< KESK Üyeleri: "OHAL İnceleme Komisyonu Derhal Lağvedilmelidir"

KESK İstanbul Şubeler Platformu, OHAL komisyonun süresinin uzatılmasına karşı ve lağvedilmesi amacıyla, ihraç edilen üyelerinin yaşadığı süreci kamuoyu ile paylaşmak, sorunlarını ve taleplerini gündemleştirmek için Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda basın açıklaması yaparak "Anayasaya aykırı OHAL İnceleme Komisyonu Derhal Lağvedilmeli, KHK ile ihraç edilen arkadaşlarımız görevine iade edilmelidir" dedi.

İSTANBUL - KESK İstanbul Şubeler Platformu, OHAL komisyonun süresinin uzatılmasına karşı ve lağvedilmesi amacıyla, ihraç edilen üyelerinin yaşadığı süreci kamuoyu ile paylaşmak, sorunlarını ve taleplerini gündemleştirmek için Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda basın açıklaması yaptı.

Özgürlük Meydanı’nda saat 15.00'de toplanarak "OHAL İnceleme Komisyonu Derhal Lağvedilmelidir" yazılı pankart açan KESK İstanbul Şubeler Platformu üyeleri adına basın açıklamasını Mesut Meki okudu 15 Temmuz’da yapılan darbe girişimi her şeyden önce ezilenlerin, emekçilerin ülkemizde on yıllardır büyük bedeller ödeyerek elde ettikleri demokratik kazanımlara yönelik gerçekleştirildiğini ifade eden Meki,  20 Temmuz sivil darbesi sonrası OHAL Kararnameleri ile de OHAL döneminde bile askıya alınamayacak olan ve anayasanın 15. maddesinde güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin çiğnendiğini darbe girişiminin her tür anti demokratik uygulamanın bahanesi haline getirildiğini söyledi.

Sadece darbe girişimi ile ilgili olarak, sınırlı süre için “tedbirler” alması gereken düzenlemeler yerine Türkiye’nin siyasal-toplumsal yapısını değiştirmeye dönük kalıcı düzenlemelerin KHK’ler eliyle yapıldığını, aynı işlemin şimdi de Cumhurbaşkanlığı Kararnameleriyle yapılmakta olduğunu ifade eden Meki, "OHAL’in sadece adı kalkmış, ruhu ve uygulamaları korunmuştur" dedi.

"OHAL KHK’leri ile 135 bini aşkın kişi fişleme, müdür/kurum kanaati, sosyal medya paylaşımları, sosyal çevre soruşturması, sendika üyeliği, banka hesabı vb. gibi normal koşullarda asla suç olmayan gerekçelerle kamudan ihraç edilmiş, hukukun temel ilkeleri ayaklar altına alınmıştır. KHK’ler ile gerçekleştirilen ihraç işlemiyle genel hukuk değerleri ve ulusal mevzuat gereğince tanınan haklar yok sayılmıştır" diyen Meki, yarın itibariyle OHAL işlemleri İnceleme Komisyonunun kurulmasının üzerinden tam iki yılın geride kaldığını,  üçüncü yılına giren OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu, 23 Ocak 2017 günü 685 sayılı OHAL KHK’si ile iki yıl süre içinde kamudan ihraç edilmiş yüz binlerce kamu emekçisinin ihraç başvurularını değerlendirmek ve karar altına almakla yetkilendirildiğini hatırlatarak, Komisyon'un başvurulardan şu ana kadar %40’ını karara bağlandığını, %40 içinde başvurusu ele alınan KESK’lilerin oranının ise sadece %0,7 olduğunu vurguladı.

Komisyona yapılan 125.612 başvurudan 4.617 başvurunun KESK’li üyeler tarafından yapılmıştır. Bunun da başvurular içerisinde %3,6’ya denk düşmekte olduğunu aktaran Meki, “Bu durum, KESK’lilerin başvurularının karara bağlanması bilinçli olarak mı geciktiriliyor?” sorusunu akla getirmektedir. Bu olasılığın kuvvetle muhtemel olduğunu düşünüyoruz. Kararlar geciktirilerek ikinci bir cezalandırma yoluna gidilmektedir. Konfederasyonumuza yönelik sendikal ayrımcılığa Komisyon da alet olmaktadır" dedi.

OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonunun Türk Hukuk Sistemi içerisinde bir tarifi bulunmadığına dikkat çeken Meki,  "Komisyon Türkiye’nin hukuk sistemi içinde mevzuatça belirlenmiş bir yargı mercii değildir. Bu durum yasalara ve anayasaya, yargısal işleyişe açıkça aykırıdır" dedi.

İhraç edilen kamu emekçilerinin başvurularını hangi usul ve esasa göre kabul ya da ret ettikleri, yaptıkları soruşturmada hangi kıstasların temel alındığının tamamen muğlak olduğunu belirten Meki, "Bu muğlaklık bilinçli olarak tasarlanmış ve bir politika olarak benimsenmiş olup iktidarın istediği kararların çıkması amaçlanmaktadır. İktidar, düzenleyici yetkisini kullanarak kıyas yoluyla bir suç ve ceza oluşturma yoluna gitmiştir" dedi.

Anayasa’nın 129. maddesinin: “Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler. Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez. (Değişik üçüncü fıkra: 7/5/2010-5982/13 md.)Disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz. Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlıdır” maddesini hatırlatan Meki, bu bu kanun yok sayılarak açıkça suç işlenmekte olduğuna dikkat çekti.

Komisyonun kararlarında da sabit olduğu üzere KESK’lilerin ihraçlarının ana nedeninin anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan sendikal eylem ve etkinliklere katılmaları olduğunu, demokrasinin işlediği bir yerde temel hak ve özgürlüklerin kullanımının ise ihraç edilme gerekçesi bir yana soruşturma konusu bile yapılamayacağını vurgulayan Meki sözlerini şöyle tamamladı:

"Dolayısıyla Komisyon derhal lağvedilmeli ve haklarında herhangi bir yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen tüm kamu görevlileri bütün haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmelidir.

Bu gerçekleşinceye ve hukuksuz ihraç edilen tüm kamu emekçileri görevlerine iade edilinceye kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Yine kendisini yargı üstü gören, anayasa ve yasalara aykırı hareket eden Komisyon üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunacağız."

KESK üyeleri basın açıklaması sırasında" KHK'lar Gidecek Biz Kalacağız" sloganı attı.