.

Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen TAYAD’lılar, “Halkın avukatlarına ve halkın sanatçılarına özgürlük” yazılı pankart açtı.

 

"SEGBİS Kehannetti Gerçek Oldu

TAYAD’lı Aileler adına basın açıklamasını Mehmet Güvel okudu. Yaklaşık 1 yıl önce evleri büroları basılarak gözaltına alınan Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının mahkemelerinin 10-15 Eylül tarihleri arasında Bakırköy adliyesinde görüleceğini hatırlatan Güvel, avukatların mahkemeye çıkarılmadan SEGBİS yolu ile yargılanmaya çalışıldığını söyledi. Güvel, SEGBİS’in öngörüldüğü Eduardo Galeano’nın 90’ların sonunda yayınladığı Tepetaklak isimli kitabından şu kısımları hatırlattı: “Kriminolog Nils Christina yakın zamanda mahkemelerin videolarla gerçekleştirileceğini, sanığın ne kendini suçlayan savcı ne kendini savunan avukat ne de kendisini mahkûm eden yargıç tarafından asla kanlı canlı görülemeyeceğini belirtti.” Kehanetin gerçekleştiğini vurgulayan Güvel, “Aslında bu durum yaşananın kehanet olmadığını, halkın savunma hakkına saldırının yıllardır planlandığını gösteriyordu. Artık SEGBİS var. Tutsak hapishaneden bir kamera hemen hemen web cam büyüklüğünde önüne çıkarılıyor. Hâkimler ve savcı kameranın önüne geçiyor. Ve yargılama başlıyor. His yok, duygu yok. Tabi ekranda gördüğünüz mikro büyüklükteki hâkim olduğunu tahmin ettiğiniz kişinin görüntüsü dışında.” dedi.

 

“SEGBİS,Faşizmin Kamera Hilesidir”

Mahkemede yargılayanın ve yargılananın yüzyüze gelmesini ifade eden “yüzyüzelik ilkesi”nin ceza hukukunda yerinin oldukça eski olduğunu belirten Güvel, halkların bu hakkı kan ve can bedeliyle kazandığını dile getirdi. Temelini “habeas corpus(mahkeme huzuruna bedeniyle çıkma hakkı)”tan aldığını aktaran Güvel şöyle devam etti: “Mahkeme önüne çıkıp ifade verme hakkını ortaçağın engizisyon heyetleri dahi engelleyememiştir. Yargılama esnasında Yüzyüze, karşı karşıya olmak aynı zamanda bir çatışmadır, hesaplaşmadır. İddialar, düşünceler, suçlamalar, deliller ve ideolojiler çatışır. Birbirlerinin gözünün içine bakarlar. Doğru ve yanlışın, Haklı ve haksızın çatışması yaşanır, sınıf savaşıdır bu. İşte SEGBİS bu çatışmanın arasına sokulan faşizmin kamera hilesidir. Yüzyüze yargılama yapmak, duygu ve düşüncelerin ağırlığını kaldırmak, söylenen sözleri karşılamak kolay değildir. Ama SEGBİS’te tek bir tuşla tutsak ekrandan alınabilir. Tek bir tuşla tutsağın sözleri sessizliğe gömülebilir. Artık tutsak hapishanedeki kamera odasında tek başınadır. Ne yaparsa yapsın kamera önünde mahkemeye bir etkide bulunamaz. Bu koşullarda savunma Hakkından bahsedilebilir mi? SEGBİS’in kabul edilmemesinin nedeni tam da budur.”

Avukatların mahkeme huzuruna çıkarılmadan yargılanmasının kabul edilemeyeceğini vurgulayan Güvel, açıklamayı burada sonlandırdı. “Halkın avukatlarına halkın sanatçılarına özgürlük” sloganıyla eylem sona erdi.