Dün Türkiye, Federe Kürdistan Bölgesi’nin Zaxo kentine bağlı Derkarê beldesinin Perex köyünü top atışlarıyla bombaladı, bölgede piknik yapan Arap turistler bombardımanın hedefi oldu.

Saldırıda en az 9 kişi hayatını kaybetti ve 22 kişi yaralandı. Bombardımanın ardından ölü ve yaralıların hastanelere taşındığı görüntülerde, çok sayıda kadın ve çocuk olduğu dikkatlerden kaçmadı. Saldırıda yaralananların tedavileri Zaxo ve Duhok’taki hastanelerde yapılmaya başlandı.

Reuters haber ajansına konuşan bir görgü tanığı, bombaların şelalenin bulunduğu bir alana peş peşe düştüğünü anlatıyor.

Saldırıdan sağ kurtulan bir diğeri, patlama sonrası oluşan alev topundan güçlükle kaçtığını ve saldırıdan ötürü yaralandığını anlatarak “Su üzerinde cesetler vardı” diyor, “Gençlerimiz öldü. Şimdi kime başvuralım” diyor. Ölenlerden birinin de 1 yaşında bir bebek olduğu öğreniliyor.

Şu ana kadar TC ordusu Federe Kürdistan Bölgesi’nde (Kuzey Irak) çok sayıda bombalı saldırı gerçekleştirmiş olsa da, ilk defa bu saldırı Kürdistan yönetimi ve Irak yönetiminin tepkilerine neden oldu.

Koordinasyon Çerçevesi Parlamenteri Türki El-Etabi, Irak Parlamentosu’na acil toplantı çağrısı yaptı, Türkiye’nin saldırılarının durdurulmasıyla ilgili “Parlamento, Zaxo katliamının değerlendirilmesi ve Kürdistan Bölgesi’ndeki masum insanların Türkiye’nin bombardımanlarında katledilmesine son verilmesi için bir an önce toplanmalıdır” dedi.

Yeni Nesil Hareketi Irak Parlamenteri Sirwe Ebdulwehid de Bağdat ve Hewlêr hükümetlerinin Türkiye’nin katliamlarını engellemediği için yargılanmalarını istedi.

Irak Başbakanı Mustafa Kazımi, Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin başkanlığında bir güvenlik heyetini Türkiye’nin Zaxo’da katliam yaptığı bölgeye gönderme kararı aldı. Dışişleri Bakanlığı, katliama ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Ve “Irak hükümeti, turistik bölgedeki piknik alanına yönelik gerçekleştirilen saldırıyı şiddetle kınıyor. Bu saldırı Irak topraklarının egemenliğinin ihlalidir” dedi ve buna cevap verme haklarının olduğunu bildirdi.

Diğer taraftan aydın, siyasetçi, parti yöneticileri Kuzey ve Doğu Suriye'nin hava sahasının Türk uçaklarına kapatılması için kampanya başlattılar. Kampanyaya destek sosyal medya üzerinden hızla büyüdü. Saldırı haberi, uluslararası basının da gündemindeydi.

PYD Eş Başkanı Salih Muslim de "33 partiyle görüştük ve Kuzey ve Doğu Suriye’ye hava yasağı getirilmesi girişimini duyurduk. İşgalci Türk devletinin tehdidi altında olduğumuzu bütün dünya biliyor. Türk devlerinin ihlalleri 2016'dan bu yana ve bugüne kadar durmadı. İnsansız hava araçları ile bölgeyi hedef alıyor. Bu yüzden bölgedeki partiler bir araya geldik. Dünyayı Rojava'ya hava yasağı getirmeye çağırmak için kampanya başlattık. Mesajımızda, Kuzey ve Doğu Suriye'de yaşayan halkımızın Türk devletinin bombardımanı altında olduğunu söylüyoruz. Tüm demokratik insanları bizi desteklemeye ve birlikte insani değerleri korumaya çağırıyoruz.” diye çağrı yaptı.

Irak Yüksek Güvenlik Kurulu, Başbakan Mustafa Kazımi başkanlığında olağanüstü gündemle toplandı. Irak’ta bulunan tüm siyasi taraflar Türk devletinin gerçekleştirdiği katliama karşı hükümetten adım atılmasını talep ediyor.

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin de, olayı BMGK’ye taşıyacaklarını bildirdi; Türkiye’yi “saldırılara son ver” şeklinde uyararak, Irak halkından özür dilemeye çağırdı.

1 günlük yas ilan edilen Irak’ta Ulusal Güvenlik Kurulu (MGK) da bugün saldırıyı kınayarak;

“Türkiye’nin Irak’ın egemenliğine ve güvenliğine yönelik saldırılarına ilişkin bir dosya hazırlayarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne göndermesi,Türkiye’nin Irak büyükelçisinin aranarak yaptırımlar hakkında bilgi verilmesi, Irak’ın Türkiye’de bulunan büyükelçisinin durumu değerlendirmek için çağrılması ve yeni bir büyükelçinin gönderilmemesi, Ortak operasyon komutanının Irak-Türkiye sınırındaki durum hakkında bir rapor sunması, Saldırıya uğrayanların ve şehit ailelerinin durumları ve tazminatları hakkında gerekli araştırmanın yapılması, İhlalleri önlemek ve kararlı önlemler almak için bölgesel hükümetle koordinasyon sağlanması, Türkiye’den resmi olarak özür dilemesi ve askeri güçlerini Irak topraklarından çekmesi” kararları alınarak, “Güvenlik Konseyi, Irak topraklarının hiçbir ülkenin saldırı ve hesaplaşma alanı olmaması gerektiğini bir kez daha yineliyor ve ayrıca Irak topraklarında herhangi bir silahlı grubun varlığını şiddetle reddediyor.” denildi.

KCK Dış İlişkiler Komitesi de yazılı bir açıklama yaparak “Başta BM, ABD, NATO, AB, bölgesel gericilikten ve Kürt işbirlikçiliğinden destek ve onay alan faşist TC soykırım politikalarında hiçbir sınır tanımamakta, sivil ve gerilla ile birlikte Kürdistan doğasını da yok etmekte, yakıp yıkmaktadır”

“Gerilla karşısında tarihi bir hezimeti Zap, Avaşîn ve Metîna’da yaşayan TC, başta yasaklı ve suç kapsamına giren taktik nükleer bombaları, termobarik silahları ve kimyasal silahları kullanmaktadır. Buna rağmen istediği sonucu alamayan AKP-MHP savaş kliği, Şengal, Maxmur, Kunê Masî, Kelar, Rojava, Musul-Ninova, Süleymaniye ve en son Zaxo’da onlarca insanımızı katlederek onlarcasını da yaralamıştır.

Irak hükümeti ve Başûrê Kurdistan yönetimi sessiz kalarak bu saldırıları meşrulaştırmamalıdır.” dedi.

Kerbela’da vize merkezi önünde protesto eylemi gerçekleşti ve Türk bayrağı yakıldı.

Türkiye Dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise Zaxo’da 9 Arap turistin katledilmesine dair, “Türk Silahlı Kuvvetleri'nden aldığımız bilgiye göre sivillere yönelik bir saldırımız olmamıştır” diyerek açıklama yaptı, sorumluluğu “Terör örgütlerine” attı.

“Yeni Roboski” olarak nitelendirilen katliam sonrası Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin askeri uzmanlarca yapılan incelemeler neticesinde gerçekleştirilen saldırının Türkiye tarafından yapıldığının tespit edildiğini dile getirmişti. Bakan, Zaxo’da saldırıya uğrayan köye Basra, Kerbela ve Necef’ten gelindiğini, ancak gelenlerin cenazelerinin evlerine geri döndüğünü söyleyerek “Bu durum sona ermeli. Bu Türkiye topraklarını korumak mı, yoksa Irak halkına saldırı mı? Bu PKK ile mücadele mi yoksa sivillerin öldürülmesi mi?” dedi.

Federe Kürdistan Başbakanı Mesrur Barzani de “Sivillere yönelik saldırıların hiçbir makul sebebi olamaz. Çok sık yaşanan bu tür olaylar durmalıdır. Kapsamlı bir soruşturma için Bağdat ile işbirliği yürütüyoruz. Türkiye ve PKK’nin çatışması, bölgemizi sıklıkla şiddetin içine çekiyor. Bu, vatandaşlarımızın acı duymasına ve öfkesine yol açıyor. Bu, bir an önce sona ermelidir.” açıklaması yaparak PKK ve TC’yi eş sorumlu gösterdi.

Saldırı haberleri duyulduğu andan itibaren, Irak genelinde protesto çağrıları yapıldı ve eylemler başladı. Halklar Bağdat, Kerkük, Basra, Necef, Kerbela gibi kentlerde sokaklara döküldü. Necef Valiliği’nde bulunan Türkiye Vize Başvuru Merkezi önünde toplanan halk, merkezi kapatarak, katliamı protesto etti, duvara “Bu bina Iraklı devrimciler ve özgürlükçü halk savunucuları tarafından kapatılmıştır” yazıldı.

Başkent Bağdat’ta katliamı protesto için a gece boyunca sokaklarda eylemler gerçekleştirildi. Türk konsolosluğu önünde bir araya gelen yüzlerce kişi, konsolosluktaki Türk bayrağını indirdi, binaya girmek istedi.

Basra’da da sokağa çıkanlar Türkiye’nin Basra Vize Merkezi önünde toplandı. Vize Merkezi protestocular tarafından kapatılırken, halk Türkiye Büyükelçiliğinin kapatılmasını talep etti.

Kerkük halkları da Türkiye’nin Vize Başvuru Merkezi önünde Türkiye’yi protesto etti. Protestocular kentte bulunan Vize Başvuru Merkezi’ni kapatarak Türkiye’nin faaliyet yürütmesine izin vermeyeceklerini söyledi.

Süleymaniye’de bulunan Türkiye Vize Başvuru Merkezi de güvenlik gerekçesiyle kapatıldı.

Bağdat’ta eski Türkiye Büyükelçiliği önündeki protesto 21 Temmuz sabahı da devam etti.