Günlerdir sürüyor ormanlarımızın yangını... Her bir ağaç, her bir canla birlikte yüreklerimiz de yanıyor. Çığlık atıyor her bir canlı Ege'de ve tüm ormanlarımızda...
Artık ormanlarla da sınırlı kalmadı. Günler, saatler ilerledikçe yerleşim yerlerine yayıldı. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi CBS Araştırma Merkezi bahçesi, Bodrum Kumbahçe Mahallesi ormanlık alan, Umurça Mahallesi tepeleri, Pina Yarımadası... Liste uzayıp gidiyor. Bu esnada 3 gün önce Marmaris’te başlayan yangın hala kontrol altına alınamadı. Osmaniye Mahallesi başta birçok mahalle alev çemberinde, kızılçam ormanları küle döndü... Köyceğiz, Marmaris ve Milas'ta çıkan orman yangınları devam ederken, Uşak merkez, Söke, İzmir'in 7 farklı bölgesi ve Bodrum'da çıkan yangınlar kontrol altında alındı. Marmaris Turunç Beldesi'nde alevlerin ulaştığı bir otelde patlama meydana geldi, otel tahliye edilmişti ancak çalıştırılmaya devam edilen işçilerden yaralananlar oldu. Belde tahliye ediliyor...
Milas'ta yaşayan bir çiftçi, “yaktılar buraları, turizmin gözbebeği idi, şimdi her yer duman-alev içinde... Şurada görünen Marmaris bakın simsiyah diyor, duygularında boğuluyor adeta...
Çökertme'den geliyor bir çığlık da... “Çökertme yanıyor. Saat oldu ne helikopter var ne uçak…Yol kapanıyor derhal Çökertme’yi terk edin…” çağrıları yapılıyor sosyal medya üzerinden...
Antalya Manavgat'ta da çıkan yangın 4 gündür sürüyor, şu ana kadar 7 kişi hayatını kaybetti... Tüm Anadolu'da son 4 günde 98 orman yangını çıktı ve 88'i kontrol altına alınabildi... Manavgat, aynı zamanda birkaç gün önce Kürtlere yönelik faşist söylemlerin yükseldiği, silahlı faşist güruhların provokasyon girişimlerine sahne olmuştu. Yolları kesen faşistler, kimlik kontrolü yaparak Kürt avına çıkacak kadar gemi azıya aldılar, Kürt olduğunu düşündükleri kişilere sopalarla saldırdılar... Elbette ki bunlara engel olan, durduran olmadı...
Antakya ve Samandağ'a sıçrıyor bu defa alevler. Antakya Bağrıyanık Mahallesi'ndeki ormanlık alanda çıkan yandın, rüzgarın etkisiyle hızla yayılarak bazı evlere de sıçradı. Samandağ'da ormanlık alanda ve yakın bir bahçede çıkan iki ayrı yangın kontrol altına alındı.
Belediyeler ve yerel şirketlerin, gönüllü halkın çabalarıyla pek çok bölgede kontrol altına alınan yangınlar için, herkes karıncanın taşıdığı bir damla su misali gücü oranında çaba sarfediyor. Araçlarla buzlar taşınıyor, çimento şirketlerinin mikserleri dahi su taşımaya çalışıyor ormanlarımıza... En büyük tepkiyi toplayan ise, havadan hiç bir müdahalenin yapılamaması... Bu yangınlarla birlikte THK ve yangın söndürme uçağı filosu eksikliği yeniden gündeme geldi... Marifetmiş gibi söylenen “3 uçağımız var” sözü, akıllara her devlet kurumunun kendi uçağı oluşunu getirdi. Üstelik Manavgat'a olay incelemeye giden iktidarın başı, yere dahi inmeden uçağının penceresinden alevleri izlediğinde, ormanları, evleri yanan halka “çay” atmaya kalkınca, öfke dinmek bir yana daha alevlendi...
Ege Denizi'nin doğusunda bunlar yaşanırken, batısındaki Yunanistan'da da 58 noktada orman yangını başladı. 5 köyün boşaltıldığı Yunanistan'da yangın 8 uçak ve 7 helikopterle müdahale edilerek kontrol altına alındı...
Ege'de yangınlar bu durumda iken, Kürdistan ise yine bildiğimiz gibi... Dersim Hozat'ta askeri operasyon yapılan alanda helikopterden yapılan ateş sonucu bölgede yangın çıktı...
Dersim’in Hozat ilçesine bağlı Dereköy ve Gedikler köylerinde 30 Temmuz günü öğle saatlerinde başladı; ancak yangını söndürmek için yangın bölgesine giden halk da “özel güvenlik bölgesi” olduğu gerekçesiyle askerlerce engellendi, yol trafiğe kapatıldı. 1 Temmuz günü orman yangını, Ormanyalı, Boydaş ve Çakmaklı köylerine de yayıldı...