Çayırhan Termik Santrali ve maden sahalarının özelleştirilmesine karşı 20 Kasım 2024 tarihinde yaklaşık 500 maden işçisinin yeraltına inmesiyle başlayan eylemin 4. gününde, Maden Mühendileri Odası Çayırhan Maden İşçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel, Yönetim Kurulu Saymanı Mehmet Zaman, Yönetim Kurulu üyesi Fatih Tütüncü, Zonguldak Şube Başkanı Erdoğan Kaymakçı ve Zonguldak Şube II. Başkanı Hanefi Oruç, Çayırhan Termik santrali ve maden sahalarının özelleştirilmesine karşı maden emekçileriyle bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi.
"Madenlerin Gerçek Sahibi Halkımızdır, Özelleştirilemez!" pankartı açan Maden Mühendisleri adnaTMMOB Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel konuştu. Adana, İstanbul, İzmir, Diyarbakır şubelerinden ve Türkiye'nin bir yanındaki maden mühendislerinden selamını getirdiklerini belirten Yüksel, maden işçilerinin ailelerini de "Burada bu kavgaya destek veren her sabah eşlerini 'Hayırlı işler' diye gönderen her akşam onları 'Geçmiş olsun' diye karşılayan kadınlara çocuklara hepsine ayrı ayrı selam ediyoruz" diyerek selamladı.
Maden Mühendisleri Odası olarak 40 yıldır özelleştirmelerin ülkelere yoksulluktan, işsizlikten, güvencesizlik başka bir şey getirmediğini ve getirmeyeceğini söyledik söylemeye de devam ettiklerini belirten Yüksel, Çayırhan Termik Santrali ve Maden Sahalarının özelleştirilen diğer kuruluşlar gibi Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren burada çalışan insanların ve ödedikleri vergilerle kurulduğunu ve 2400 insanı istihdam ettiğini söyledi.
Ayrıca Nallıhan'da, Güdül'de, Beypazarı'nda Ayaş'taki esnafı sanatkarı memuru da düşünüldüğünde aileleriyle birlikte 100.000 kişiyi bulduğunu belirten Yüksel, şimdi özelleştirmeyle bu 100.000 kişinin ekmeğini aşını sadece bir kişiye, bir şirkete peşkeş çekilmek istendiğini vurgulayarak geçmişte yapılan özelleştirmelere ilişkin şunları aktardı:
"Bu işletme 1987'de vergilerle kuruldu. Türkiye Kömür İşletmeleri tarafından kuruldu. Burayı 2000 yılında özel bir şirkete sadece 180 milyon dolara sattılar ve bu 180 milyon doları da bu şirket bu devlete 20 yılda ödedi. Oysa nedir biliyor musunuz gerçek rakamlar? Bu şirket buradan her sene vergisini ödedikten sonra 100 milyon dolar kazandı. 20 sene çalıştı, 2 milyar dolar kazandı. Ve çekti gitti. Şimdi yenisine daha kötü şartlarda veriyorlar? Nasıl veriyorlar santralin mülkiyetini veriyorlar? Nasıl veriyorlar sizlerin oturduğunuz evleri veriyorlar? Nasıl tümmülküyle veriyorlar ve Bu şirket de belki buraya 3-5 kuruş para verecek ve milyar dolarlar alıp gidecek. Gittikten sonra da 20 yıl buranın ömrü var. 20 yıl sonra geçtikten sonra o binaları satacak gidecek. Burada bu işten ekmek yiyen çevre şehirlerdeki ilçelerdeki 24.000 kişi ve aileleri aç, susuz kalacak. Çünkü bu insanların başka çalışabileceği işi, yiyecek ekmeği yok."
Maden Mühendisleri Odası olarak hep 'özelleştirme yoksulluk getirir' uyarısında bulunduklarını belirten Yüksel, bu işletmelerin özelleştirilmesiyle birlikte işçilerin bazılarının işten çıkarılacaklarını, haklarının eksik verileceğini söyledi.
2000 yılında bu işletmelerin özelleştirildiğini, sözleşmede 2000 işçi bütün süre boyunca istihdam edileceği maddesi yer almasına rağmen işletme açıldıktan daha bir ay sonra 500 kişinin işsiz kaldığını aktaran Yüksel, bugün ise işçiler için o güvencenin de yer almadığını vurgulayarak "Sözleşmede nasıl çalışacaklarına dair, şirketin kaç kişi istihdam edeceğine dair bir madde yok, bir güvence de yok. Gelen huhtemelen sendikayı da çıkaracak, taşerona verecek. Burada bir köle düzeni kurulacak" dedi.
Bunun Soma'da, Ermenek'te ve pek çok maden sahasında yaşandığını başka sektörlerde de örneklerinin olduğunu ve özelleştirmenin ölüm getirdiğini, köleliği getirdiğini vurgulayan Yüksel "Eğer biz mühendisler biz işçiler ekmeğimize aşımıza sahip çıkmazsak. Bize kimse sahip çıkmaz. Buraların gerçek sahibi bizleriz. Pankartımız da yazdığı gibi madenlerin gerçek sahibi halktır. Hakkımıza ve halkımıza sahip çıkacağız Biz sizlerin bu kavgasına omuz vereceğiz, siz neredeyseniz Biz orada olacağız. Siz nasıl mücadele edecekseniz biz sizinle birlikte o şekilde mücadele edeceğiz. Buradan söz veriyoruz yolunuz Yolumuz olacaktır kavganız kavgamız olacaktır" dedi.
Basın emekçileri Ayhan Yüksel'e "Burada maden işçilerine destek veriyorsunuz, eğer beklenildiği gibi olumlu bir sonuç alınmadığı durumda ne yapmayı düşünüyorsunuz, siyasetçilere, kamuoyuna mesajınız nedir?" sorusunu yöneltti.
Yüksel"Biz burada işçi arkadaşlarımızla üyemiz olan mühendis arkadaşlarımızla ve sendikayla birlikte yol yürüyeceğiz Onlar ne isterse biz onlarla birlikte mücadele yapacağız. Bu mücadele yükselmeli arkadaşlar. Bu mücadele yükselmediği takdirde kamuoyunun desteğini almadığı takdirde bir gece 4 Aralık'ta burayı ihale edecekler ve bir süre sonra da buralar 'Hayalet Kent' haline dönecek. Ekmeğimize, aşımıza, çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmak için ne yapılması gerekiyorsa yapılacak. Maden işçisi Ankara'ya yalınayak yürümüştür, yine yürümeyi de bilir. Zonguldak'tan yürüdü, Soma'dan yürüdü. Çayırhan'dan da yürümekten çekinmeyecektir. Maden işçisi gündüz yer üstünde açlıktan ölme pahasına yeraltında ölümle burun buruna çalışmayı tercih etmek zorunda kalmış bir işçidir her gün Ocaklara ölüme rağmen giriyoruz. Bu nedenle bu işçiyi, mücadele etmekten kimse korkutamaz. Geçmişinde maden emekçilerinin bu birikim vardır. Bu deneyim vardır. Bunu da kendi iradeleriyle sergileyecekler inanıyoruz. Ve bu inançları doğrultusunda bize düşen görev neyse elimizden geleni yapacağız. Sözde, yetkide, kararda burada çalışanların ve ailelerin olacaktır. Onlar nerede biz orada olacağız. Arkadaşlar mücadeleniz mücadelemiz olacaktır" dedi.