Savaştan, çatışmalardan, işkence ve kötü muameleden kaçarak, yaşayabilmek için başka ülkelere giden mülteciler gittikleri ülkelerde de kötü muamele, ekonomik güçlüklerle savaşıyor. Dünya Mülteciler Günü’nde de ayrımcılık, kötü muamele, ekonomik güçlükler, ekonomik güçlükler, işsizlik ile mücadele ederken iş bulabilenlerden bir kısmı da iş cinaeytlerinde ölüyor.
Mülteci işçiler üzerine araştırma yapan İzmir İSİG Meclisi’nin hazırladığı rapora göre 2019 yılında 49 mülteci işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Son yedi yılda ise en az 485 mülteci yine iş cinayetlerinde yaşamını yitiriyor.
Savaştan Kaçıp, Yine Şiddet, Ayrımcılık ve Ekonomik Güçlüklerle Mücadele Ediyorlar
Dünyanın bir çok yerinde mülteciler hayatta kalabilmek için ülkelerini terk ederek başka ülkelere göç ediyor. Özellikle Ortadoğu’daki savaş ortamı milyonlarca insanın yaşamını alt üst ederken, yüz binlercesi de yaşayabilmek için başka ülkelere göç etmeye çalışıyor. Kaçak yollarla başka ülkelere gitmeye çalışan mülteciler eğer yollarda ölmez de bir ülkeye giriş yapabilirlerse bu kez de işkence, kötü muamele, ırkçılık, ayrımcılık, işsizlik gibi pek çok sosyal ve ekonomik güçlükle savaşmak zorunda kalıyor. İş bulabilenlerse çok ağır sömürü koşullarında çalışmak zorunda bırakılırken, bir çok göçmen işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitiriyor. Üstelik bazılarının ölümü günler sonra öğrenilebiliyor, bazılarının ise isimleri dahi öğrenilemiyor.
Sadece 5 Ayda En Az 49 Mülteci İşçi İş Cinayetlerinde Yaşamını Yitirdi
Göçmen işçiler üzerine araştırma yapan İzmir İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin hazırladığı rapora göre 2019 yılının sadece ilk beş ayında en az 49 mülteci işçi iş cinayetinde yaşamını yitirdi. Son yedi yılda ise en az 485 mülteci işçi yine iş cinayetlerinde yaşamlarının yitirdiler.
Resmi Kayıtlara Göre Türkiye’de 4 Milyonu Aşkın Mülteci Var
Suriye'de 2011 yılında başlayan savaş ile birlikte Türkiye, dışarıdan en çok göç alan ülke konumu haline geldi. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nün 16 Mayıs 2019 tarihli verilerine göre Türkiye’deki kayıtlı Suriyeli mülteci sayısı 3 milyon 606 bin 737 iken diğer Asya ve Afrika ülkelerinden gelen mültecilerle bu rakam 4 milyonu aşıyor.
Mülteciler Günü’nde de Yoksulluk, Güvencesizlik, Şiddet, Sömürü Ve Geleceksizlik...
Türkiye, 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi’nin 1967 tarihli protokolüne koyduğu “coğrafi” sınırlamayla sadece Avrupa’dan gelenleri mülteci olarak kabul ediyor. Mülteciler için uygulanan ‘geçici koruma statüsü’ ise insanca bir yaşam kurmalarını sağlayamadı. Türkiye’deki mülteciler, Mülteciler Günü'nü yoksulluk, güvencesiz çalışma, iş cinayetleri, sömürü, geleceksizlik, statüsüzlük, nefret söylemleri ve linç girişimlerinin kıskacında karşılıyor.
Çalışma İzni Düzenlemesi Hayata Geçmedi, Mülteciler Kayıtsız Çalışmak ZorundaBırakılıyor
Ocak 2016’da çıkarılan “Geçici Koruma Sağlanan Yabancıların Çalışma İzinlerine Dair Yönetmelik” ile mültecilerin çalışma izinleri düzenlendi ancak bu düzenleme de hayatta yer bulamadı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Uluslararası İşgücü Genel Müdürlüğü'nün 2018 dahil rakamlarına göre çalışma izni verilen yabancı sayısı 100 bin civarında ancak Türkiye genelinde 1 milyonun üzerinde mültecinin çalışma hayatında olduğu tahmin ediliyor.
Mülteciler İnşaatlarda Yüksekten Düşerek, Atölyelerde Yanarak Can Veriyor!
İSİG Meclisi’nin elde ettiği bilgilere göre; 2013 yılında en az 22, 2014 yılında en az 53, 2015 yılında en az 67, 2016 yılında en az 96, 2017 yılında en az 88, 2018 yılında en az 110, 2019'un ilk 5 ayında ise 49 mülteci iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. 2013 yılında yüzde 2 olan mülteci işçi ölümü 2018 yılında yüzde 6'ya kadar yükseldi. Ölümlerin en çok yaşandığı iş koşulları ise inşaat, tarım, belediye ve tekstil. Yakın zamanda Ankara'da 5, Kocaeli'nde de 4 mülteci işçi çalıştıkları atölyelerde çıkan yangınlarda yaşamını yitirdi.
Patronların Ucuz İş Gücü Olarak Tercih Edilen Mülteciler, İşszliğin Sorumlusu Olarak Görülüyor
Mülteciler, kent merkezinde patronlar, kırsalda ise dayıbaşları tarafından özellikle kayıt dışılığın yaygın olduğu sektörlerde çalıştırılıyor. Ucuz iş gücü olarak görülen mülteciler Türkiyeli işçilere göre daha uzun saatler ve daha düşük yevmiyelerde çalıştırılıyor. Patronlar karlarına kar katarken mülteci işçiler artan işsizliğin ve düşen yevmiyelerin sorumlusu olarak görülüyor.
Irkçılığa Karşı Türkiyeli ve Göçmen İşçilerin Örgütlü Mücadelesi
Mültecilerin yoğun olarak çalıştığı Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesi'ndeki 'Suriyelileri İstemiyoruz' eylemleri bir süre sonra Türkiyeli ve Suriyeli ayakkabı işçilerinin ortak eylemlerine döndü ve kazanım getirdi. Yine Torbalı'da çalışan Türkiyeli ve Suriyeli tarım işçilerinin yevmiyelerin artırılması için kurdukları birlik ve iş bırakma, kısmi zam getirdi.
Sermayenin Savaş Politikalarına Karşı İşçilerin Enternasyonalizmi
Gerici ırkçı politikaların gün geçtkçe mülteciler üzerinden tırmandırılmaya hatta plajlardan Suriyelileri kovmaya kadar varan bir iklimin de zemini hazırladığına dikkat çekilen raporda; dünya kapitalizminin halkları düşmanlaştırma ve savaş politikaları ile sadece insanları yerinden yurdun etmeyip, ucuz işçi sömürüsüyle ekonomik krizlerin bedelini hem işçi sınıfına ezilen halklara ödetmekte olduğu, aynı zamanda kitleleri gerici, ırkçı politikalarla sürekli yedeklemenin aracı olarak kullanıldığına dikkat çekildi.
İşçi sınıfının her milliyetten ortak mücadelesinin örülebilmesi bugün başta sendikalar olmak üzere tüm demokrasi güçlerinin ırkçılığa, gericiliğe karşı mültecilerin yanında olması gerektiği ifade edilen raporda “Elimizi bugün ülkemizde en zayıf halkaya uzatmalı, enternasyonalizmi geliştirmeliyiz” denildi.