Bu gün (10 Şubat 2022); “Hasta Tutsaklara Özgürlük” eylem ve etkinlikleri kapsamında Tutsaklarla Dayanışma İnsiyatifi (Tdi) Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde saat 13 00’de bir basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya HDP’li milletvekillerinin yanı sıra BMG bileşenleri de destek verdi.
"Hasta tutsaklara özgürlük" pankartının açıldığı eylemde, “Anaların öfkesi katilleri boğacak”, “Tecrit öldürür, dayanışma yaşatır”, "Zindanlar yıkılsın, tutsaklara özgürlük", "Hasta tutsaklar serbest bırakılsın” sloganları atıldı.
Açıklama’da vekillere ve ailelere de söz verildi. İlk sözü HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy alarak, cezaevlerinin ülkenin kanayan yarası olduğunu belirtti. “Cezaevlerinde yaşanan ihlallerin Türkiye tarihinde görülmemiş boyutlara ulaştığını” söyledi. Yıllardır ailelerin “Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın!” diye haykırdığını ama bu sesin iktidar tarafından duyulmadığını belirtterek, tutuklularla dayanışma çağrısında bulundu. “Eğer biz bu ülkede eşit, özgür, kardeşçe yaşamak istiyorsak, cezaevlerinde başta hasta mahpuslar olmak üzere mahpuslar için sesimizi yükseltmek zorundayız” şeklinde konuştu.
Oya Ersoydan sonra sözü HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu aldı. Hasta tutukluların derhal serbest bırakılması çağrısı yaparak, “Bir ülkede hapishanelerden insanların cenazeleri çıkıyorsa, o ülkede yaşayan hiç kimsenin can güvenliği yoktur. Bir ülkede hasta tutsaklar ölüme terk ediliyorsa, o ülkede hiç kimsenin özgürlüğü yoktur. Bir ülkede insanlar siyasi tutsaklar olarak hapishanelerde bulunuyorsa, o ülkede kimsenin özgürlüğü yoktur. Bir ülkede hapishanelere baskı ve tehdit varsa, bu topluma yönelik bir tehdittir. Bu ses çıkaran herkesi hapishaneye atmakla tehdit etmek demektir. Siyasi tutsakların özgürlüğü için ortak harekete geçmemiz gerekiyor. Hasta tutsaklar derhal serbest bırakılsın” dedi.
Tutuklu annesi Fince Akman Kürtçe konuşma yaparak, çocuklarının sebepsiz yere cezaevlerine konulduğunu söyledi. Çocukları için, onları öldürtmemek için herşeyi yapacaklarını belirtti.
Sonra Tdi adına açıklamayı Avukat Yağmur Kavak okudu.
Salgın gerekçesiyle cezaevlerinde hak ihlallerinin arttığına dikkat çekti. Sosyal alanların kısıtlanması, görüş ve iletişim yasakları, muhalif dergi ve gazete kısıtlamaları, hastane sevklerinin yapılmaması, tedavi hakkının engellenmesi gibi yaşanan kimi ihlallere değinen Kavak, “Hasta tutsakların durumu her geçen gün daha da ağırlaşıyor. İki yıllık süreçte tutsaklar, ne doktor, ne hastane yüzü görmediler. Kelepçeli muayene dayatması ile tedavi hakları engellendi.
Onlarca ağır hasta tutuklu sağlık heyetlerinden, ATK’den ‘cezaevinde kalamaz’ raporu çıkmadığı için ölüme terk edildi. Pandemi gerekçesi ile tecrit altında tutuluyorlar” diye konuştu.
Son 6 yılda 111 hasta tutuklunun yaşamını yitirdiğini aktaran Kavak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hasta tutsaklar hastane, ATK, savcılık engeline takılıyor. Rapor verilse bile tahliyeleri engelleniyor. Bugün Aysel Tuğluk, Mehmet Emin Özkan, Ali Osman Köse, Fatma Tokmak ve adını sayamadığımız birçok tutsağın hayatları tehlike altında. Tutsakların yakınları, aileleri, yoldaşları olarak hasta tutsakların ölüme terk edilmesine izin vermeyeceğiz. Herkesi mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.” denildi.
Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın!
Zindanlar Yıkılsın Tutsaklara Özgürlük! Sloganları ile açıklama bitirildi.