Adana’da Özel Fen Bilimleri Temel Lisesi’nde edebiyat öğretmeni olarak çalışan Duygu Yılmaz, yaşadıkları hak gaspları ve baskıların son bulması ve çalışma şartlarının düzeltilmesini sağlamak umuduyla, birkaç arkadaşıyla birlikte sendikalı oldu. Sendikalı olmasının ardından işten atılan Yılmaz, üyesi oldukları Sosyal-İş Sendikası’nın ise “Yanlış yapmışsınız bizim böyle bir tarzıımız yok” diyerek çözüm üretmeye yönelik adım atmadığını ve yalnız bırakıldıklarını belirtti.
ADANA – Adana’da yaşayan 15 yıllık edebiyat öğretmeni ve iki çocuk annesi Duygu Yılmaz, yıllardır özel okullarda bir çok hak gaspına, mobbinge ve baskılara maruz kaldıklarını buna karşı bir mücadele yürütebilmek için çeşitli platformlarda meslektaşlarıyla bir araya gelmeye ve çözüm üretmeye çalışıyor. Bir süredir de bazı meslektaşlarıyla sendikalı olmak için araştırma yapmaya başladı.
Duygu Yılmaz, 13 Ağustos 2018 günü işbaşı yaptığı Özel Fen Bilimleri Temel Lisesi’nde Ağustos ayına ait ücretinin ödenmemesi ve çeşitli baskılara maruz kalmaları üzerine okuldaki birkaç arkadaşıyla sendikalı olma kararı aldı. Sosyal İş Sendikası’yla görüşen Yılmaz ve arkadaşları 3 Ocak 2019 tarihi itibariyle sendikaya üye oldu.
Sendika üyesi olmalarından bir süre sonra sendika yetkilisinin okulu arıyarak üyeleri olan öğretmenlerin Ağusos ayı ücretlerinin ödenmediği ve sigorta primlerinin de yatırılmadığı yönünde bilgi edindiklerini ve bu eksikliklerin giderilmesi gerektiğini belirtti
Okul Müdürü: “Hiç Bir Hak İddia Edemezler”
Okul müdürü Özgür Erdoğan’ın “Zaten 6 aylık çalışma süreleri yok. Ben 30’un altında işçi çalıştırıyorum hiçbir hak iddia edemezler” dediğini aktaran Yılmaz, sendikanın da okul müdürünün bu söylemi üzerine herhangi bir adım atmadığını belirtti.
Sendika yetkilisinin okul müdürüyle görüşmesinden bir süre sonra okul yönetimi Duygu Yılmaz’dan soyut iddialar, dedikodular üzerinden gerekçelerle 16 Ocak’ta İş Kanunu’nun 25/2 maddesi kapsamında savunma yazmasını ve en geç 25 Ocak’ta teslim etmesini istedi.
Yılmaz sendikayla da görüşerek nasıl bir yöntem izleyeceklerini belirlemek için savunmasını hemen vermedi.
Bu arada kurum yetkilileri kendisini çağırarak “Sendikalı olmanız bizi rahatsız etti hocam. Bir de sendikadan yetkililer aradı bundan da çok rahatsızlık duyduk. Sizin sendikaya üye olmanıza gerek yok ki. Neden böyle bir şey yaptınız?” denildi.
25/2’den Savunma İstendi 4. Maddeyle Çıkış Verildi
Yılmaz, 18 Ocak günü ise çocuklara karnelerini vermesinin ardından okul yönetimi tarafından çağrıldı. Okul müdürü Özgür Erdoğan tarafından “Sizi çıkardık hocam” denilerek bir anda kapının önüne konuldu. İş Kanununun 25/2 maddesine göre savunma istenen Yılmaz’ın iş çıkış belgesinde ise işten çıkışı İş Kanunnun 4. maddesine dayandırıldı.
Duygu Yılmaz, sendikaya üye olduklarının öğrenilmesinin ardından işten çıkarma hazırlıklarının da başladığını ifade ederek “Aslında işten atılmadan 15 gün öncesinden bunun hazırlığı da yapıldı. İhtiyaç olmamasına rağmen bir edebiyat öğretmeni daha işe alındı. Derslerimin yarısı yeni işe başlayan öğretmen arkadaşa verildi. Hiçbir sebep ve gerekçe gösterilmeden. Amaç burada beni istifaya zorlamaktı fakat ben istifa etmedim” dedi.
“Ders Saatlerini Azalttık Maaşınızı da Azalttık”
İşine son verilirken maaşının da eksik ödendiğini belirten Yılmaz “Maaşımı kendilerine göre indirmişler. Neden diye sordum. ‘Ders saatlerinizi azalttık ya hocam o yüzden ücretinizi de azalttık’ denildi. Oysa ki ben ders saati olarak anlaşmadm maaş olarak anlaştım. Ve çalıştığım süre boyunca derslere girmesem de okul içindeydim. Derslere girebilirdim. Kaldı ki, ders saatlerimin azaltılıp ücretimin de düşürüleceğine dair hiçbir görüşme veya imzalı evrak yok ve beni bu şekilde işten çıkardılar” diyerek süreci aktardı.
“Arkadaşlarım da Her An İşten Atılabilir”
Kendisinin işten atıldığını fakat sendika üyesi diğer arkadaşlarının da kısa süre içinde işten atılacaklarını ifade eden Yılmaz, sendikalı arkadaşlarımıza “Çocuklara şöyle demişsiniz, böyle konuşmuşsunuz” gibi ciddi bir içeriği olmayan uyarılarda bulunuyorlar. Bir nevi yıldırma politikası. Ben işten atıldım hiç olmazsa diğer arkadaşlar sendikal haklarnı kullanarak çalışsınlar istiyoruz.
Sendika ise bu konuda hiçbir girişimde bulunmuyor” diyerek bu konudaki rahatsızlığını dile getirdi.
“İşten Atılacağınızı Anlayınca Sendikalı Olmadığınızı Nereden Bilelim”
Duygu Yılmaz sendika yetkilileriyle yaşadığı süreci ise şöyle aktardı: “Ben işten atıldım, arkadaşlar da bir süre sonra bir mazeret bulunup işten atılabilir. Bu konuda bir şeyler yapmamız gerekir. Fakat sendika Ankara Şube Başkanı Murat Bey ‘Siz yanlış yapmışsınız böyle bir örgütlenme olmaz. Nereden bilelim ki, sizin işten atılacağınızı anlayınca gelip sendikaya üye olmadığınızı’ dedi.
“Evet, belki biz yanlış yaptık, ilk önce sendikaya gelip görüşmeliydik” diyen Yılmaz, bir kaç arkadaşıyla birlikte, sendikalı olma sürecin ne kadar çok kişiyi katabilirlerse o kadar güçlü olacaklarını sendikal çalışmanın yürütülmesi açısından sendikaya da kolaylık sağlamış olacaklarını düşündüklerini ve böyle bir yöntem izlediklerini ifade etti.
“Bizim Böyle Bir Tarzımız Yok”
“Biz yanlış yapmış olabiliriz, ama şu an ben işten atıldım hak gaspına uğradım arkadaşlar da işten atılabilirler, şimdi bizim durumumuz ne olacak diye sorduklarını belirten Yılmaz, Ankara Şube Başkanı Murat Bozbeyoğlu’nun ‘Böyle bir örgütlenme olmaz, bizim böyle bir tarzımız yok” diyerek sendikanın çözüm üretmeye yönelik adım atmadığını belirtti.
İşten atılmamın ardından maaşının eksik verildiğini, Ağustos ayındaki maaşının ödenmediğini ve sigorta primlerinin yatırılmadığını aktaran Yılmaz “Sendika şube başkanı ve sendika avukatı okul müdürünün ‘30’dan az insan çalıştırıyorum.Hiçbir hak iddia edemezler’sözü üzerinden hareket ediyor” dedi.
“Kanun Değişikliğinden Haberleri Yok”
Bu konuşma üzerine kendisinin kanun maddesinin değiştiğini belirten Yılmaz ‘Değişmedi, değişseydi bizim haberimiz olurdu’ denildiğini aktararak, “Ben Anayasa Mahkemesi kararını internetten indirip Murat Bey’e gönderdim. Fakat şu durumda sendikayla bir çözüm üretemiyoruz” dedi.
Sendika avukatının kanun maddesinin değiştiğinden haber olmadığını anlayan Duygu Yılmaz bir başka avukatla görüştüğünü ve onun da kendisi gibi iş kanununda değişiklik yapıldığını ifade ettiğini belirtti.
Yılmaz, işten çıkış evraklarının sendikaya verdiğini fakat bir haftaya yakın süre geçmesine rağmen işlem yapıldığına dair kendisine herhangi bir bilgi verilmediğini de aktardı.
“En azından Arkadaşların İşten Atılmalarını Engelleyebilelim”
Arkadaşlarının ve kendisinin yaşanan hak gasplarına karşı daha güçlü olabilmek için sendikalı olduklarını fakat sendikanın kendilerine güç vermek yerine çözümsüz bıraktığını ifade eden Yılmaz, “Ben işten atıldım. Bir süre sonra diğer arkadaşlarım da işten atılacaklar bunun belirtilerini de yaşıyorlar. En azından onların işten atılmalarını önleyebiliriz. İşlerine devam edebilmeleri adına birşeyler yapabilmeliyiz. Fakat sendika buna dair en ufak bir adım atmıyor. Benim işten atılmama ilişkin bir basın açıklaması yapılabilirdi. Sendikanın tavrı arkadaşlarımızın işten atılmasını engelleyebilir, çalışma şartlarının iyileştirilmesini sağlayabilir. Fakat sendika yöntetimi bizlerin arkasında durduğunu gösteren bir tavır koymadıkları için çözümsüz bırakılıyoruz” dedi.
“Yıllardır Süren Hak Gasplarına Son Verelim İstedik”
Duyg Yılmaz, amacımız yıllardır asgari ücretle hatta bunun altında ücretlerle ve her an kapının önüne konulma tehdidiyle, bir çok hak gaspına mobbinge maruz bırakılan öğretmenler olarak bir araya gelip bunlara bir son vermek amacıyla hareket ettik. Bazı sosyal platformlarda bir araya gelmeye çalışıyoruz. Kurumsal olarak bir arada bulunmak ve sendikalı olmak bizim örgütlenmemizi, birlikte hareket etmemizi kolaylaştırır. Adım adım da olsa bir yerlerde bu şartları değiştirirek güçlenebiliriz ve daha iyi çalışma şartlarını yaratabiliriz düşüncesiyle hareket ettik.
“Umutlarımız Çözümsüzlüğe Dönüştü”
Fakat şu anda üyesi olduğumuz sendikanın ne benim işten atılmama karşı okul yönetimine karşı bir tavrı var ne de her an işten atılabileceğini bildiğimiz diğer arkadaşlarının durumuna ilişkin bir girişimi var.
“Özel sektörde çalışan öğretmenlerin bir araya gelip daha iyi şartlarda çalışabilmesini sağlamak amacıyla sendikalı olduk. Fakat üye olduğumuz sendika tarafından yalnız ve çözümsüz bırakılmış durumdayız” diyerek umutlarının bir anda çözümsüzlüğe dönüştürüldüğünü ifade etti.