KESK'e bağlı Haber-Sen İstanbul Şubeleri, 3600 Ek Gösterge'nin TRT emekçilerine uygulanmamasını TRT İstanbul Radyosu önünde protesto etti. Deprem riski nedeniyle boşaltılan Harbiye'deki binanın bir an önce güçlendirilmesini isteyen emekçiler 'Evimize dönmek istiyoruz" dedi.
KESK'e bağlı Haber Sen İstanbul Şubeleri, 3600 Ek Göstergenin TRT emekçilerine uygulanmasını uygulanmamasını Harbiye'de bulunan TRT İstanbul Radyosu önünde protesto etti. Ayrıca daha önce depreme dayanıksız olduğu iddiasıyla boşaltılan binanın yenilenmesini istedi.
Harbiye'de bulunan TRT İstanbul Radyosu tarihi binası önünde toplanan Haber-Sen İstanbul Şubelerine üye TRT emekçileri "Ek Gösterge Bizim De Hakkımız. TRT Yönetimi Emekçilerin Sorununu Görmezden Gelme" pankartının açıldığı eylemde "Güvenli İş Güvenceli Gelecek İstiyoruz", "Emekçiyiz, Haklıyız, Kazanacağız", "TRT Halkındır Halkın Kalacak", "Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz", "Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz" sloganları attı.
"Deprem Riski Bahanesiyle Boşaltıp Çürümeye Terk Ettiler"
Eylemde konuşan Haber-Sen İstanbul 5 Nolu Şube Başkanı Özlem Berkit, yıllar önce Harbiye'deki radyo binasının depreme dayanıklı olmadığı ve yenileneceği iddiasıyla boşaltıldığını, çürümeye terk edildiğini, TRT emekçilerinin ulaşımı neredeyse imkansız olan Ayazağa'da bir binaya gönderildiğini, milyarlarca lira ödenerek binalar kiralandığını aktardı.
"Biz Evimize Geri Döneceğiz"
"Boşaltıldığı günden bu yana güçlendirmek bir yana tek bir çivi dahi çakılmadı. Hiç bir tadilat yapılmayarak resmen çürümeye terk edildi. Bu binayı bize unutturmaya çalışıyorlar. Ama hiç kimse evini unutmaz. Burası on yıllardır bizim evimiz ve biz evimize geri döneceğiz" dedi.
"Ücretlerdeki Hak Kayıpları Ve Liyakatsiz Aramalara Karşı Burdayız"
Diğer yandan TRT emekçilerinin kamu emekçilerine uygulanan 3600 Ek gösterge dışında bırakılarak hak kayıplarına neden olduğunu, yapılacağı söylenen iyileştirmenin aylardır sonuçlanmadığını aktaran Berkit, diğer yandan TRT İstanbul Radyosu'na liyakatsiz atamalar yapıldığını, sorunlarının giderek büyüdüğünü ve artık tüm bunlara karşı ses çıkarmak için TRT İstanbul Radyosu önünde olduklarını söyledi.
"600 Puanlık İyileştirme Lütuf Gibi Sunuldu"
Basın açıklamasını okuyan Haber-Sen Genel Başkanı Mesut Balcan, 2015 yılından beri, iktidar tarafından her seçim döneminde emekçinin önüne bir vaat olarak sürülen 3600 ek göstergenin nihayet bazı meslek gruplarına uygulandığını, diğer emekçilere ise 600 puanlık bir iyileştirme lütuf olarak sunulduğunu söyledi.
"Ek Göstergede TRT Çalışanları Kapsam Dışı Bırakıldı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 6 Haziran 2022 tarihinde “Tüm Kamu Personeline” artı 600 ek gösterge müjdesi verdiğini ve 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren uygulamasına karar verildiğini belirten Balcan, "Asıl sürpriz bizler için bu aşamada yaşandı. TRT özel kanuna tabi kurum olduğu için bu kapsam dışında bırakıldı" dedi.
"Yasanın Amacı Belli Bir Grup Çalışanın Ek Gösterge Almasını Sağlamaktı"
Yasanın asıl amacının belli bir grup çalışanın en az 3600 ek gösterge almasını sağlamak olduğunu, bu kapsamda bazı kişilere 1400 ek göstergeye varan artışlar uygulandığını, örneğin 2200 ek göstergesi olan bir memurun 3600 ek gösterge rakamına ulaşabilmesi için 1400 ek gösterge artışı yapıldığını aktaran Balcan, Burada asıl kandırmaca, artı 600 ek gösterge tüm memurlara verilecek, denilmesi oldu. Bir yandan verilirken, diğer taraftan katsayıları değiştirerek, bir cebimizden girip diğer cebimizden çıkmasını sağladılar" dedi.
"Ek Gösterge Önce Verildi Sonra Kesintiyle Geri Alındı"
7417 sayılı kanunun yürürlüğe girmesi ile emeklilik keseneği oranları değiştirildiğini, bunun sonucunda bazı ek gösterge gruplarının bir alt dilime düşerek hak kaybı oluştuğunu belirten Balcan, SGK'nın bir genelge ile önce artı 600 ek göstergeyi TRT emeklilerine uyguladığını, sonra da pardon yanlış yaptık diyerek ödediklerini geri kestiğini söyledi. Balcan "Bununla da kalmadı, değişen tazminat oranlarını düşük kalan maaşlara uygulayarak mağduriyeti arttırdı" dedi.
"Emekli İkramiyesi 30 Bin Lira Kayba Uğradı"
Maaşlarda 900 ila 1800 lira kesinti oluştuğunu, Emeklilik ikramiyesinde ise 30 bin liraya varan kayıplar olduğunu söyleyen Balcan "Hem emekliliği planlayan emekçileri, hem de kurum emeklilerini mağdur ettiler. Hele ki bu ekonomik dar boğazda emeklilerin maaşlarının kesilmesi hangi vicdana sığar" dedi.
"Haklarımız İçin SGK, TRT, CİMER Arasında Mekik Dokuyoruz"
TRT Yönetiminin aylar önce konuya ilişkin düzenleme için Cumhurbaşkanlığına yazı yazdıklarını ve imzayı beklediklerini söylemesine rağmen bir sonuç alamadıklarını belirten Balcan "Arkadaşlarımız SGK, TRT ve CİMER arasında mekik dokuyor, dava açmak için avukatlarla görüşüyorlar. Bir imzayla çözülecek sorun, yıllarca sürecek bir dava sürecine evriliyor" dedi.
"TRT'de Sınav Fiyaskosu"
Yöneticilerin ne emeklileri, ne de yıllardır yaptıkları işin kadrosunu alamayan emekçileri düşünmediğini, artık emeklilikleri gelen, kurumda 20-30 yıldır görev yapan, ama TRT'nin asli kadrolarında olamayan neredeyse 2 bin emekçi yalnız bırakıldığını söyleyen Balcan "Yıllar sonra açılan Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavı fiyaskosunu ise sineye çekmemizi bekliyorlar" dedi.
"Sınavlarda Usulsüzlük, ÖHT ile Görevlendirmeler"
Sınavın kadın- erkek ayrı yapılmasından, soruların niteliksiz ve kurum çalışanlarının bilgisini ölçemeyecek düzeyde olması, sözlü sınavlarda yaşanan usulsüzlükler, ehliyetsiz jüri üyeleri, sınavlarda adam kayırma ve açılan davalar gibi bir çok sorunun bulunduğunu söyleyen Balcan Fiyasko sınavın ardından Yönetimle defalarca görüşmemize ve kadro çalışması talebinde bulunmamıza rağmen, bir arpa boyu yol gidilemedi. Üstüne üstük, sendika olarak kadrosuz- güvencesiz çalışmaya karşı çıkmamız, kamu hizmeti yayıncılığını kamu görevlileri yapabilir talebimize rağmen, kurum Özel Hukuka Tabi kadrosuz yani ÖHT’lilerle doldurulmaya devam ediliyor" dedi.
"Kadrolu Emekçiler Görmezden Gelinl ÖHT'liler Alınıyor"
Yöneticilerin, kadrolu kurum emekçilerinin skala çalışmasını yapmak yerine, ÖHT’lilerin skalasını düzenleyip maaşlarını yükseltmekle meşgul olduğunu belirten Balcan "Bu arkadaşlarımıza yayın kadrosu unvanları verilirken, yıllardır bozulmaya yüz tutmuş çalışma barışını tamamen yok ettiler, kadrolu emekçileri görmezden gelmeye devam ediyorlar. Son yapılan KİT toplantısından beri kaç ÖHT’linin seçim öncesi kuruma alındığını açıklamalılar" dedi.
"Sorunları Çözmek Yerine Camdan Bakıyorlar"
Balcan "TRT’nin kadrolu emekçileri 2200 ek gösterge ile bordro mahkumu yapılırken, yöneticiler sorunu çözmek yerine camdan bakmaya devam ediyorlar!" diyerek yöneticilerin TRT çalışanlarının sorunlarına çözüm getirilmemesine tepki gösterdi.
"Binamız Çürümeye Terk Edilip Milyon Dolarlık Harcamalar Yapılıyor"
Balcan TRT İstanbul Radyosu'nun Harbiye'deki tarihi binasının boşaltılarak çürümeye terk edilmesine de tepki gösterdi. Balcan "21 Aralık 2020’de… Depreme dayanıksız diye bizi buradan çıkartıyorlar dedik. O zamanın yöneticileri açıklamalar yaptı, güçlendirilme yapılıp döneceksiniz dediler. Yönetimler gitti yerine yenileri geldi. Ama yine değişen bir şey olmadı. Harbiye Radyoevimiz de, Ulus Binalarımızda da güçlendirme yok. Ve hala TV8’in bulunduğu Ayazağa yerleşkesine kira ödeniyor, yeni yeni yerler kiralanıyor, kuruma her gün yeni bir ÖHT’li alınıyor. Gazetelerden, televizyonlardan öğreniyoruz TRT’nin dış yapımlara ne kadar harcamalar yaptığını, kaç milyon dolarların akıtıldığını" dedi.
"Camdan Bakmayı Bırakın Sorunları Çözün"
"TRT Yönetimi camdan bakmayı bırak TRT emekçisinin ve emeklisinin sorunlarını çöz" diyen Balcan taleplerini ise;
* TRT Emekçisinin de, emeklisinin de artı 600 ek gösterge sorununu çöz,
* Kadrolu emekçilerin yaptıkları işlerin asli kadrolarını almaları için çalışma yap,
* Kurumun niteliğine uymayan sözlü sınavlara son ver,
* Ve her şeyden önemlisi ülkenin hafızası olan TRT’nin binalarını tekrar eski günlerine kavuştur" diyerek sıraladı.
"Ayazağa Değil Uyuzağa..."
Haber-Sen İşyeri Temsilcisi Yasemin Şakacı ise yaklaşık üç sene önce TRT İstanbul Radyosu'nun hafızası olan Harbiye binasının boşaltılarak Ayazağa'da bir binaya gönderildiklerini orada ulaşım başta olmak üzere birçok sorun yaşadıklarını bu nedenle "Ayağazağa değil Uyuzağa" dediklerini söyledi.
"Toz Bulutu Altında Çalışmaya Mahkum Edildik"
Şehrin neredeyse dışındaki bir binaya gidebilecekleri toplu taşıma aracı bulmakta güçlük çektiklerini, bunun yanında çevrede çimento fabrikası ve taş ocakları bulunduğunu ve çok ciddi sağlık sorunlarına neden olduğunu vurgulayan Şakacı "İnanılmaz bir toz bulutu altında çalışmaya mahkum edildik" dedi.
"Yöneticiler Ulus'a Gitti Bizi Uyuzağaya Mahkum Etti"
Hiçbir yöneticinin Ayazağa'daki binada çalışmadığını, kendileri için güvenli ve sağlıklı bir ortam olan Ulus'daki binaya taşındıklarını aktaran Şakacı, Kendileri gittiler bizi Uyuzağaya mahkum ettiler.
"Kansere Yakalanmak İstemiyoruz"
Binanın yeni olmasına ve milyarlarca lira harcanmasına rağmen alt yapısının yok denecek kadar kötü olduğunu, binanın bir dere yatağına yapıldığını ve yağmurlu günlerde sel bastığını ve stüdyoları suların bastığını söyleyen Şakacı, "Bizler bu binada kalmak istemiyoruz, toz bulutu içinde kansere yakalanmak, sel suları içinde çalışmak istemiyoruz" dedi.
Videoyu İzlemek İçin Tıklayınız.