Mustafa Kemal Üniversitesi'nde 2 ay önce artan ekonomik kriz ve öğrenci sorunlarına karşı ayaklanan gençlik eylemlerine hala devam ediyor.

Üniversite içerisinde yemekhane, yurt ve ulaşım zamları ile öfke patlama noktasına ulaşınca, bu şartlarda öğrenim görme koşullarının olmadığını dile getiren gençlik, geri adım atmayacağını net bir şekilde dile getirdi. 19 Aralık 2018den beri devam eden eylemler, polis ve rektörlük baskısı ile kontrol altına alınmaya çalışılsa da çabaları karşılık bulamadı. Kendi öğrencilerinden korkan rektörlük, elleri silahlı çevik kuvvet polisleri ve tehditkâr söylevleri ile gençliğe geri adım attıramadı. Baskı ne kadar artarsa artsın eylemler daha da kitleselleşti.

Devrimci Öğrenci Birliği olarak, okulumuzda yaşanan olayları değerlendirmek için arkadaşlarımıza sorular sorduk.

 

Mustafa Kemal Üniversitesinde sürmekte olan eylemler için neler söylemek istersiniz?

Fen-Edebiyat Fakültesi’nden Simge: Öncelikle merhaba. Ben Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü 2. sınıf öğrencisiyim. Paramız olmadığı için okuyamayacağımızı dayatan eğitim sistemine karşı aylardır alandayım. Ulaşım, kırtasiye, barınma, yemekhane zamları dehşet verici boyutlara ulaştı. Bunun yanında uzaktan eğitim dersi olan İngilizce için 20 puan değerinde olan kitap almamız dayatılıyor. Ailesinin durumu benden kötü olan arkadaşlarım var. Parası olmadığı için alamayan arkadaşlarım dersi geçemeyecek ya da ortalaması parası olandan daha düşük olacak. Adil bulmuyorum bu durumu. Bu sorun ya da sorunlar birkaç kişinin derdi değil hepimizin derdidir. Sesimizi duyurana kadar buradayız.

Tıp Fakültesi’nden Nezir: Ben tıp son sınıf öğrencisiyim. Staj yapıyorum. 6 yıldır burada yaşıyorum. Ya da yaşamaya çalışıyorum. Okul dışında kafede part-time çalışıyorum. Yaşamak ve okumak için… Geçinemiyoruz. Gerici eğitim almamız yetmiyormuş gibi, bilimsel eğitimden yoksunuz. Mezun olmama az kaldı. Alt sınıflar için gerçekten üzgünüm. Okul bitince de sıkıntılar bitmiyor. Onca sene oku doktor çık, sonra birisi gelsin kaldırım taşı ile seni öldürsün. Geleceksizliğe hazırlanıyoruz. Herkes farkına varmalı artık.

İİBF'den Betül: 3. sınıf İktisat öğrencisiyim. 25.000 kişilik okulda okuyoruz. Aylardır mücadele eden 150-200 kişiyiz. Bu durum beni üzüyor. Umarım farkına erken varırlar bir şeylerin. Kapitalist ekonomistler bile kabul ediyor ciddi bir kriz olduğunu. Halen kabul etmeyen emekçi insanlar var. Ya da farkındalar korkuyorlar, siniyorlar. Herkes için buradayız. Ekonomik kriz derinleştikçe yaşam hakkımızı kaybediyoruz.

Eğitim Fakültesinden Beste: Matematik bölümü 1. sınıf öğrencisiyim. Zam rakamları yüzünden sayılardan nefret eder oldum. Esprisi bir yana, oldukça gergin günler yaşıyoruz. Ailemin durumu iyi değil, masraflarımı karşılayamaz oldu. Okulu bırakmayı bile düşünüyorum. Sorun yalnızca otobüs zammı değil. 500 TL oldu burs, 30 TL artış yapıldı. İyi de, o 30 TL’nin alım gücü kalmadı.

Veterinerlik Fakültesinden Onur: 3. sınıf öğrencisiyim. Ailemin durumu yok. Babam inşaat işçisi. Tek gelirim, babamın gücü yettiğince yolladığı harçlık ve burs. Her şey ateş pahası. Mesele artan ekonomik-siyasal kriz. Büyük bir kaosa sürükleneceğiz böyle giderse. Esen rüzgârı bizden yana çevirmeliyiz. Okuldan atmakla tehdit ediyorlar bizi eylemlere devam edersek. Etmezsek de parasızlıktan bırakacağız zaten.

İİBF'den İrem: Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi 2. sınıf öğrencisiyim. Yurtta kalıyorum, yemekler felaket. İçinden böcek, ip, toprak ne ararsanız çıkıyor. İnsanız farkında değiller. Yurt ücreti 255-265 arası, aldığım burs gelecek ay 500. Kalan 240 lira ile yol, yemek, kıyafet, kitap nasıl halledeceğim bilmiyorum. Hiç mi arkadaşlarımla kafeye gidip çay içmeyeceğim? Babam öğretmen, KHK'larla ihraç edildi. Haksız yere. Harçlık yollayamıyor bana. Mezun olduktan sonra ne yapacağım? Her şey belirsiz. Fakültede aldığımız eğitim ezbere dayalı. Artık yeter! Herkes duysun sesimizi. Yaşamak istiyoruz. Okumak istiyoruz. Kafamızı yastığa yarını düşünmeden koymak istiyoruz.

Ziraat Fakültesi’nden Mustafa: Ziraat 3. sınıf öğrencisiyim. Antakyalıyım. Masraf olmasın aileme diye, kendi memleketimi tercih ettim. Her gün 14 lira ulaşım ücreti ödüyorum. Bunu dile getirmek suçmuş gibi, rektörlük kendi öğrencilerini tehdit ediyor. Aylardır kampüste öğrenciden çok eli silahlı, kameralı polisler var. Kendi öğrencilerinden korkuyorlar. Buradayız hiçbir yere gitmiyoruz. Bizim korkacak bir şeyimiz yok.

İİBF'den Osman: İşletme 3. sınıf öğrencisiyim. Geleceğim hakkında hiçbir fikrim yok. Zengin bir ailenin çocuğu olmadığım için bin bir zorlukla bitirdiğim okuldan sonra da işsizler kervanına katılacağım. Torpilim yok, Ankara’da dayım yok. Muhatabımız rektörlük değil, bu adil olmayan sistemin kendisi.

Tıp Fakültesi’nden Ezgi: Tıp 1. sınıf öğrencisiyim. İstanbul'dan geliyorum. Yabancı bir şehirde okumaya çalışıyorum. Almak zorunda olduğum kitaplar var ve çok pahalı. Alamazsam sınıfta kalacağım. Ailemi hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum.

Fen-Edebiyat Fakültesi’nden Yasemin: Coğrafya 4. sınıf öğrencisiyim. Tez hazırlıyorum. Geçenlerde başıma iğrenç bir olay geldi. Kaldığım bir ders var ve hocası odasına davet etti. Akademisyen adam, ben de öğrencisiyim. Adını vermeyeceğim, buradaki herkes kim olduğunu biliyor. Bana saçma sapan tekliflerde bulundu. Karşılığında dersinden geçireceğini söyledi. Ahlaksızlık diz boyu. Susmayın. Biz sustukça sapık zihniyet elini kolunu sallayarak dışarıda geziyor.

İİBF’den Deniz: İktisat 1. sınıf öğrencisiyim. 2 yıldır sınıfta kalıyorum. Derslerden başarışız olduğum için değil, derslere alınmadığım için. Sırf komünist bir öğrenci olduğum için derslere alınmıyorum. Devamsızlıktan 2 yıldır 1. sınıfım. Sınav zamanında ne tesadüfse aslı olmayan suçlamalar ile ya gözaltına alınıyorum ya da saçma sapan bahaneler ile sınavlara girmem engelleniyor. Dinci-gerici eğitim sistemi ve onun temsilcileri faşist zihniyete hedef gösteriyor bizi. Terörist diyerek teşhir ediyorlar. Eğitimini aldığım burjuva ekonomisine inanmıyorum, bunu reddedemem. Fakat eğitim hakkımızı elimizden alamazlar.

Kendi fikirlerimizi savunmaktan, yaygınlaştırmaktan alıkoyamazlar bizleri. Tacize-tecavüze uğradığımız, kadınlarımızın vahşice katledildiği, giderek artan ekonomik-siyasal krizin hesabının emekçi sınıfa kesildiği günlerden geçmekteyiz. Burjuvazi ömrünü uzatmak adına faşist baskıları arttırsa da işçiler-emekçiler-gençler-öğrenciler-kadınlar birlikte mücadele veriyorlar. Ve bu savaşın kazananı emekçi sınıflar olacaktır. Okulumuzda da 2 aydır devam etmekte olan eylemler bu durumun göstergesidir. Artan ekonomik kriz yaşamın her noktasını etkiliyor. Başlangıçta ulaşım zammı olarak sokağa çıkan gençlik gördü ki, asıl sorun kapitalist sistemin kendisi, muhatabı da burjuvazidir. Herkesi birlikte örgütlü mücadele alanlarına çağırıyoruz. Mustafa Kemal Üniversitesinden yükselen ses, coğrafyamızdaki bütün gençliğin sesidir.