Şovenist saldırganlık meyvelerini vahşet ve kıyım olarak vermeye devam ediliyor. İzmir’de Suriyeli üç genç işçi yakılarak katledildi.
Ülkemizde yaşanan her tür sorunun, işsizliğin, pahalılığın, ekonomik krizin sorumlusu olarak gösterilen göçmenlere yönelik saldırganlık politikası katlanarak arttıkça, göçmenlere yönelik saldırganlık da yükseliyor. Hedef saptırmak için sorunların kaynağı olarak gösterilen göçmenler sadece ayrımcılığa uğramakla kalmıyor, fiili saldırılara uğruyor, katlediliyorlar. Kısa bir süre önce bir şehirde Suriyelilerin nikahlanmasına ücret getirilmeleri, su faturalarının zamlı olması gibi konuların gündemde olması, bu ırkçılığın nasıl tepeden körüklendiğinin de bir örneği idi. Ve bugün duyulan haber, Suriyeli 3 işçinin yakılarak öldürülmesi oldu. Halklar arasına ekilmeye çalışılan nefret tohumları, körüklenen şovenizmin vardığı nokta artık bu. Gencecik insanları uyurken üzerine benzin dökerek yakmak!..
1 ay önce yaşanan bu olaydan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin açıklaması ile haberdar oluyoruz. 3 Suriyeli genç işçi, 16 Kasım günü İzmir'in Güzelbahçe ilçesinde gece uyku halindeyken üzerilerine benzin dökülerek yakıldı ve 3'ü de yaşamını yitirdi...
Olayı haberleştirerek kamuoyunda duyulmasını sağlayan Nupel Haber Ajansı, saldırganla Suriyeli gençler arasında herhangi husumet bulunmadığını vurgulamak ihtiyacı duyuyor, daha önce yaşanan faşist saldırılarda tanık olduğumu gibi “gençler arasında kavga”, “münferit olay” denilerek üzerinin kapatılmaması için... Ve yakılarak öldürülmek bizim topraklarımızda yaşanmamış olay değil... 43 yıl önce Maraş’ta, 93’te Sivas’ta, 19 Aralık'ta Bayrampaşa'da ve yine 90’larda Kuzey Kürdistan’ın çok sayıda köyünde tanık olduğumuz yakarak yok etmeler çok yakın tarihte yaşananlar...
Emperyalist saldırganlıkla yerlerinden, yurtlarından edilen halklara, yeni yaşam umutlarıyla geldikleri topraklarda da yaşam hakkı tanınmıyor. Onlar gelmemiş olsa yaşam koşulları güllük güneşlikmişçesine her şeyden suçlu ve sorumlu tutulan halklar ile aramıza da kan denizi sokuluyor. Evet, bizleri soyanlar yoksul göçmenler değil, bizi yöneten sermaye sınıfıdır.