Koç Üniversitesi Hastanesi'nde çalışan ve Dev Sağlık İş Sendikası'na üye oldukları için işten atılan işçiler hastane önünde eylem yaptı. Kölece koşullarda her türlü mobbing ve aşağılamaya, kadın işçilerin tacize uğradığını belirterek "İşimizi geri istiyoruz ama sadece işimizi değil, taşeron çalışmanın son bulması ve çalışma koşullarının düzeltilmesi için mücadele edeceğiz" dedi.
Koç Üniversitesi Hastanesi'nde çalışan ve DİSK'e bağlı Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası'na (Dev Sağlık İş) üye oldukları için işten atılan taşeron sağlık işçileri Koç Üniversitesi Hastanesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. "Taşeron Çalışma Ölüm Demektir Atılan İşçiler Geri Alınsın" yazılı pankart açan işçiler "Atılan İşçiler Geri Alınsın", "Taşeron Çalışma Ölüm Demektir", Koç Üniversitesi Şaşırma Sabrımızı Taşırma", "Direne Direne Kazanacağız" sloganları attı.
Dev Dev Sağlık İş Sendikası üyesi Dilan Delipalta, Koç Üniversitesi Hastanesi'nde çalışan taşeron işçilerin çok ağır koşullarda çalıştırıldığını, bunun yanında baskı, mobbing, hakarete ve kadın işçilerin sözlü tacize maruz kaldıklarını belirtti.
"Hiçbir Arkadaşımızın İşten Atılmasını Kabul Etmiyoruz"
Sendikalı olan işçilerin, "uygun pozisyon bulunmadığı", "performans düşüklüğü" gibi bahanelerle işten atıldığını belirten Delipalta, işçilerin insanca koşullarda çalışmak için sendikalı olduklarını, hastane yönetiminin işçiler üzerindeki baskıyı arttırarak işçileri işten atmaya başladığını ve şu ana kadar 16 işçinin işten atıldığını aktardı. Delipalta "İşter kadrolu ister taşeron, ister sendikalı ister sendikasız hiçbir işçinin işten atılmasını kabul etmiyoruz" dedi. Delipalta, Koç Üniversitesi Hastanesi'nin her geçen gün kârlarına kâr kattığını fakat en ağır koşullarda çalıştırılan taşeron işçilerin asgari ücrete mahkum edildiğini, çeşitli bahanelerle ücretlerinden kesinti yapıldığını aktardı.
"Kölece Çalışma, Baskı, Taciz, Tehdit Ve İşten Atmaları Duyuruyoruz"
İşyerleri olan hastanenin bahçesinde açıklama yapılmasının hastene yönetimi ve polis tarafından engellendiğini belirten Delipalta, "Bizler buradan Koç Üniversitesi Hastanesi'nde çalışan taşeron işçilerin yaşadıkları kölece koşulları, dayatılan angaryayı, baskıları, tehditleri ve kadın işçilerin uğradığı tacizleri kamuoyuna duyuruyoruz" dedi.
Basın açıklamasını okuyan Semra Küçet Koç Üniversitesi Hastanesi'nin NWG taşeron şirketiyle yaptığı 2021 yılı Ocak ayında temizlik ve portör (hastane içindeki taşıma işleri) hizmetleri için yaptığı sözleşmenin bittiğini aktardı.
"Euroserve Geldi Tazminatlarının, Ücret Zammımız Gasp Edildi"
Hastane yönetiminin Euroserve şirketiyle hizmet sözleşmesi yaptığını belirten Küçet, Bu yeni anlaşmayla birlikte ardından ücret zammımıza kadar birçok hakkımız da gasp edildi. En az 50 arkadaşımız işten toplu istifa etti. Hem kadro hem de çalışma koşullarımızın iyileştirilmesi talebiyle sendikalı olduk" dedi.
"İşçiler 'Uygun Pozisyon Yok" Bahanesiyle İşten Atıldı"
Çalışma koşullarımızı kamuoyunda duyurmak için olabildiğince haberleştirilmesini sağladıklarını ancak hastane yönetiminin işçileri işten atmaya ve baskıları daha da arttığını belirten Küçet işten "Personel eksikliği nedeniyle iş yükümüz her gün artarken 'uygun pozisyon bulunmadığı' gerekçe gösterilerek 10’u aşkın arkadaşımız işten çıkartıldı" dedi.
"Koç Hastanesi Taşeron İşçilere Haklarını Vermiyor"
Kadrolu çalışanlarla aynı işi yapan taşeron işçiler arasında çok fazla ücret farkı olduğunu söyleyen Küçet, "Koç Hastanesi’nde çalışan sağlık işçileri haklarını alamıyor, taşeron çalıştıkları için daha güvencesiz çalışıyor. Gece mesailerinde gece farkı, gıda, giyim, yol yardımı alamıyor" dedi.
"Acil Durumda Sağlık Hizmeti Almak İstesek Maaşımız Yetmiyor"
Küçet "Kadrolu çalışana hastanede sağlık hizmeti için indirim uygulanırken taşeron işçiler iş başında kaza geçirdiğinde tıbbı desteğe ihtiyaç duyduğunda iş yükleri bahane edilerek acil servise bile gidemiyoruz, yerimizden kıpırdamamızı istemiyorlar. Acile gitmeye kalksak bile aldığımız hizmeti ödemeye bir aylık maaşımız yetmez. Buna rağmen ücretlerimiz bu kadar düşük" dedi.
"Her Birimiz 3 Kata 40 Odaya Bakmak Zorunda"
"Her birimiz en az 3 kata bakmak zorunda kalıyoruz, toplamda 40 oda demek. Ara dinlememizi kullanamıyoruz, her dakika ayakta ve işe hazır olmamız bekleniyor. Zaten personel eksikliği nedeniyle işi yetiştirmek için de dinlenmeden çalışmamız gerekiyor" diyen Küçet İş tanımı dışında birçok işi yapmalarının istendiğini söyledi.
"Angaryaya İtiraz Maaştan Kesinti, İşten Atma Gerekçesi"
İş tanımı dışında pek çok angarya işi yapmaları istendiğinde iş yapmak istemediklerini ise haklarında tutanak tutuduğunu ve çoğunlukla idari para cezası uygulanarak maaşlarımızda kesinti yapıldığını vurguladı.
Özellikle pandemiyle birlikte iş yüklerinin daha da arttığını, o dönemde çalışma koşullarının zorluklarına dayanamayıp istifa eden arkadaşlarının yerine yeni işçi alımı yapılmadığını aktaran Küçet, işten atmaları için ise bu koşullara karşı çıkmanın yeterli olduğunu söyledi.
"Her Gün Hepimize Hırsız Muamelesi Yapılıyor" "Çantalarımız iş çıkışında güvenlik tarafından aranıyor, her gün hepimize hırsız muamelesi yapıyorlar. Erkek güvenliğe çantasını aratmak istemeyen kadın arkadaşlarımıza bir şey saklıyormuş gibi davranıyorlar" diyen Küçet hastane yönetiminin personel eksikliği nedeniyle işler kitlendiğinde, iş çıkışında, hırsız muamelesi yapıldığında hastane işçileri hatırladığını ama söz konusu kadro talebi ya da çalışma koşullarımızın düzeltilmesini olduğunda görünmez olduklarını belirtti.
"Kadın İşçiler Taciz Edilip İşten Atılmakla Tehdit Ediliyor"
Erkek yöneticilerin, şeflerin konumlarını kullanarak kadın işçileri sürekli taciz ve mobbinge maruz bıraktığını aktaran Küçet. "En ufak bir itirazda bile işten atmayla tehdit edilirken bir de şefin ya da yöneticinin bizleri sindirmek için taciz etme ihtimalini göze almak zorunda kalıyoruz. İş yerlerinde kadınlar olarak erkek yöneticilerin şiddetiyle karşı karşıya geliyoruz. Buna karşı geldiğimizde işten atılma tehditi ile karşılaşıyoruz" dedi.
"İnsanca Yaşayacak Ücret İnsanca Çalışma Koşulları İçin Direnişteyiz"
Koç Üniversitesi Hastanesi yönetimine seslenen Küçet " İşimizi geri istiyoruz ama sadece işimizi değil; Koç Hastanesi’nde angaryaya son verilmediği, taşeron çalışmanın devam ettiği, çalışma koşullarımızın düzeltilmediği durumda demokratik haklarımıza başvuracağız demiştik. Bunları talep ettiğimiz için işten çıkartıldığımızı da biliyoruz. İnsanca yaşayacak bir ücret ve insancıl çalışma koşulları için direnişteyiz. Tüm işçi arkadaşlarımızı ve kamuoyunu bu mücadeleye omuz vermeye çağırıyoruz. Direne direne kazanacağız" dedi.
"Fedakârca Çalışıp Performans Düşüklüğü Nedeniyle İşten Atıldık"
6 yıldır Koç Üniversitesi Hastanesi'nde çalıştığını belirten Suna Erkoçak ise iş tanımını yapmakta zorlanarak "Hastabakıcı mı, temizlik işçisi mi, desem, hemşire mi desem, doktor mu desem bilemiyorum. Kimi zaman ıslak çoraplarla, elbiselerle çalıştık, yeri geldi hastanede sabahladık, yeri geldi aç susuz kaldık, pandemi döneminde Esenyurt'tabin yürüyerek işe geldik. Bu koşullarda fedakârca çalışmamıza karşılık 'performans düşüklüğü' denilerek işten atılmayı anlamıyorum" dedi.
"Euroserve Haklarımızı Gasp Etti"
Euorserve şirketiyle yapılan anlaşmanın ardından tazminat ve maaş zamkarı dahil hiçbir haklarını alamadıklarını belirten Erkoçak, çalışmaktan yemek saatinde yemek yiyemediklerini, sonrasında gittiklerinde ise 'Bu saatte yemek mi yenir. Mesai başladı, yemek saatinde gelseydin" denilerek yemek verilmediğini söyledi. Görevleri olmayan angarya işlerin yüklendiğini sürekli baskı ve mobbinge maruz kaldıklarını belirten Erkoçak, sorunların çözümü için defalarca yönetimle görüştüklerini fakat sürekli oyalandıklarını ifade etti.
"Gasp Edilen Haklarımız İnsanca Çalışma Koşulları İçin Direneceğiz"
"En sonunda dayanamadık ve insanca koşullarda çalışabilmek için Dev Sağlık İş Sendikası'na üye olduk. Fakat sorunu çözmeyen hastane yönetimi işçileri çeşitli bahanelerle işten attı" dedi. Erkoçak, işlerine geri dönebilmek, gasp edilen haklarını almak ve insanca koşullarda çalışmak için direneceklerini vurgulayarak sözlerini tamamladı.
"Koç Üniversitesi Hastanesi Guantanamo Kampı"
İşten atılan Kenan Güngördü ise bir yıldır hastanede çalıştığını belirterek "Bu hastanedeki çalışma koşullarını anlattığımızda, hizmet alan hastalar inanın ki 'Keşke bu hastaneden hizmet almasaydık' diyecekler. Çünkü burası çalışan işçiler için tam bir Guantanamo kampı. Bir işçi sadece hastane içinde 53 bin adım atmış" dedi.
"İş Kazası Geçiren İşçi Kayıt Dışı Ameliyat Edildi"
Taşeron işçilere sürekli angarya işlerin yüklendiğini, müdürlerin, şeflerin baskılarına, aşağılamalarına, maruz kaldıklarını, kadın işçilerin sürekli sözlü tacize uğradıklarını aktaran Güngördü İSİG önlemleri alınmadığı için iş kazası geçiren işçinin kayıtdışı olarak ameliyat edildiğini, iş kazası geçiren bazı işçilerin ise işten atıldığını söyledi.
Bu insanlık dışı koşullara karşı Dev Sağlık İş Sendikası'na üye oldukları ve hastane yönetiminin sendikanın ismini duydukları andan itibaren baskıların arttığını belirten Güngördü "Arkadaşlarımız 'Çay çaldı", "şeker çaldı", 'performansı düştü' gibi birçok bahaneyle, işten atıldı" dedi.
"Bizim Canımız Bedenlerimiz Üzerinden Kâr Ettiniz"
Hastane yönetimine seslenen Güngördü "Sadece son bir senede karınız yüzde 350 arttı. Ama o kârları bizim canımız bedenlerimiz üzerinden kazandınız, bizim cesetlerimiz üzerinde yükseldiniz. Ama haklarımızı vermediniz. Sizler bu kadar kâr ederken bizler de elbette hakkımız olanı isteyeceğiz" dedi.
"Biz Kıvılcımı Yaktık Gerisini Hastane Düşünsün"
Haksız ve hukuksuz bir şekilde aralarında 3 sendika temsilcisinin de olduğu 16 işçinin işten atıldığını belirten Güngördü "Hastene yönetimine sesleniyorum. İşten atılan arkadaşlarımızı geri alın ve çalışma koşullarını düzeltin. Bu işçiler geri adım atacak işçiler değil. Biz işten atılan işçilerin geri alınmasını ve koşulların düzeltilmesini istiyoruz. Biz bir kıvılcım yaktık gerisi de elbette gelecektir. Bundan sonrasını da artık siz düşünün" dedi.
Açıklamayı sloganlarla bitiren işçiler eylem programını ayrıca duyuracaklarını belirtti.