İzmir’de Halkların Demokratik Partisi(HDP), Halkların Demokratik Kongresi(HDK) ve Birleşik Mücadele Güçleri(BMG) 19 Ekim Cumartesi günü saat 11:00’da HDP İzmir İl binasında, 6 Kasım günü Taksim’de gerçekleştirilecek olan “Kimyasal Silaha Karşı İnsanlık Yürüyüşü”ne çağrı için basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklama öncesinde HDK ve BMG adına yapılan konuşmalarda kimyasal silah kullanımının insanlık suçu olduğuna, bunun bu topraklarda ilk defa karşılaşılan bir şey olmadığına değinildi. Devletin 19 Aralık Katliamı, Dersim Katliamı gibi birçok katliamda kimyasal silah kullandığı, buna sessiz kalınmaması gerektiği vurgulanırken mücadeleyi büyütme çağrısı yapıldı.
Konuşmaların ardından HDP, HDK ve BMG adına hazırlanan basın metni HDP İl Eşbaşkanı Berna Çelik okudu. Çelik Türkiye’nin Kürdistan Bölgesel Yönetimi topraklarına yönelik saldırıların 2021 yılından bu yana aralıksız bir biçimde devam etmekte olduğunu, en son saldırılarda ise kimyasal silahların kullanıldığını belirterek “Karşılıklı olarak can kayıplarının olduğu, geniş bir coğrafyada ekolojik kırımın yaşandığı, bölgede yaşayan tüm canlıların büyük zarar gördüğü bu saldırılarda Türk Silahlı Kuvvetlerinin PKK’lilere yönelik kimyasal silah kullandığına dair iddialar medyada ve toplumda büyük bir infial yaratmıştır. Basından öğrendiğimiz kadarıyla 17 HPG’linin kimyasal silahlarla hayatını kaybettiği belirtilmektedir.” dedi.
Kimyasal silah kullanımının tüm canlılar için ölümcül olduğunu, kimyasal silah kullanımına dair bulguların araştırılması gerektiğini vurgulayan Çelik “Türkiye’nin, Cenevre Konvansiyonu gibi kendisinin de taraf olduğu uluslar arası sözleşmeler gereği şeffaf ve bağımsız heyetlerin incelemeleri için sorumluluk alması sağlanmalıdır. Kimyasal silah kullanımı istisnasız savaş ve insanlık suçudur. Zaman aşımı yoktur.” dedi.
“AKP-MHP iktidarı bu suçlamaları reddetmekte, ortaya çıkang örüntüleri soran ve bu vahim durumun incelenmesini isteyen saygın bilim insanlarını, siyasetçi, aydın ve gazetecileri suçlamakta, hedef göstermektedir. Önemle vurguluyoruz ki, eğer iktidar sözcülerinin dediği gibi böyle bir durum yoksa; ortada olan görüntü ve bulgular çarpıtma ve yalansa yapılması gereken yekten inkâr etmek değil, bölgeye bağımsız heyetlerin gönderilmesini sağlamaktır.” diyen Çelik, bölgesel yönetimin inceleme yapmak isteyen bağımsız uzman heyetlerin güvenliğini sağlamadığını ve inceleme yapmalarına izin vermediğini, bunun öfke ve kaygı verici bir durum olduğunu belirtti.
Bu yaşananlar karşısında sessiz kalmanın suça ortak olmak anlamına geldiğini söyleyen Çelik “Bu akıllara durgunluk veren korkunç savaş ve insanlık suçuna kimse ortak olmamalıdır. Gün susma günü değil, insanlığı savunma ve savaşa karşı ses çıkarma günüdür. İnsan yaşamı kutsaldır. Ölümden değil yaşamdan yana olan tüm kurum, yapı, siyasi parti, Sivil Toplum Kuruluşu’nu, halkımızı ve her vicdanlı yurttaşı harekete geçmeye çağırıyoruz. Bu temelde 6 Kasım günü Taksim’de gerçekleşecek ‘Savaşa karşı barış, ölüme karşı yaşam’ yürüyüşüne İzmir’den katılacağımızı ilan ediyoruz ve bu haklı yürüyüşümüze İzmir halklarını ve tüm demokrasi güçlerini davet ediyoruz.” diyerek sözlerini sonlandırdı. Pek çok kurumun katıldığı açıklama alkışlarla sona erdi.