< "İnfaz Yakmalara Son! Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın"

Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi Bakırköy Bakırköy Hapishanesi önünde açıklama gerçekleştirerek 19 Aralık'a kadar infaz yakmaların son bulması ve hasta tutsakların serbest bırakılması talebiyle eylemler gerçekleştireceklerini duyurdu.

Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi (TDİ), Bakırköy Kapalı Kadın Hapishanesi önünde son dönemde çeşitli bahanelerle tutsakların tahliye edilmemesi ve hasta tutsakların tedavilerinin engellenmesine ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi.

Devletin 20 hapishaneye eş zamanlı operasyon düzenlediği 19 Aralık 2000 Katliamının yıldönümü yaklaşırken, pandemi bahanesiyle giderek artan  infaz yakmalar, hak ihlalleri, ağırlaşan tecrit koşulları ve hasta tutsakların durumuna dikkat çeken TDİ, "İnfaz Yakmalar Son Bulsun, Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın" şiarıyla eylemler yapacaklarını açıkladı.

TDİ bileşenleri, Bakırköy Kaymamlığı'nın hapishane önündeki eylem yasağını tanımayarak Bakırköy Kapalı Kadın Hapishanesi önünde  pankart ve dövizlerle bir araya gelerek eylemi gerçekleştirdi.

"İnfaz Yakmalara Son! Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın" yazılı pankart açan TDİ bileşenleri "Politik Tutsaklara Özgürlük", "Baskıya işkenceye Son", "Tecrit Öldürür Dayanışma Yaşatır", Sürgün Sevklere Son", "İletişim Yasaklarına Son" yazılı dövizler taşıdı.

 

"Tecrit Derinleştirildi İnfaz Yakmalar Üst Boyuta Taşındı"

Son iki yılda pandemi pandemi bahanesiyle tutsakların dışarıyla olan her tür iletişim kanalının kısıtlandığını ve tutsaklar üzerindeki tecritin hiç olmadığı kadar derinleştirildiğini belirten TDI, son dönemde “iyi halli olmadığı” gerekçesiyle infaz yakma saldırılarının da üst boyuta taşındığını tutsakların tahliye şartlarının da hapishane yönetimlerinin keyfi kararlarına bırakıldığına dikkat çekti.

 

"İçeri Girenin Dışarı Çıkamadığı Bir Düzen Hakim Kılınıyor"

Tredman politikalarının uygulayıcısı “gözlem kurulları” aracılığıyla tutsaklara “pişmanlık” dayatıldığını, görüştüğü, mektuplaştığı kişiler, okuduğu kitaplar, yazdığı dilekçeler, keyfi verilen disiplin cezaları ve “bağımsızlar koğuşu”na geçip geçmeme kararının dahi tutsağın “uygun halli olmadığı”na gerekçe gösterilerek tahliyeleri engellendiğini belirtilen açıklamada, "Hapishanelerde her türlü baskı, tecrit, işkence ve kötü muamele uygulamalarını artıran devlet, infaz yakma politikası ile açık ki içeri girenin dışarı çıkamadığı, hukukun hiçbir biçimde işlemediği bir düzeni hâkim kılmaya çalışılıyor" denildi.

Darbe girişiminin ardından devrimci tutsaklara yönelik bu saldırılar hız kazanırken, pandemi süreciyle birlikte daha da arttığı ve tutsakların yıllarca verdiği mücadeleler sonucu, bedeller ödeyerek kazandıkları birçok hakları gaspedildiği belirtilen açıklamada görüş, mektup, kitap, gazete, ortak alan kullanımları gibi hakların en aza indirildiği ifade edildi.

 

"Tahliyeler Engellendi, Keyfi Uygulamalar Sorgulanamaz Kılındı"

"İşkence ve kötü muameleler de artarak devam etti. Küfür, hakaret, tehdit, ajanlık ve ayakta askeri sayım dayatması, disiplin cezalarının bir tehdit aracı olarak kullanılması, hücre cezaları, çıplak arama gibi saldırılar daha da arttı. Özellikle tahliye tarihi gelen tutsakların disiplin cezaları ve 'iyi hal' bahanesiyle tahliyelerinin engellenmesi artış gösterdi" denilen açıklamada bu saldırılar ve keyfi uygulamaların bir yandan pandemi aracılığıyla meşrulaştırılmaya çalışılırken, bir yandan da bu durum sorgulanamaz kılındıığı belirtildi.

 

"Pandemi Bahanesiyle Tecrit Ve Tredman Arttırılıyor"

Özellikle son dönemde neredeyse bütün hapishanelerden salgın durumuna, hijyen ve mesafe kurallarına dikkat edilmeksizin aramaların gerçekleştirildiğine dikkat çekilen açıklamada, "Tutsaklara yönelik tehditlerin arttığı ve hücrelerinin dağıtıldığı haberleri gelmektedir. Bu da apaçık göstermektedir ki hapishanelerde uygulanan yasaklar pandemi fırsatçılığıyla tutsaklar üzerinde baskıyı, tecrit ve tredmanı koyulaştırmak amacıyla hayata geçirilmeye çalışılmaktadır" denildi.

Toplumu F tipleriyle teslim alamadığını gören devletin şimdi de F tiplerinden daha ağırlaştırılmış koşulları devrimci tutsaklara dayatmaya çalıştığını bu nedenle de S tipleri ile devrimci tutsakları tehdit edildiği belirtildi.

 

"Tutuklanmadan Önceki Sosyal Medya Paylaşımı Bile İnfaz Yakma Bahanesi"

2021 yılı başında yürürlüğe giren yasayla hapishanelerde oluşturulan İdare Gözlem Kurullarının, politik tutsakların infazlarını yakmak için bahaneler ürettiği vurgulanan açıklamada "Halay çekmek, türkü söylemek sebebiyle açılan disiplin soruşturmaları, tutsak edilmeden önce yapılan sosyal medya paylaşımları dahi infaz yakma gerekçesi olarak kullanılabiliyor" denilerek 60’ın üzerinde tutsağın tahliyesi geldiği halde infazı yakılarak tahliye edilmediği belirtildi.

 

"Hapishanelerde Sayıları Binleri Geçen Hasta Tutsak Bulunuyor"

Pandemi bahanesiyle daha da ağırlaştırılan hapishane koşullarında hasta tutsakların düzenli kontrol ve tedavilerinin bugün için hala bir engel olarak karşımızda durduğu, doğru ve sağlıklı bir yöntemle yürütülemeyen pandeminin tüm bir faturasının içerdeki tutsakların canı ve sağlığıyla ödendiği ifade edilen açıklamada "Çoğu hapishanede revirlerin donanımsız olduğu bilinirken hastanelerin risk barındırması bahanesiyle aylarca sevki ertelenen ya da yapılmayan hasta tutsakların tedavileri aksıyor, ameliyatları erteleniyor. Tedavi için hastaneye gidebilenlere ise kelepçeli muayene dayatması yapılabiliyor ve hapishaneye döndüklerinde uzun süre tecrit koşullarındaki karantina hücrelerine kapatılıyorlar" denildi.

 

*6 Yılda 103 Hasta Tutsak Hapishanede Yaşamını Yitirdi"

Açıklamada "Hasta tutsakların tahliyeleri ya hastane ya Adli Tıp Kurumu (ATK) ya da savcılık engeline takılıyor. Hastanelerden tutsakların onca zorlukla alabildikleri raporlar çoğu zaman siyasi tutumla karar veren ATK tarafından kabul edilmiyor. Kabul edilse ve ATK raporu alınabilse dahi bu raporla verilmesi gereken tahliye kararı 'toplum güvenliği bakımından tehlike' bahanesiyle uygulanmayabiliyor. Son 6 yılda, 'veda' hakkı bile tanınmayan en az 103 tutsak hapishanede yaşamını yitirmişken “'oplum güvenliği' bahanesiyle tutsakların canlarının 'tehlikede' olduğu ortadadır" denildi.

 

"Her Alanda Sloganlarımızı Haykıracağız"

Açıklamada hapishanelerdeki, hak ihlalleri, işkence ve tecrit ağırlaştırılırken dışarıda ise en ufak bir karşı çıkışta ise elektronik kelepçe, ev hapsi, imza dayatması, alan sınırlaması gibi uygulamalarla karşılandığınqa dikkat çekilerek Biz tutsak yakını ve aileleri olarak, başta infaz yakmalara ve hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek için burada toplandık. Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi olarak 19 Aralık’a kadar her an ve alanda “İnfaz yakmalara son!”, “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın!” diyeceğimizi buradan bir kez daha haykırıyoruz" denildi.

 

"Tutsakların Dışarıdaki Sesi Olalıım"

Tutsak aileleri, yakınları, yoldaşları olarak tutsakların tecrit duvarlarının arkasına gömülmesine ve tüm yaşamın hücreleştirilmesine izin vermeyeceklerini vurgulayan TDİ bileşenleri, hapishanelerdeki baskı, saldırı ve işkenceye karşı toplumun her kesimini içerideki tutsakların dışarıdaki sesi olmaya, mücadeleyi büyütmeye çağıırarak eylemini sonlandırdı.