Eğitim Sen üyesi eğitim emekçileri Öğretmenlik Meslek Kanunu'na ilişkin 4 ilde basın açıklaması yaparak eşit işe eşit ücret talebini dile getirdi. ÖMK ve kariyer sınavlarının yarattığı eşitsizliği kabul etmeyeceklerini vurguladı.

KESK'e bağlı Eğitim Sen üyeleri Ankara, Diyarbakır İstanbul ve İzmir'de basın açıklaması yaparak açıklama yaparak, Milli Eğitim Bakanlığının Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) ve "kariyer basamakları sınava"yla eğitim emekçileri arasında eşitsizlik yarattığını belirtti. İstanbul'da Sultanahmet'te bulunan İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanan Eğitim Sen İstanbul Şubeleri "Ekonomik, Özlük, Demokratik, Sosyal Ve Mesleki Haklarımızı Mutlaka Kazanacağız! Eşit İşe Eşit Ücret" yazılı pankart açtı.

Eğitim emekçilerinin, çalışma ve yaşam koşullarına ilişkin sorunlarının Milli Eğitim Bakanlığının gündeminde olmadığı belirtilen açıklamada, "ÖMK düzenlemesiyle kamuda yıllardır uygulanan 'eşit işe eşit ücret' ilkesi fiilen ortadan kaldırıldı. Sınav sonrasında 'başöğretmen' ve 'uzman öğretmen' unvanı alan öğretmenler aynı derece ve kademede görev yapan öğretmenlerden daha yüksek maaş alacaktır. Aynı derece ve kademedeki meslektaşlarımızın maaşları arasında 5 bin TL'ye varan farklar oluşacak" denildi.

Yüksek maaş farklılığının eğitim sisteminde yarattığı tahribata işaret eden eğitim emekçileri, eşitlikten, adaletten ve nitelikli eğitimden bahsetmenin mümkün olmadığını vurguladı. Açıklamada, "Öğretmenlik mesleği itibarsız hale getirildi. Önümüzdeki dönemde çocuğunun sınıfına uzman ya da başöğretmenin girmesini isteyen velilerle okul idaresi ve öğretmenler arasında sorunlar yaşanması kaçınılmazdır" denildi.

Ankara'da Milli Eğitim Bakanlığı önünde yapılmak istenen eyleme polis izin vermedi. Bunun üzerine Eğitim-Sen şube binasında açıklama yapıldı. Eğitim emekçilerinin, çalışma ve yaşam koşullarına ilişkin sorunlarının MEB'in gündeminde olmamasına tepki gösterilerek eşit işe eşit ücret mücadelesinin süreceği belirtildi.

Eğitim-Sen Diyarbakır Şubesi de, siyasi iktidarın ve MEB'in ana dilinde, demokratik, kamusal, bilimsel eğitim anlayışını dışlayarak hayata geçirdiği uygulamaların eğitimin niteliğinde yaşanan gerilemeyi hızlandırdığını belirtti.