Her gün işlenen kadın cinayetleri üzerine; “Bizde seri katil yok ama seri cinayetler var” demiştik bir yazıda. Şimdi de “Teksaslı değiliz ama silahlanmada öndeyiz” diyerek, son bir kaç olayın vurgusuyla başlayalım.
Seçimler gündemde. Havada beş para etmez manifestolar dolanmakta. Faşist partiler gençlikle, kadınlarla alay edercesine “manifesto”larında “şu kadar para, bu kadar burs, şöyle sigorta, böyle iş” diyorlar. 'Sol' adına ortaya çıkanlar; “kadınlar ve gençlik 'tek adam' diktatörlüğüne geçit vermeyecek”le başlayıp, ne olduğu, nasıl olacağı belli olmayan özgürlük düşü yazıyor.
Bir vakitler, kimilerine göre kiliselerde kadınların şarkı söylemesi bile yasaktı. Evlenmek istemiyorlarsa kiliseye gönderiliyorlar ve bir çeşit hapis cezasına çarptırılıyorlardı. Havva'nın günahını taşıdığına inanılan kadının öğrenmesi gereken tek şey itaatti. Ki bu itaati öğretme yetkisi bile yoktu. Yazmak, okumak, araştırmak bir kadının haddine miydi? Hem o, bunu nasıl yapabilirdi ki, bir günahkar olarak?.. Önce günahını temizlemeliydi!
Bir vakitler, kimilerine göre kiliselerde kadınların şarkı söylemesi bile yasaktı. Evlenmek istemiyorlarsa kiliseye gönderiliyorlar ve bir çeşit hapis cezasına çarptırılıyorlardı. Havva'nın günahını taşıdığına inanılan kadının öğrenmesi gereken tek şey itaatti. Ki bu itaati öğretme yetkisi bile yoktu. Yazmak, okumak, araştırmak bir kadının haddine miydi? Hem o, bunu nasıl yapabilirdi ki, bir günahkar olarak?.. Önce günahını temizlemeliydi!
Çocuk ve kadınlara yönelik taciz-tecavüzler, cinayetler, bitmeyen şiddet-işkence ve hepsinin üstüne eklenen yoksulluk ve büyük bir gericilik zinciri... Kadınların yaşamına nereden bakarsanız bakın korkunç bir tabloyla karşılaşırsınız.