Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda “İşimi geri istiyorum” eylemi yapan Selvi Polat ve Nursel Tanrıverdi’nin tutuklanmasını protesto eden kamu emekçileri, tutuklamaların hukuka aykırı olduğunu söyledi.
İSTANBUL – KHKlarla görevlerinden ihraç edilen kamu emekçileri, işlerine geri dönmek için Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda eylem yaptıkları sırada gözaltına alınan ve 21 Ağustos’ta çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanan Nursel Tanrıverdi ve Selvi Polat için basın açıklaması yaparak serbest bırakılmalarını istedi. 23 Ağustos günü İHD İstanbul Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısında, “İşini, ekmeğini istemek suç değildir” pankartı asıldı ve açıklamaya çok sayıda kamu emekçisi ve avukatları katıldı.
Avukat Ferdi Yamar, seçim dönemine kadar emekçilerin eylemlerine müdahale edilmediğini ancak sonrasında emekçilerin gözaltına alındığını, Polat ve Tanrıverdi’nin tutuklanmasının hukuka aykırı olduğunu vurgulayarak “Tutuklamaya yönelik suç oluşmadığını düşünüyoruz. Yüksel Caddesi’nde alınan bir eylemci gözaltına alındığında kabahatler kanuna göre gözaltına alıp bırakıyorsanız, Bakırköy’de de bunu yapmalısınız. Ancak bunu yapmıyorsunuz” dedi. Emekçilere meydana 200 metre yaklaşmama yasağı verildiğini hatırlatan Yamar, “Bu yasak da hukuka uygun değil, komiktir. Susma hakkını kullandıkları için cezalandırıldılar. Bu yaşanan süreçleri değerlendirdiğimizde susma hakkı cezası absürttür. Hukuk adına facia denilen durumlar yaşandı. Savcı, ‘Kolluğuma ifade vermeyeni ben de dinlemem’ diyor alınganlık yapıyor” dedi.
Müvekkillerinin tutuklanmasında 2911 No’lu yasaya dair koşulların oluşmadığını kaydeden Yamar, “Tutuklama için çok çaba sarf ettiler. Polisler kötü muameleye maruz kalmadı, oysa müvekkillerimiz kötü muameleye maruz kaldı. Biz gerekçelendirmesini okuduk hakimin. ‘Bıraksalar gidecekler’ diyor. Hukuk böyle bir yoruma dayanamaz. Bu politik bir karar. Belki sonraki hafta meydana gitmeyecekler. Kararların hukuksal bir dayanağı yok. Biz bu kararların beraatla sonuçlanacağını düşünüyoruz. Tamamen gözdağı vermek ve irade kırmak için verilen karardır. 200 metre kararını veren hakimin verdiği bir karar bu. Biz bu kararı kabul etmiyoruz" dedi.
Kamu emekçileri adına açıklamayı BES İstanbul 1 Nolu Şube Başkanı Dursun Doğan yaptı. İktidarın darbe girişimini bahane ederek, her türlü anayasal hakkı ortadan kaldırdığını belirten Doğan, yüzbinlerce emekçinin haksız gerekçelerle işten çıkartıldığını söyledi. İhraçlarla “Her türlü hak arama yollarını tıkayarak kaderine boyun eğen insanlar olunması amaçlanmıştır” diyen Doğan, Bu insanlık dışı uygulamaya karşı direnmenin insan olmanın gereği olduğunu ve insanlığa, onurlarına sahip çıkmak için 20 Şubat 2017'den itibaren İstanbul'da direnme iradesi gösterdiklerini belirtti.
Haftanın dört günü İstanbul’un kent meydanlarında 70 hafta süren onurlu bir direnişin seçime iki hafta kala saldırıya uğrayarak, defalarca işkence ile gözaltına alınarak, haklarında çeşitli davalar açılarak yok edilmek istendiğini vurgulayan Doğan, "Sendikalarımız da direnişi yeterince sahiplenememiştir. Bu süreç sonunda her şeye rağmen direnme İradesi göstererek Bakırköy Özgürlük Meydanı direniş alanına sahip çıkan ihraç arkadaşlarımız Nursel Tanrıverdi ve Selvi Polat, hiçbir hukuki temeli olmayan yasaklama politikası ile karşılaştılar" dedi.
Her gün on binlerce insanın uğrak yeri olan Bakırköy Özgürlük Meydanı’na sadece iki arkadaşının uğramasını yasaklayan kararın, yargının nasıl bir karanlık girdaba girdiğinin kanıtı olduğunu savunan Doğan, “2911 sayılı yasaya muhalefet gerekçesi ile uygulanan bu tutuklama, ileride ders konusu olabilecek bir hukuk garabeti olarak yerini alacaktır. Bu gün direnme iradesine sahip çıkma günüdür. Bu nedenle, Nursel ve Selvi öğretmenlerimizin derhal özgür kalmalarını sağlamak için çaba göstermek, kendine devrimci, demokrat, yurtsever diyen herkesin görevi olduğunu hatırlatıyoruz" dedi.