3. Havalimanı şantiyesindeki kötü çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle 14 Eylül 2018 tarihinde iş bırakma eylemi yapan işçilerin ikinci duruşması bugün görüldü. 3 İşçi dışındaki tüm işçilerin adli kontrol şartı ve yurtdışı yasağı kaldırılarak 26 Haziran'a ertelendi.
İSTANBUL - 3.Havalimanı şantiyesindeki kötü çalışma koşullarına ve iş cinayetlerine karşı “Köle değiliz” diyerek 14 Eylül 2018 tarihinde yaşanan servis kazasının ardından iş bırakma eylemi gerçekleştiren ve gece koğuş kapıları kırılarak gözaltına alınan işçiler ve sendika yönetcilerinin yargılandıkları davanın ikinci duruşması bugün Gaziosmanpaşa Adliyesi 25 Asliye Ceza Mahkemesi'nd görüldü.
Mahkeme öncesi Gaziosmanpaşa Adliyesi önünde toplanan 3.Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu, davaları görülecek olan 3.Havalimanı işçileri ve sendika yönetcileri, bazı işçilerin ailelerinin de katılımıyl kısa bir açıklama yaptı.
"Adli Kontrol İnşaat İşçilerini Açlığa, İşsizliğe Mahkum Etmektir"
Tutuklanarak 5 Aralık'ta tahliye olan sendika yöneticilerinden DİSK'e bağlı Devrimci Yapı Yol ve İnşaat İşçileri Sendikası Genel Başkanı Özgür Karabulut, " Bugün yine bu davada devlet kurumlarının, patron yanlısı olduğunu teşhir edeceğiz. Bu süreçte serbest bırakıldık, fakat adli kontrol ve yurtdışı yasağı ile serbest bırakıldık. Adli kontrol biz inşaat işçileri açısından açlığa mahkum etmekti, işsizliğe mahkum etmekti. Bu süreçte bir çok arkadaşımız işsizlikle boğuşmakta. Köle değiliz diyen inşaat işçileri yargılanamaz, yargılanması gereken iş cinayetinin sebebi olan inşaat patronlarıdır. Bunları bugün yargılayacağız” dedi.
"Yargılanan Değil Yargılayan Olacağız"
İnşaat İşçileri Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Özkan Özkanlı, “Yaşanan hukuksuzluktan dolayı İGA yönetimi ve sorumlular yargılanmalı, bizler değil" diyerek hiçbir cumhuriyet savcısının, adalet bakanlığının İGA’ya yönelik bir yaptırımı, soruşturması olmadığına dikkat çekerek, cezalandırma ve yaptırımın işçi sınıfına, sendika yönetimlerine olduğunu beritte ve "Biz yargılanan değil yargılayan olacağız” dedi.
"Ekonomik Durumdan Dolayı Üniversitemi Bıraktım"
İşçilerden Mustafa Atay ise her yıl inşaatlarda üniversite harçlığımı çıkarmak için çalışıtığını, orta sınıf ve alt sınıfta yaşayanlar için hayat gerçekten zor olduğunu vurgulayarak "Üniversite harçlığımı çıkarmak için geldiğim 3.Havalimanı'nda yapılan grev sonrasında tutuklandım. İlk dönem zaten üniversite hayatım olmadı, ikinci dönemde bazı sıkıntılar yaşadım. Ekonomik durumlardan dolayı üniversitemi bıraktım. Bunu bizlere yaşatanlara teşekkür ederim. Eğitimden uzaklaştırıyorsunuz, insanları ötekileştiriyorsunuz. Bunlar son bulsun barış, kardeşlik kazansın” dedi.
"İşçilere Açılan Bu Dava Yüz Karasıdır"
HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu ise ülkede adaletsizlik ve hukuksuzluğun arttığını vurguladı. Katırcıoğlu, hukuksuzluğun dibe vurduğu bir dönem yaşanmakta olduğunu, barış akademisyenleri davası ve bu davanın tarihe geçecek yüz karası davalar olduğunu belirterek "Barış isteyen akademisyenlere açılmış bir dava diğeri de gerçekten işlerini yaparken insanca yaşam talep eden işçilere açılan bu dava yüz karası bu davalardır. Bu mücadelede hepimiz arkadaşların yanındayız” dedi. Yapılan açıklamanın ardından 25. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülecek duruşmaya girildi.
"Hiçbir Delil Sunulmadan İşçiler Sanık Konumuna Sokulmuştur"
Avukat Songül Beydilli, dava sürecinin hukuksuzluklarla dolu olduğunu belirterek “Hazırlanan iddianame torba şeklinde oluşturulmuş. Hiçbir delil sunulmadan işçiler sanık konumuna sokulmuştur. Hükümetin prestij projesi olduğu için, 3.Havalimanı inşaatının bitirilmesi işçiler tarafından geciktiriliyormuş gibi gösterilerek torba iddianame hazırlandı. Hukuki bir metin olmaktan uzak bir iddianame olmuştur. Derhal beraat istiyoruz” dedi. İşçilerin iş cinayetlerine, tahtakurularına, insanlık dışı çalışma koşullarına isyan ettiğini ifade eden Beydilli, “İş yasasına göre işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin yerine getirilmemesi durumunda işçilerin eylem yapma hakkı vardır. Doğal ve yasal bir eylem yargılanıyor. Sendikal haklar yargılanıyor” dedi.
"Tüm İşçilere Beraat Verilmesini Talep Ediyoruz"
Avukat Musa Karakuş da “3.Havalimanı inşaatında en üst düzey yetkili olan Kadri Samsunlu, Haber Türk’e verdiği bir röportajda 'İşçi arkadaşlarımdan özür dilerim, haklıydılar. Sorunlar varmış, birikmiş. Ancak benim haberim olmadı’ şeklindeki beyanın hatırlattı. Bu ifadelerin dikkate alınmasını ve tüm işçilere beraat verilmesini talep etti.
"33 Gündür Yatağım Yoktu"
Avukatların ardından işçiler söz aldı. İşçi Tuncay Yalçın, “33 gündür yatağım yoktu. Ranzada yatıyordum. Tahtakurularına karşı alerjim vardı. Sabah geldim. Arkadaşlarımın kötü koşullara karşı eylem yaptıklarını gördüm. Bu koşullardan ben de etkileniyordum. Bu dertlerimi dile getirmek için ben de işçi arkadaşlarıma katıldım” dedi.
"Siz Tahtakurularının Kanınızı Emmesini Kabul Edebiliyorsanız Ben De Ederim"
İstanbul Havalimanı inşaatında servis şoförlüğü yapan Yasin Yalçın da “İşçi arkadaşlarımın yağmur altında saatlerce kaldığına tanık oldum. Hastalıklı olabilecek nemli kirli yataklar vardı. Biz bunların değişmesini istediğimizde topu alt işverene attılar. Dışarıdan getirilmesini de yasakladılar. İşe gitmeme kararının doğru olduğu söylendiği de işe gitmeyerek eyleme destek verdim. Her gece uyuduğunuzda tahtakurularının kanınızı emmesini kabul ediyorsanız ben de ederim" dedi.
"Yargılanması Gereken İşçiler değil Bizi Bu Koşullara Mahkum Edenlerdir"
İşçi arkadaşları yürüdüğünde kendisinin de yürüdüğünü onlar oturduğunda kendisinin de oturduğunu söyleyen Yalçın "Burada asıl yargılanması gereken ben ve işçi arkadaşlarım değil oradaki yöneticilerdir. Burada yargılanması gereken biz asgari ücrete mahkum edilen işçiler değil, bizi bu koşullara mahkum edenlerdir” ifadelerini kullandı.
Hakim Yasadışı Olmasına Rağmen Hazırlık Beyanlarını Okudu
Mahkeme başkanı, işçilerin gözaltındayken alınan ifadelerini okudu. İşçilerin ifadelerinin avukatlarıyla görüştürülmeleri engellenerek alındığını belirten işçi avukatları, hazırlık beyanlarının yasa dışı olduğunu ve okunmamasını talep etti. Hakimin ifadeleri ısrarla tekrar tekrar okuması tepki topladı. Avukatlar “Avukat huzurunda alınmayan ifade yasak delil niteliğindedir, duruşmada okunmaz” derken işçiler ise avukat huzurunda savunma yapma hakkının hatırlatılmadığını, tutanak içeriği okutulmadan baskıyla imzalatıldığını belirtti.
"Adli Kontrol Tutuklamayla Eşdeğer"
Avukat Tamer Doğan “Adli kontrol tutuklamayla eşdeğer. Özellikle OHAL sonrası çok rahat veriliyor. Ancak bunun insanların hayatlarını ne kadar etkilediği tartışılmıyor. Bu işçiler, bir yere iş başvurusunda bulunduklarında 'Haftada 2 gün imza vereceğim' derlerse işe alınmıyorlar. Yurt dışına çıkmak hayati bir durum işçiler için. Adli kontrol şartının kaldırılmasını istiyoruz” dedi.
Dava 26 Haziran'a Ertelendi
Duruşmalara katılmadığı için fadesi alınamayan 3 işçi hakkında yakalama kararı veren mahkeme, bu 3 işçi dışındaki işçiler için adli kontrolü ve yurt dışına çıkış yasağını kaldırdı. İşçilerin duruşmaya katılmama talebini ve gözaltı sırasında eşyalara el koyma kararının kaldırılması talebini reddeden mahkeme, tanıkların dinlenmesine, suçtan zarar görenlerin zararlarını bildirmelerine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik beyan için süre verilmesine karar vererek duruşmayı 26 Haziran 2019 Çarşamba gününe erteledi.
Duruşma sonrası 3. Havalimanı İşçileriyel Dayanışma Platformu, işçilerin bir kez daha kötü çalışma koşullarını gözler önüne sererek yasal olarak yaptıkları eyleme rağmen hukuksuzca tutuklandıklarını belirttiklerini ve bir kez daha yargılamak isteyenleri yargıladıklarını, işçilerin adli kontrol şartı ve yurtışı yasaklarının kaldırılarak mahkemenin 26 Haziran'a ertelendiğini ve davayı takip edeceklerini belirtti.