31 Mayıs 2013... Milyonlarla doldurduk sokakları, meydanları. 16 gün yaşattık Taksim Komünümüzü. Onlarcamız katledildi, yaralandı, tutsak düştü. Yılmadık, vazgeçmedik. Gezi Ayaklanmamızla faşizmin korkulu rüyası haline geldik ve o korkulu rüyayı görmeye devam ediyorlar. Bunu bugün bir kez daha gördük.
Gezi Davası'nın karar duruşmasında yıllarca hapis cezası yağdırdılar. Osman Kavala'ya TC'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan ağırlaştırılmış müebbet cezası; Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi'ye de 18’er yıl hapis cezası verilerek tutuklanmalarına karar verildi...
Biz biliyoruz ki, bu cezalar sadece orada yargılananlara verilmiş cezalar değildir. Gezi Davası'nda yargılanmak istenen, kişiler değil, Gezi Ayaklanması'nın ta kendisidir. Ezilen, sömürülen, katledilen, yok sayılan milyonların faşizmi yıkmak için sokağa dökülmesinin intikamıdır bu cezalar.
Faşizm ne zaman ikinci bir Gezi’yle karşılaşacağını görse, yargı sopasını sallayarak bizlere gözdağı vermeye çalışmaktadır. Yükselen sokak eylemleri, işçi sınıfının her gün bir yerlerde greve çıkması, 1 Mayıs yaklaşırken eylemde-grevde olan işçilerin "1 Mayıs Alanı Taksimdir!" çağrısıyla 1 Mayıs'ta Taksim'e çağrı yapması, devrimcilerin "Taksim’de Israr Devrimde Isrardır" diyerek Taksim iradesini ortaya koymaları faşizmi korkutmuş olsa gerek ki, yargı sopasıyla ezilenlere, işçilere, emekçilere ve devrimcilere geri adım attırabileceklerini düşünüyorlar.
Duruşmayı takip eden yüzlerce kişi “Gezi Yargılanamaz” diyerek Çağlayan Adliyesi önünü terk etmiyor. Taksim Dayanışması da “Gezi’yi Savunuyoruz” diyerek Çağlayan Adliyesi önüne adalet nöbetine çağırıyor herkesi.
Buradan yeniden sesleniyoruz. Korkmuyoruz. Elinizdeki yargı sopası bizleri hiçbir zaman geri adım attırmadığı gibi mücadele azmimizi, cüretimizi, kararlılığımızı biliyor. Bizden korkuyorsunuz, Gezi Ayaklanması'nı yaratan ve yaşatan milyonlardan korkuyorsunuz. Korkmaya devam edin. Çünkü yeniden geleceğiz!