Dün akşam saatlerinde Kırıklar 2 Nolu f Tipi zindanından tahliye olan Hüseyin Durmaz ile kısa bir söyleşi yaparak bize neler hissettiğini anlatmasını istedik.

 

Merhabalar Hüseyin, öncelikle hoş geldin.

Merhaba hoşbulduk diyorum. Bu röportaj için teşekkür ediyorum sizlere.

 

İlk merak ettiğimiz, yıllar sonra, özellikle zor geçirdiğin son aylardan sonra yeniden özgürsün, ne hissediyorsun?

Özgürlüğümü sadece benim için değil, aynı zamanda diğer hasta tutsaklar içinde açılmış bir yol olarak gördüğümden dolayı, beni daha çok mutlu etti. Coşkuluyum. Diğer hasta tutsaklara da bir yol açıldığını düşünüyorum. Onların bu yoldan devam edeceğini düşünüyorum. Onların özgürlüğü için daha fazla adımlar atıldığını düşünüyorum. Kolaylaştığını düşünüyorum. Bu beni daha mutlu ediyor.


Bize kısaca hastalığından bahseder misin?

Benim hastalığım kemik iliği kanseri. Şu anda kemoterapi sürecim devam ediyor. Ama kemoterapinin daha ilerleyen aşamaları yüksek doz olacak. Zorlu bir aşama olacak. Sonrasında da benim kendi iliğimden alınan kök hücreler çoğaltılacak. Kök Hücre tedavisi uygulanacak. Bu süreç zorlu bir süreç. O süreci başaracağımdan eminim. Bu sürecin içerisinde bir sürü zorluklar olacak. Zindan koşulları buna elvermiyordu. Dışarıda daha kolay alt edeceğim. Bunu düşünüyorum. Esas olarak kemoterapi sürecinin zorluğunu aşacak bir yol açılmış oldu.

 

Cezaevinde dışarıya ilk seslendiğinde, bu hastalığın tedavisinin en önemli kısmının moral olduğunu söylemiştin. Nasıldı cezaevinde tedavi, hastaneye gidiş geliş süreci?

Moralim çok iyi. Cezaevi koşullarından farklı olarak dışarıda kendi irademizle hastalığın gereklerini yerine getirebileceğiz. Cezaevinde bu mümkün olmuyordu. Özellikle hastaneye gidiş gelişlerde karşılaştığımız sorunlar, ciddi sorunlardı. Hastanenin nezarethaneleri rezaletti. Bir sürü hasta gelip gidiyor, bir sürü insan gelip gidiyor. Herkesi askerler getirip götürüyor. Aynı askerler farklı farklı kişileri götürüyor. Yani bulaşıcı hastalıklar açısından olsun, hijyen açısından olsun çok ciddi sorunlar vardı. Askerler bir kişinin ayağını arıyor, ondan sonra gelip senin üzerini arıyor, her tarafına dokunuyor. Böyle anormal şeyler var. Ring araçları tamamen hastalık saçıyor. Ben 4 Ağustos’ta ring aracında gittiğim için korona olmuştum. Bu tür sorunlar çok ciddi sorunlardı, fiili sorunlardı. Bizim irademizin dışında sorunlardı.

Bu hastaneye gidiş geliş süreçleri başlı başına ciddi sorunlar. Hastanede yatmak daha ciddi sorundu. Çünkü aynı ortamda asker bekliyor. Kelepçe dayatması oluyor. Ya da hastahanenin mahkum koğuşunda kaldığın zaman da benzer sorunlar var. Hatta R Tipi1 cezaevinde yatan arkadaşlarla görüşüyorum. Onlarda da çok ciddi sorunlar var. F Tipi, R Tipinden daha avantajlı benim için. Öyle düşünmüştüm. R Tipleri de çözüm değil. Bu süreçte tedavilere olumlu yönde faydası olan yerler değil.

 

6 aylık infaz ertelemesi verildi, bundan sonra tedavin nasıl devam edecek? Ve 6 aylık süre yeterli olacak mı?

6 aylık ertelemenin süresi, tam olarak tedavi süresi belli değil. Programı detaylı almadım. Doktorların vereceği programa göre kesin bir şey söyleyebiliriz. Kök hücre tedavisinin ne yanıt vereceğine bağlı bu süreç. İlk 6 ayda bitip bitmeyeceği, devamının olup olmayacağı kök hücre tedavisinin yanıtına bağlı. O konuda kesin bir şey söylememiz zor. Ama benim tedavi sürecim olumlu gidiyor. Vücut olarak sağlam olduğum için, daha önceden hasar almadığım için daha olumlu gidiyor. Olumsuzluklar en alt düzeyde. Kemoterapinin olumsuzlukları alt düzeyde seyrediyor. Bu açıdan daha kolay. Hem moral olarak, hem de fiziksel olarak iyiyim diyebilirim.

 

Hala zindanlarda olan ve tedavisi engellenen, hastane raporlarına rağmen ATK kararlarıyla tahliye edilmeyen yüzlerce hasta tutsak var, onlar için ne söyleyeceksiniz?

Zindanlardaki hasta tutsaklar sorunu çok ciddi bir sorun. Ben bu kemoterapi sürecinde hastaneye gidiş gelişlerimde çok hastayla tanıştım. Daha önceden medyadan, yayınlardan, açıklamalardan duyduğumuz şeylere, fiili olarak tanık olmaya başladık. 82 yaşında, zor ayağa kalkabilen insanlardan tutun, hastalıklarını saymaya başladığı zaman sonu gelmeyecek, dakikalarca anlatmakla, hastalık saymakla uğraşan arkadaşlara, tekerlekli sandalyedeki arkadaşlara birçok örnekle tanıştım, karşılaştım. Kendine bakması imkansız olan insanlar. Kimileri R Tipinde, kimileri başka cezaevlerinde kalıyor, ama cezaevlerinde kalması mümkün değil, imkansız.

Bunlar uzun süredir cezaevinde; 20 yıl kalanlar, 25 yıl kalanlar, 10-15 yıl kalanlar, midesi olmayanlar. Bir sürü değişik örneklerle karşılaştım. Gerçekten şu anda zindanlarda hasta tutsaklar sorunu çok ciddi bir sorun. Bunu, geçmişte yaşanan ölüm sayısı da en açık şekilde gösteriyor. Bunun artık ertelenemez bir sorun olduğu ortada. Ve çözümü yolunda çok güçlü adımlar atılması zorunlu. Hepsi umarım kısa sürede özgürlüğüne kavuşur. O yönde atımlar atılır, gelişmelerin o yönde olmasını temenni ediyorum.

Ben bu süreci başarıyla tamamlayacağım. Bugüne kadarki mücadele yaşamımda hep kararlılıkla hedefe yürüyen bir insan oldum. Bugün de, hastalık karşıma çıkınca da aynı duyguyla devam ediyorum. Bu hastalığı da kolayca yeneceğimden eminim. Kendi dışımda gelişecek olumsuz etkenler de olmadığı sürece. Ki cezaevinden çıkmış olmak, bu olumsuz etkenleri en aza indirgemiş olacak. Bundan sonra da hastalığı kolayca alt edebileceğimi düşünüyorum.

Sizlerin destekleri, beni arayan dostlarım, yoldaşlarım herkes büyük bir destek oluyor. Bu moralle ben birkaç hastalık daha atlatabilirim diye düşünüyorum. Herkese teşekkür ediyorum.

Bu süreçte bana destek olan, moral veren, yazan... Bazı mektuplar elime ulaşmadı, onu söyleyeyim. Çok fazla ulaşmayan mektup var. Mektup yazan herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu süreçte sesimizi duyurmaya çalışan bütün kurumlara, bütün dostlara ayrıca teşekkür ediyorum. Kazanacağımı düşünüyorum.

Hoşçakalın. Teşekkürler.

Biz teşekkür ederiz. Nice özgür günlere...

 

1 R Tipi: 1981’de Rehabilitasyon merkezi olarak açılmış cezaevleri