Devletin zindanlardaki devrimci tutsaklara yönelik saldırıları çok uzun yıllardır sürüyor. Ne zaman dışarıya, sokaklara gözdağı verme ihtiyacı hissetse ilk olarak zindanlara ve devrimci tutsaklara yöneldi iktidarlar.

1996'da başlayan ve 69 gün süren Ölüm Oruçları ve Süresiz Açlık Grevleri de, hücre tipi cezaevlerine karşı gerçekleşti.

20 Mayıs 1996'da TDP, MLKP, TKP-ML, TKEP-L, DHKP-C, TKP/ML, Direniş Hareketi'nin yayınladığı bildiri ile başladı 96 gün süren ve 12 kişinin ölümsüzleştiği eylem.

“Bugün 26 cezaevindeki (Sağmalcılar, Ümraniye, Bursa, Aydın, Buca, Malatya, Bartın, Tokat, Zile, Çankırı, Yozgat, Nevşehir, Kayseri, Ankara merkez, Erzurum, Doğanşehir, Gebze, İskenderun, Gemlik, Diyarbakır, Antakya, Konya, Ceyhan, Sağmalcılar özel tip) 1500 devrimci tutsak süresiz açlık grevindedir” denilen bildiride açlık grevi talepleri de şöyle sıralandı:

-Tabutluk genelgelerinin iptal edilmesi, Eskişehir, Kastamonu, İnebolu, Kırklareli, Kütahya, Sinop ve Sakarya tabutluklarının kapatılması.

-Tutsak yakınlarına yönelik saldırıların durdurulması.

-Tutsakların tedavilerinin ve duruşmalara çıkmalarının önündeki engeller kaldırılması...

Taleplerin kabul edilmemesi üzerine Açlık Grevi eylemi 45. gününde Ölüm Orucuna dönüştürüldü.

38 ilde, 41 cezaevinde, 1500 tutsağın katılımıyla başlayan eyleme 55. ve 65. günlerde 111 kişi 2. ve 3. ekiplere katıldı. 69 gün süren Ölüm Orucu ve Süresiz Açlık Grevi 27 Temmuz 1996'da sona erdi; 12 tutsak ölümsüzleşti, yüzlerce tutsak Wernicke-Korsakoff’a yakalandı.

Zindanlarda süren eylem, çok kısa sürede dışarıda da yankısını buldu. Başta İstanbul olmak üzere pek çok şehirde eylemler yapıldı, barikatlar kuruldu, polislerle çatışmalar yaşandı. Aydın ve sanatçılar hükümetle devrimci tutsaklar arasında ara buluculuk yaptılar.

Ve ilk ölüm haberi, 21 Temmuz günü Aygün Uğur'dan geldi. TKP-ML tutsağı Aygün Uğur, eyleminin 63. gününde ölümsüzleşti. 65. günde Altan Berdan Kerimgiller (DHKP-C), 66. günde İlginç Özkeskin (DHKP-C), 67. günde Hüseyin Demircioğlu (MLKP), 68. günde Ali Ayata (TKP-ML) ve Müjdat Yanat (DHKP-C), 69. günde Ayçe İdil Erkmen (DHKP-C), Tahsin Yılmaz (TİKB), Yemliha Kaya (DHKP-C), Hicabi Küçük (TİKB) ve Osman Akgün (TİKB) eylem sonlandıktan sonra da hastanede Hayati Can (TKP-ML) ölümsüzleşti...

Eylem sırasında tutsaklar şekerli su+tuz, ek olarak çay ve ıhlamur alıyorlardı. Eylem Ölüm Orucuna dönüştükten sonra ise sıvı alımlarını günde 4 bardak şekerli su+tuz ile sınırlamışlardı. 69. günde Ölüm Orucu zaferle sonuçlandığında, onlarca tutsak ölüm sınırında idi ve sadece devrimci iradeleri ile yaşama tutunuyorlardı. Bunlardan biri de Bursa Cezaevi'nde TKEP/L tutsağı olan Vefa Serdar idi. Vefa Serdar bu eylemde hayata tutundu ancak Wernicke-Korsakoff’un etkileri yaşamı boyunca tüm eylemciler gibi yakasını bırakmadı.

96 Ölüm Oruçları, gerek zindanlarda gerek sokaklarda devrimci mücadelenin ne kadar güçlü olduğunu göstermiş oldu. Devletin hücre-tabutluk planları, 2000 yılına kadar ötelendi...