31657 sayılı Resmî Gazete’yle Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle “çıplak arama" ifadesi yerine "detaylı arama" ifadesi getirildi.
'Çıplak arama' ifadesinin 'detaylı arama' olarak değiştirilmesinin, bu uygulamanın bir işkence yöntemi olmaktan çıkmadığını ifade eden Av. Özdemir, İfadeyi değiştirerek uygulamanın kalıcı hale getirilmeye çalışıldığına dikkat çekti.
Zindanlarda tutuklulara yönelik saldırı ve işkence yöntemlerinden birisi de "çıplak arama". Tutuklulara zindanlara ilk getirildiklerinde, bir korku salma, sindirme, yöntemi olarak uygulanan bu işkence yönetimi tamamen keyfi ve hukuksuz bir şekilde dürgün sevklerde, koğuş aramalarında, hastane gidiş-gelişlerinde de uygulanıyor.
Bu insanlık dışı uygulama gözaltına alınanlara da uygulanan bir işkence yöntemi. Özellikle son süreçte gözaltına alınanların sıklıkla karşılaştığı "çıplak arama" tamamen hukuksuzca ve keyfi bir şekilde hayata geçirilmeye ve kalıcılaştırılmaya çalışılıyor.
Pandemi sürecinde zindanlarda giderek yoğunlaşan hak ihlalleri ve işkence artarken, yine pandemi bahanesiyle getirilen eylem yasaklarını tanımayan isçilerin eylemlerinde, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine, işçilerin hak arama eylemlerinde de sıkça gündeme gelen bu işkence yönetimine yönelik tepkiler de artmıştı.
Gerek zindanlarda gerekse de gözaltına alınma sırasında tamamen hukuksuzca ve keyfi biçimde uygulanan "çıplak arama" ifadesi 31657 sayılı Resmî Gazete’yle Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle "detaylı arama" ifadesi olarak değiştirildi.
31657 sayılı Resmî Gazete’de Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik ise;
"MADDE 14-Aynı Yönetmeliğin 34 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birnnci cümlesine “ciddi emarelerin varlığı ve” ibaresinden sonra gelmek üzere “bunun başka suretle tespitinin olanaksız olması durumunda,” ibaresi eklenmiş, “çıplak” ibaresi, “detaylı” şeklinde ve aynı fıkranın (a), (c) ve (ç) bentleri ile aynı maddenin dokuzuncu fikrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“a) Detaylı arama, hükümlünün utanma duygusunu ihlal etmeyecek şekilde ve görevli dışında kimsenin görmemesini sağlayacak tedbirler alınarak gerçekleştirilir. Arama sırasında hükümlüye tek kullanımlık giyim önlüğü verilir.”
“c) Detaylı arama sırasında bedene dokunulmaması için gerekli özen gösterilir ve görevli tarafından eldiven kullanılır. Aranan kişinin beden çukurlarında bir şeyin bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin bulunması hâlinde öncelikle, hükümlüden madde veya eşyanm kendisi tarafından çıkartılması istenir, aksi hâlde bunun zor kullanılarak gerçekleştirileceği bildirilir. Beden çukurlarındaki arama, cezaevi tabibi tarafından yerine getirilir.
ç) Detaylı arama, mümkün olan en kısa süre içinde bitirilir ve işlem tutanağa bağlanır, tutanakta arama yapan görevliler ile hükümlünün imzası bulunur. Hükümlünün imzadan kaçınması hâlinde bu durum tutanağa geçirilir" şeklinde ifade edildi.
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Yönetmeliği’nde yapılan "çıplak arama" ifadesi yerine "detaylı arama" ifadesi kullanılması ise uygulamada bir değişikliği ifade etmiyor.
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Yönetmeliği’nde yapılan ifade değişikliğine ilişkin değerlendirmede bulanan Devrimci Hukukçular'dan Avukat Bahattin Özdemir, "Bu değişiklik kanayan yarayı makyajla kapatmaya çalışmaktan başka bir şey değil. Hukuksuzca yapılan insanlık dışı bir uygulama bir işkence yöntemi ifade değiştirilerek ortadan kalkmıyor" dedi.
"Çıplak arama" ifadesinin "detaylı arama" ifadesiyle değiştirilerek sadece toplumsal tepkiyi azaltarak uygulamayı kalıcılaştırmaya yönelik olduğunu ifade eden Özdemir, "Bir tutukluya da gözaltına alınan bir kişiye de yapılacak olsa "çıplak arama" ya da makyajlanmış ifadeyle "detaylı arama" öncelikle bir zorunluluk halini gerektirir. Tutuklunun ya da gözaltına alınan kişinin zararlı, tehlikeli bir şeyi vücudunda gizlediği düşünülüyor ise öncelikle hakim kararı gereklidir ve bu detaylı arama bir hastanede, b i bir sağlık kurumunda bizzat doktor tarafından yapılabilir. Bunun için doktorun da elle arama yapmasına zaten gerek yok. Bugün görüntüleme cihazları var" dedi.
Tutuklu ya da gözaltına alınan kişilere "çıplak arama" uygulamasının, ister ceza infaz kurumu isterse karakolda olsun, tamamen hukuksuzca,keydi ve insanlık dışı, onur kırıcı bir uygulama ve açıkca işkence olduğunu vurgulayan Av. Bahattin Özdemir, "Sokakta polis bir şüpheliyi araması gerektiğinde nasıl sokak ortasında arama yapamazsa kurumda bunu hiç yapamaz, yapmamalı. Şahıs zaten tutuklu devletin kurumu içinde veya karakolda yine devletin kurumunda burada artık gereken hukuki işlemleri rahatlıkla yapabilir. Vatandaşın burada vücudundaki şeyi yok edecek, kaçıp gidecek durumu yok. Arama için gerekli kararı çıkarılır. Hakim tarafından gerekli görülmüşse hastaneye sevk edilir ve doktor da gerekli gördüğü durumda muayeneyi yaparak raporunu yazar" diyerek bunun uygulanmadığına dikkat çekti.
Yönetmelikte yer alan "tek kullanımlık önlük verilir", "görevli eldiven kullanır", "utanma duygusunu ihlal etmeyecek şekilde", "vücuda mümkün olduğunca temas etmeden" gibi ifadelerin kağıt üzerinde ve zaten muallak ifadeler olduğuna dikkat çeken Özdemir, "Devletin bir kurumunda ister tutuklu ister gözaltına olsun bir insanın hakim kararı olmaksızın bir hastanede bir hekim tarafından muayene edilmesi dışındaki bir makyajlanmış ifadeyle 'detaylı arama' insanlık suçudur, hukuksuzdur ve bir işkencedir" dedi.
"Çıplak arama" ifadesini "detaylı arama" diye değiştirince işkencenin işkence olmaktan çıkmadığını, sadece toplumsal tepki sonucu algıyı değiştirerek işkence yönteminin kalıcı bir uygulama haline getirilmeye çalışıldığına dikkat çeken Özdemir, "Yönetmelikte ister "çıplak arama" diye geçsin ister "detaylı arama" diye geçsin bu insanlık dışı uygulama kabul edilemez. Emekçiler de bu insanlık suçuna elbette karşı çıkacak, teşhir edecek ve haklarını arayacaklar. Devrimci Hukukçular olarak emekçilerin her türlü haklarının savunucusu olduğumuz gibi bu işkence yönetimine karşı da emekçilerin haklarını savunmaya, mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.