BMG bileşenleri kuruluşunun birinci yılında Kadıköy'de gerçekleştirdikleri basın açıklamasıyla Ağustos ayından bu yana yürüttükleri kampanyanın sonuçlarını aktardı. Bir çok semtte sokak sokak mücadeleyi örmeye çalıştıklarını ifade eden BMG bileşenleri halk iktidarını kurmak için birlikte mücadele çağrısında bulundu.

Birleşik Mücadele Güçleri (BMG), kuruluşunun birinci yılında Kadıköy Beşiktaş İskele Meydanı'nda, "Açlığa, Yoksulluğa, Bu Düzene Mecbur Değiliz. Birleşirsek Kazanırız" şiarıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. , ağustos ayında başlattıkları kampanyanın sonuçlarını paylaşan BMG bileşenlerine Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, siyasi parti ve demokratik kitle örgütleriniden temsilciler de katıldı.

BMG bileşenleri basın açıklamasına zindanlardaki devrimci tutsaklara yönelik saldırılara dikkat çekerek tutsakları selamlayarak başladı. "Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın", "Aysel Tuğluk Serbest Bırakılsın", "Biji Berxwedana Zindana", "Zindanlar Yıkılsın Tutsaklara Özgürlük", "İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek", "Kurtuluş yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz",, "Birleşe Birleşe Kazanacağız", "Kürdistan Faşizme Mezar Olacak", "Yaşasın Sınıf Dayanışması" sloganlarının atıldığı eylemde mücadele eden işçiler selamlandı.

 

"Bir Yıldır Faşizme Karşı Birleşik Mücadele Yürütüyoruz"

BMG adına konuşan Toğay Okay, bir yıl önce Kadıköy'de kuruluş açıklamalarına polis saldırısı yaşandığını ve çok sayıda kişinin işkenceyle gözaltına alındığını hatırlatarak , bir yıl boyunca AKP-MHP faşizmine karşı mücadele ettiklerini vurguladı.

Bir yıldır sokak sokak, mahalle mahalle, fabrika fabrika gezerek işçi ve emekçilere birleşik mücadelenin zorunluluğunu anlatmaya çalıştıklarını belirten Okay, "İktidar yaşama geçirdiği politikalarla her gün daha derin bir yoksulluk, açlık ve sefalet yaratmaya çalışıyor" dedi. İktidarın saldırllarına karşılık, işçilerin yükselen mücadelesine dikkat çeken Okay, bir yıldır faşizmin saldırlılarına birleşik mücadelenin gücüyle yanıt verdiklerini ifade etti.

Maddi Koşullar Birleşik Mücadeleye İtti Birleşik Gençlik Meclisleri (BGM) adına söz alan Rojhat Demirdöken, birleşik mücadelenin bir tercih değil bir zorunluluk olduğunu vurguladı. Demirdöken, "Maddi koşullar zorunluluk olarak bizi birleşik mücadeleye itti. Şu an halklar daha öncesinden daha fazla faşizm tarafından baskı altında, daha fazla katlediliyor, daha fazla sömürülüyor. Birleşik mücadele Türkiye ve Kürdistan halkları için daha fazla zorunluluk haline geldi. Bizim tek çözüm yolumuz birleşmekte, ancak birleşirsek kazanırız. Güçlü ve kazanacak olan birleşik mücadeledir" dedi.

Basın açıklamasının yapıldığı alanın polis tarafından ablukaya alındığını ve halkların açıklamaya katılmasının engellendiğine dikkat çeken Demirdöken, "Denizlerin, İbrahimlerin, Mazlum Doğanların, Mahirlerin yolunda örgütlenecek, devrimin odağı olacak, mücadelemizi zafere kadar taşıyacağız. Yaşasın devrimci mücadelemiz, kahrolsun faşizm" diyerek sözlerini tamamladı.

 

"BMG Mücadelesini Büyüttü"

DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz de Kürtçe bir konuşma yaptı. Birleşik Mücadele Güçleri'nin bir yıl önce bu yola çıktığında Türkiye ve Kürdistan'da Kürtlerin, işçilerin ve sol-sosyalistlerin maruz kaldığı faşizme karşı mücadele edeceklerini söylediğini ve bu şekilde mücadelesini büyüttüğünü ifade etti.

Aydeniz, "Bugün AKP-MHP iktidarı Kürt düşmanlığı şeklinde bir politika yürütüyor. 40 yıldır Kürtler demokrasi ve özgürlük için mücadele etti bugünde birlikte mücadele etmeye devam ediyor. Kürdistan'da cezaevi gibi bir yönetim istiyorlar. Kürtler özgür olmadan Türk halkı özgür olamayacak" dedi.

 

"Bugüne Kadar Geri Adım Atmadık"

Kadınlar ve gençlerin faşizme karşı mücadeleyi büyüttüğünü kaydeden Aydeniz, Kürt ve Türk halkının mücadelesi birleştirilerek savaşın sona erdirileceğini vurguladı. İmralı'dan başlayan ve tüm hapishanelere yayılan tecrit saldırısına da değinen Aydeniz, zindanlarda tutsakların yükselttiğe sesi sokaklarda büyütmenin önemini vurguladı.

Aydeniz, "Onlar sona geldiler. Bugüne kadar geri atmadık, bundan sonra da atmayacağız. Mücadelemizi büyüteceğiz" dedi.

 

"Birleşirsek Kazanırız"

Artan yoksulluğa dikkat çekerek sözlerine başlayan HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu esnafın faturaları ödeyemediği için batma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu, halkların değil faturayı ödemeyi pazara, markete çıkamadığını söyledi.

Piroğlu, "Halk ağır bir sosyal çürümeyle uğraşıyor. Kadın cinayetleri durdurulamaz bir hale geldi. Mahkemeler, polisler kadın katillerini serbest bırakıyor. Yurtlarda ve sokaklarda çocuklar tecavüzcülerin insafına terk ediliyor. Üniversiteyi bitirenler sırtlarını dayayacak bir 'dayı' bulamıyorlarsa iktidardan destek alamıyorlarsa iş bulamıyorlar. KPSS'ye girenler, engelli sınavına girenler ne kadar yüksek puan alsa da mülakata girince eleniyorlar" dedi.

İktidarın sermaye odaklı politikalarının bir avuç patronu zenginleştirdiğinin emekçileri ise yoksullaştırdığının altını çizen Piroğlu, bu süreçte işçi sınıfının yol gösterdiğini söyleyerek "Onlar bir avuç, biz halkız, onlar sömürücü biz yan yana gelirsek, sesimizi yükseltirsek onları bu ülkeden de bu topraklardan da kovarız" dedi.

Bu iktidarı devirmek için Kürt halkıyla, zindanlardaki tutsaklarla yan yana gelmek gerektiğini ifade eden Piroğlu, Aysel Tuğluk'un Şenyaşar ailesinin sesiyle bir araya gelmeliyiz. Adalet gelecekse, herkese gelecek. Eşitlik gelecekse herkese gelecek. Biz birleşirsek yan yana gelirsek onlar kaçacak yer arayacak, onların sonu geldi. Ayaklarının altındaki toprak kayıyor halk ayağa kalkıyor, halk artık susmuyor. Zamlara, zorbalığa, sömürüye, tecavüze karşı, erkek cinayetine karşı kadınlar, işçiler, Kürtler, Aleviler, Türkler yan yana geliyor. Sömürüye karşı, yoksulluğa karşı eşitlik, adalet ve özgürlük için hep beraber mücadele edelim. Biz kazanacağız, biz kazanacağız" dedi.

"Halkın Gerçek İktidarını Birleşirsek Kurarız"

Basın metnini Bejna Kılıç okudu. Ağustos ayından bu yana yürüttükleri kampanyayı hatırlatan Kılıç, Sokak sokak mücadele ettiklerini; işçi, emekçi ve halklarla bir araya geldiklerini söyleyerek, "Birleşik Mücadele Güçleri, umutlarımızın, düşlerimizin, dahası kanlarımızın birbirine karıştığı bir kardeşlik zemininde mayalandı. Bu zemin aslında onlarca yıllık devrimci mirasın ifadesiydi. Kendisini, Kürdistan özgürlük mücadelesinin yarattığı devasa birikimle, Türkiye devrimci hareketinin birikiminin sentezlenmesi, birleşik devrim fikrinin güncel bir gerçeğe dönüşmesinin iradesi olarak gördü" dedi.

BMG'nin emperyalist-kapitalist sistemin ağır bir krizle debelendiği, kitlelerin onlarca yıllık durgunluğun zincirlerini kırdığı bir atmosferde kurulduğunu ve devrimci olanı temsil ettiğini söyleyen Kılıç, "BMG, işçi sınıfı ve emekçilerin, Alevilerin, Kürtlerin, kadınların, gençlerin, ötekileştirilen ve nefret cinayetlerine maruz kalan tüm kesimlerin kısacası tüm ezilenlerin AKP-MHP faşizminde ifadesini bulan sömürü sistemine yönelik tepki ve öfkelerinden ilham aldı" dedi.

BMG olarak, geride kalan bir yıllık süre içinde, tüm ezilen emekçi kitlelere ortak sorunları etrafında bir araya gelme, mücadeleyi dayanışma temelinde büyütme çağrısı yaptıklarını dile getiren Kılıç, "Biliyoruz ki, işçi ve emekçiler sömürü ve zulüm düzenine karşı insanca bir yaşam mücadelesini ancak birleşirsek kazanabiliriz. Şovenizm ve ırkçılığa karşı halkların eşitliğini ancak birleşirsek kazanabiliriz. Kadın cinayetlerine, transfobi ve homofobiye karşı özgür bir yaşamı birleşirsek kazanabiliriz! Geleceği elinden çalınmak istenen gençlik, doğası yok edilen ve üretemez hale getirilen köylüler ancak birleşirsek kazanabilir. Yoksulluk ve sömürüye karşı özgür bir geleceği birleşirsek kazanabiliriz. Halkın gerçek iktidarını ancak ve ancak birleşirsek kazanabiliriz" diye vurguladı.

Eylem, "Birlik, Mücadele, Zafer" sloganıyla sona erdi.