Her geçen gün yeniden ve yeniden sosyalizm ve kapitalizm arasındaki farkı görüyoruz. Kârı arttırmayı merkezine koyan sistemler ile insanı önceleyen sistemler arasındaki fark her geçen gün bir kez daha gözler önüne seriliyor.

Tüm dünyayı kasıp kavuran Covid-19 virüsünü önleyebilmek için tüm ülkeler seferber olmuşken, kimi ülkeler elindeki tüm imkanları tüm dünya için seferber ederken, kimileri gemileri, depoları yağmaladı. Bunun son örneği ABD’de yaşandı.

Coronavirusü semptomlarını daha hızlı geçirdiği kanıtlanan ve Amerikan ilaç firması Gilead tarafından üretilen “Remdesivir”, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından Covid-19 tedavisi için onay alan ilk ilaç olmuştu. Bu ilaca Avrupa İlaç Kurumu (EMA) da onay vermişti.

Ve ABD, bu antiviral ilacın neredeyse dünyadaki tüm stokunu satın aldı. Evet. Dünyadaki tüm ilacı... Ve hiç bir ülke en az 3 ay boyunca ilaç temin edemeyecek...

Amerikan Sağlık Bakanı “Başkan Trump, Amerikalıların Covid-19’a karşı ilk izinli ilaca erişimini garanti altına almak adına harika bir anlaşma yaptı” dese de, salgının kontrolden çıktığı, günde 40 bin yeni vakanın yaşandığı ABD’de bu ilacın halklara ulaşıp ulaşmayacağını kimse bilemiyor. Dünyanın geri kalanının bu ilaçtan mahrum bırakılması ise olayın apayrı bir boyutu. Uzmanlar şu anda, eğer bir aşı geliştirilmiş olsa, o aşının akıbetinin de aynı olup olmayacağını, bunu tüm dünya halklarına dağıtmanın mümkün olup olamayacağını tartışıyor.

Dünyada insanları kırıp geçiren pek çok hastalığa tedavi ve aşı bulan bilim adamlarının buluşlarını, emperyalist kapitalist devletlerin ve dev tekellerin satın alarak üretimlerini durdurdukları, buna karşın pahalı maliyetlerle tedavi uyguladıkları örnekler önümüzde dururken, Covid-19 tedavisi ilacı ya da aşısının da kapitalist devletler eliyle geliştirilirse dünya halklarına ulaşmayacağı, bir avuç azınlığın hizmetine sunulacağı yadsınamayacak bir gerçek.

Aksine kanser ilacını “1 dolar”dan daha fazlasına satmamak koşulu ile herkese sunan Kübalı bilim adamları, yahut elindeki tıbbi imkanları dünya ülkelerine satış ve bağış yoluylal dağıtan Çin örnekleri önümüzde iken, her birimiz geliştirilecek bir aşının, bir tedavinin dünya halklarını kurtaracağı iyimserliğine kapılıyoruz. Oysa bu ABD örneği, vahşi kapitalizmin ne olduğunu ve bir an önce durduramazsak dünyayı nasıl bir yere çevireceklerini bir kez daha gösteriyor bizlere.