Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (Dev Tekstil) yaptıkları, araştırmalar ve işçilerin sendikaya ilettiği bilgilere dayanarak, koronavirüs salgını sürecinde Tekstil fabrikaları ve atölyelerinde işçilerin sağlık durumu ve üretim durumlarına ilişkin ikinci raporu kamuoyuyla paylaştı.
Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (Dev Tekstil) koronavirüs salgını sürecinde Tekstil fabrikaları ve atölyelerinde işçilerin sağlık durumu ve üretim durumlarına ilişkin ikinci raporu kamuoyuyla paylaştı.
2 Nisan günü korona virüsün fabrikalardaki etkisi üzerine ilk raporu kamuoyu ile paylaşan Dev Tekstil, Nisan ayından bu yana fabrikalarda ücretsiz izin, kısa çalışma ödeneği, esnek ve güvencesiz çalışma gibi hak ihlallerinin devam ettiğine dikkat çekti.
"Salgında 1 Mayıs Yasak Üretim Serbest"
Dünyada milyonlarca insanı etkileyen koronavirüs salgınının Türkiye’de de açığa çıkmasından bu yana ölüm oranları ve vaka sayıları artarken, İşçilerin birlik, mücadele, dayanışma günü olan 1 Mayıs kutlamalarını fiziki mesafenin korunamayacağını bahane ederek yasaklayan iktidarın, bu durumu fırsata çevirip sokağa çıkma yasağı getirdiğini, ancak birçok işyerinde üretim devam ettiğini de hatırlatan Dev Tekstil, raporunda "Sermayedarlar işçilerin ölümleri uğruna üretimleri devam ettirmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. İlk vakadan bu güne sınırlı sayıda işyerinde üretim durdu ya da belirli süre ile ara verildi. Bu duruşlar yine işçi sağlığı ve güvenliği gerekçesiyle değil, üretimin daralması nedeniyle oldu. Ancak tekstil patronları, bu süreci de fırsata çevirerek, maske önlük vs, sağlık malzemeleri üretimine yönelerek karlarına kar katmaya devam ettiler. Üretime devam edilmesinin de, durması ya da ara verilmesinin de bedeli işçilere fatura ediliyor. Fabrikalarda korona virüs testleri pozitif çıkan işçi sayısı artıyor" açıklamasında bulundu.
"Kısa Çalışma Ödeneği ile İşsizlik Fonu’nu Yağmaya Açıldı"
Salgın ilk çıkışıyla beraber sermayedarların imdadına koşan iktidarın Kısa Çalışma Ödeneği ile İşsizlik Fonu’nu da yağmaya açtığını ifade eden Dev Tekstil, hemen ardından iş kanununda yer almayan ücretsiz izni meşrulaştıran yasa devreye sokulduğunu ve işten atmaların yasaklanacağı haberiyle duyurulan yasayla da işten çıkarma yasaklandığını ancak bunun sonucunda işçilerin günlük 39,24 TL gibi bir ücretle yaşamaya mahkûm edildiğine işaret etti.
Bu ücretlerin bile 30 gün üzerinden hesaplanmadığını aktaran Dev Tekstil, Nisan ayının tamamını işsiz veya ücretsiz izinde geçirmiş olanlara 14 günlük ödeme yapılacağı açıklandığını, bu ödeme tutarının da 545 TL olacağını belirterek, 'Günlük ödenecek' diye açıklanan bu sadaka ücretinden bile kesinti yapıldığını, ücretsiz izne ayrılanlar için ilerleyen günler çok daha belirsiz olduğunu vurguladı.
Koronavirüs öncesinde ücretsiz iznin yasal olmadığını salgın sonrasında yasal hale getirilen ücretsiz izinde ise işçilerin tam ücret alnasının engellendiğini belirten Dev Tekstil, ayrıca ücretsiz izne çıkartıldığı için “haklı nedenlerle” işten ayrılma ve tazminat alma hakkı olan işçinin, şimdi bu haktan da mahrum bırakıldığını belirtti.
Şimdilerde, hayat normale dönüyor denilerek Kısa Çalışma Ödeneğine başvuran sermaye gruplarının başvurularını çekmeye başladığını aktaran Dev Tekstil, hazırladığı raporda koronovirüs salgını sürecinde şehirler ve fabrikalarda tekstil iş kolundaki durumu aktardı.
"En Basit Önlemler Dahi Alınmadı"
Sermaye devleti patronları korumak için her türlü adımı atıyorken, işçi ve emekçiler için ise “çalışmayı sürdüreceksiniz” deniyor. Salgın koşullarında sokağa çıkma yasağında dahi patronlar devletten özel izin alarak üretimlerini sürdürdüler.
Bununla birlikte vardiyalı çalışma sistemi gittikçe yaygınlaştı, çalışma süresi uzatıldı. Önlemler adına, işçilere girişte ateş ölçümü yapılırken, basit eldiven ve cerrahi olmayan maskeler dağıtılıyor. Servislerin arttırılması, yemek ve çay saatlerinin değiştirilmesi gibi göstermelik önlemlerle üretim devam ediyor. Bazı fabrikalarda yemekhaneler kapatıldı, çay molaları da kaldırıldı. İşkolumuzdaki esnek, taşeron, kayıtsız, çalışma biçimlerinin yaygınlığı düşünüldüğünde ilk elden alınacak bu basit önlemlerin bile alınmadığı onlarca işyeri biliyoruz. Bu koşullar, salgının tekstil ve dokuma işçileri arasındaki yaygınlığının belirlenmesi de engel oluyor.
"Ölümlere Rağmen Ciddi Bir Önlem Alınmadı"
Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla İstanbul’dan Nurettin Çınar, Adil Duman, Mehmet Meriç, Antep’den Uğur Kartal ve Uşak’tan ismini netleştiremediğimiz tekstil işçisi arkadaşlarımız, koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi. Bu arkadaşlarımızın çalıştıkları fabrikalarda enfekte olma ihtimalleri güçlü olduğu gibi, çalışma arkadaşlarına dönük ciddi bir önlem alındığından bahsetmek olanaklı değil.
"Patronların Değil, Üreten Emekçiler İçin Önlem Alınmalı"
Örgütsüz olan fabrikalarda sadece şikayetler üzerine bilgi alınabiliyor. Sendikalı işyerlerinde ise salgından ne kadar etkilenildiği ya açıklanmıyor ya da sınırlı verilere dayanıyor. Salgın ile ilgili veriler tüm açıklığı ile yansıtılmalı, şeffaf bir süreç işletilmelidir. Koronavirüsün yayılmaması için sermaye devleti bir an önce gerekli önlemleri almalıdır.
Patronların çıkarı için değil, bu ülkede yaşayan işçi ve emekçilerin, her gün işe gitmek zorunda olan milyonların ihtiyaçları karşılanmalıdır. Ücretli izin, ücretsiz sağlık, yaygın test, her türlü gıda ve temizlik ihtiyacının sağlanması talepleri karşılanmalıdır. Zorunlu olarak çalışması gereken işçi ve emekçiler için de üst düzey gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir.
Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası'nın illerden gelen bilgilere göre, 2. Raporunda tekstil iş kolundaki fabrikalardaki durum.