Soçi'de Uluslararası Gençlik Konferansı düzenleniyor. Orada olup, bu heyecanı bizzat yaşayan yoldaşlar, konferansa dair daha canlı görüşlerini aktaracaklardır. Ama orada olamayan, dünyanın dört bir yanında bir devrimci ve komünist gençlik üzerinde de müthiş bir coşku ve heyecan yaratan gençliğin kapitalizme karşı bu büyük gövde gösterisinden, uluslararası konferanstan yansıyan fotoğraftan hareketle dolaylı ve genel bir değerlendirme yapmak mümkündür.
Yaklaşık 60 yıllık tarihe sahip bu oluşum, bütün dünyada dün olduğu gibi bugün de gençliğin tüm enerji ve yaratıcılığının devrimden ve komünizmden yana olduğunu gösteriyor. İlk fotoğrafın anlamı şudur: Dünya gençliğini kazanmış, dünyayı temelden sarsacak komünist düşünce ve devrimi hiçbir güç yenemez! Ama komünizm düşüncesiyle donanmış dünya işçi ve emekçi gençliği proletaryanın önderliğinde sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya yaratabilecek güçtedir.
Gücümüz bazen bizim daha ayırdına varamadığımız ölçüde büyük. Etkimiz bunun kat be kat üzerinde ve yaygın. Bunu birçok defa şu veya bu olayda gördük ve deneyimledik. Dünyanın bir çok yerinde gençlik hareketi kitlesel, canlı ve yıkıcı bir tarzda gelişiyor.
Gençliğin devrimci hareketinin geldiği düzeyin anlaşılması için on yıllardır devam eden karşı saldırıya bakılmalı. Bugüne kadar ulusal, uluslararası burjuvazi tarafından hareket büyük saldırı dalgalarıyla karşılaştı. 21. yüzyılın başından bugüne devrimci ve komünist gençlik, devrimin diğer bileşenleriyle birlikte, burjuva terörün her türüyle sınandı. Bu bütün ülkelerde sürekli ama özgün koşullar ve şiddette böyle oldu. Katliamlar, zindanlar, işsizlik, geleceksizlik vb. Bütün bunlara rağmen hareket büyüyerek devam ediyor. Büyüyüp güçlendikçe saldırın dozajı da artıyor.
Gençlik hareketinin uzun yıllara yayılan bu sınanışı, hareketin karakterini sağlamlaştırmış, yenilmez kılmıştır.
Kısa süre önce Avrupa'yı yeniden ateş topuna çeviren "G-8 Zirvesi" eylemleriyle, Avrupa'nın birçok yerinden gençlik Almanya'da günlerce sokakta polisle çatıştı. Eş zamanlı olarak dünyanın bir çok yerinde devrimci eylem ve etkinlikler düzenlendi. 21. Yüzyılın "Hamburg Barikatları" yaratıldı. Ama burjuvazi için asıl korkutucu olan, devrimci kitle hareketinin artık barikatlar arkasında değil, her yerde olması, ulaşabildiği her yeri etkisi altına alması, uluslararası ölçekte devrimci bir uyum yakalamış olmasıdır. Bütün bunların ortasında sıkışmışlık, burjuvazinin hareket marjını oldukça kısıtlıyor. Uluslararası Komünist Gençlik Hareketinin düzeyi budur, daha aşağısı değil. Soçi, hareketin yerel değil, enternasyonal olduğunu gösterdi. Bunun maddi temelleri vardır. Bu, gençliğin devrimci kavgasının, proletarya ile burjuvazi arasındaki küresel iç savaşın bir parçası olmasından ileri gelir. Bu savaşımın ulusal fenomeni biçimseldir, özü proletaryanın toplumsal (evrensel) kurtuluşu, burjuvazinin uluslararası egemenliğinin alaşağı edilmesidir. Dünya devrimci ve komünist gençliği zorunlu olarak, bu savaşımda kardeşleşir. Ancak toplumsal kurtuluş hedefiyle verilen savaşım, evrensellik sağlayabilir. Bu da ancak proletaryanın devrimci önderliğinde verilebilir.
Küçük burjuva sol bu nedenle, yani toplumsal kurtuluş hedefiyle değil, günlük kazanım ve kotarmalarla uğraşıp durduğu için gençlik hareketini daraltır, sınırlar kısırlaştırır. Bununla o, gençliğin uluslararası savaşımda birliği ve dayanışmasını küçümser. Çünkü bu çevreler için sorun kapitalist toplumsal düzen değil, kapitalist toplumsal düzenin sorunlarıdır. Bundan dolayı -nesnel ya da öznel olması fark etmiyor- proletaryanın toplumsal kurtuluşunu öteleyerek, burjuvaziye hizmet eder.
Özellikle Sovyetler Birliği'nin '90'daki geri düşüşüyle kendilerine kısmen alan bulan bu hareket ve düşünceler popülerleştiler. Bir dönem gençlik içinde de belli yankıları oldu. Bu çevreler devrimci olan "günahlarından" arınmak için çabaladılar. Dünya komünist ve devrimci gençliğinin deneyimlerinden kendilerini soyutlayıp, bunları "kara liste"ye aldılar. "Artık bu yol ve yöntemler denenmişti, bak işte işçilerin devleti de yıkılmış, yenilmişti; bunların bizi bir yere götürdüğü de yoktu kuşkusuz!" Böylece tarihin ilk sosyalist devletine sövüp saymayı, marksizmin leninizmin devrimci özünü tahrif etmeyi marifet edindiler. Özellikle Avrupa gençlik hareketi içinde yer eden bu anlayışlar, dünyanın bir çok yerinde yüzünü düzene dönmüş çevreler tarafından sahiplenildi. Avrupa'da ve bizdeki bu küçük burjuva sol çevrelerin özü buna dayanır; "Devrim yenilmişti, sosyalizm yenilmişti, öyleyse aynı yolu tekrara ne lüzumdu!"
Gerçek durum böyle miydi? Elbette hayır! Sosyalizmin geri düşüşüne rağmen, 90'lar, devrimci gençlik hareketinin eylem ve etkinlikleriyle sarsılıyordu. Birçok yerde "umutsuz ve yılgınlar takımına" nispet edercesine devrimci ayaklanma ve patlamalar baş gösteriyordu. Tarih hiç olmadığı kadar canlı işliyordu. Ekim Devrimi ve Sovyet sosyalizminin "hayaleti" her yerdeydi. Ekim Devrimi her şeyiyle gençliğin devrimci kavgasına sirayet ediyordu. Soçi Konferansının teması, 100. yılında Ekim Devrimi. İşte irdelenmeye değer diğer yön.
Kendisiyle birlikte, proleter devrimler çağının fitilini ateşleyen Sovyet Sosyalist Devrimi, tarihin ilk işçi iktidarını yarattı. Burjuvaziye karşı devrimci sınıf savaşında dünya proletaryasına büyük bir itilim ve dayanak oldu. Proletaryanın bu büyük şahlanışı ve zaferi, dünya gençliğini derinden etkiledi.
Fidel ve Che'ye adanan bu konferans, onların güçlü devrimci çekim kuvveti etkisindeki bu 20 bin genç ve dünyanın her yerinde temsil ettikleri milyonlarcası bir kez daha gösterdi ki; KAZANAN DEVRİM OLACAKTIR!
Soçi'nin en net mesajı budur.
Argeş Soran