< "Zalimlerin Çarkını Kırmak İçin Mücadeleyi Büyütelim"

2 Temmuz 1993'te Madımak Oteli'nde yakılarak katledilen aydın ve sanatçılar İstanbul Sarıgazi'de yürüyüş ve basın açıklaması yapılarak anıldı.

2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta düzenlenen Pir Sultan Abdal etkinliğinde Madımak Oteli'nde yakılarak katledilen 33 aydın ve sanatçı İstanbul Sarıgazi'de Vatan İlköğretim Okulu önünden başlayan ve Demokrasi Caddesi sonuna kadar devam eden kitlesel yürüyüşle anıldı.

"Türküler Yanmaz", "Sivas'ı Da Deniz'i De Unutmasın", "Bozuk Düzende Sağlam Çark Olmaz Sivas'ı Unutmadık Hesabını Soracağız", "Bozuk Düzende Sağlam Çark Olmaz Sivas 93 Unutmadık Unutturmayacağız" yazılı pankartlar açılan eylemde Sivas katliamında yaşamını yitirenlerin fotoğrafları ve Sivas Katliamını protesto eden dövizler taşındı. Eylemde İzmir'de katledilen Deniz Poyraz'ın fotoğrafı da taşınarak sık sık "Deniz Poyraz Ölümsüzdür sloganı atıldı.

Mücadele Birliği Platformu üyeleri de "Dün Maraş'ta Bugün Sivas'ta Çözüm Faşizme Karşı Savaşta", "Şimdi Devrim Zamanı", "İktidar Dışında Her Şey Hiçbir Şeydir" yazılı dövizlerle katıldı.

Yürüyüş boyunca sık sık Madımak Oteli'nde yanarak yaşamını yitirenlerin isimleri okunarak "Yaşıyor", "Burada" denilerek anıldı. "Sivas'ın Işığı Sönmeyecek", "Dün Maraş'ta Bugün Sivas'ta Çözüm Faşizme Karşı Savaşta", "Şeriata Faşizme Karanlığa Geçit Yok", "Katil Devlet Hesap Verecek", "Deniz Poyraz Ölümsüzdür", "Sivas'ta Yakanlar Deniz'i Vuranlar", "Katillerden Hesabı Emekçiler Soracak", " Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz", Yaşasın Devrimci Dayanışma" sloganları atıldı.

Demokrasi Caddesi girişinde saygı duruşunun ardından basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı kurumlar adın Gül Bektaş okudu.

 

"Çete Matfa Düzenin Elinde Milyonlarca Emekçinin Kanı Var"

Dünyayı etkisi altına alan pandemi, ekonomik saldırıların ardından, çete-mafya düzeninin ortaya saçtığı yeni belgeler yeni katliam hazırlıklarına değinen Bektaş, "Bu çete-mafya düzeni salgın boyunca milyonlarca işçi-emekçiyi açlıkla ölüm ikilemi arasında bıraktı, sağlıksız ortamlarda çalıştırdı, dahası işsiz bıraktı. Onlar üçüncü aşılarını olurken Türkiye'de yaklaşık 50 bin, dünya genelinde 4 milyon işçi-emekçi hayatını kaybetti. Milyonlarca öğrencinin eğitim hakkı gasp edildi. Ev içi şiddet, kadın cinayetleri arttı. Salgını fırsat bilen iktidar yağma, talan ve gerici politikalarını bir bir hayata geçirme fırsatı buldu" dedi.

"Tarihten Bu Yana Katliamlar Devam Ediyor"

Tarih boyunca yapılan Çorum, Maraş, Dersim, Roboski, Suruç, Ankara, ve Deniz Poyraz katliamlarını hatırlatan Bektaş, bu sömürü düzeni bu saltanat devam etsin diye on yıllardır din, dil, ırk ayrımını körükleyerek, dincigerici politikalarla, tarikat-cemaat örgütlenmesiyle emekçilerin bir araya gelmesinin engellemeye çalışıldığını, kayyumlarla, parti kapatma davaları ile kirli savaş politikaları ile halkları birbirine düşman etmeye çalışıldığı söyledi.

 

"33 Can Faşist Güruh Tarafından Yakılarak Katledildi"

"Sivas Katliamı'nın üzerinden 28 yıl geçti. 2 Temmuz 1993'te, Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Sivas Madımak Oteli'nde 33 aydın, sanatçı ve iki otel görevlisi gerici faşist güruh tarafından yakılarak katledildi. 1993'te Sivas Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek olan Pir Sultan'ı anma etkinlikleri Semaha duranlar, semahta çalınan sazda özünü bulanlar, Pir Sultan'ın baş eğmez duruşunu kendisine rehber edinenler, alevi inancının taleplerini yükseltmek isteyenler ve daha nicesi... Sivas'ta buluşmuştu" diyen Bektaş, katliamcı güçler tarafından başka bir hazırlık yapıldığını, etkinliğe katılanların konakladığı Madımak Oteli'nin önüne yol çalışması gerekçesiyle kamyonlar dolusu taşlar yığıldığını, aynı günlerde yerel gazetede halkın dini duygularını istismar eden, katılımcılar üzerinden onları tahrik eden yazılar yazıldığını hatırlattı.

 

"Devlet Yetkilileri Katliamı İzledi Yardıma Gelenleri Engelledi"

Dönemin Sivas Belediye Başkanı, Refah Partili (RP) Temel Karamollaoğlu'nun aynı tarihte bir “hicret koşusu” düzenleyerek, bunun için çevre illerden gericilerin okul ve vakıflara yerleştirildiğini, katliam günü ellerinde benzin bidonlarıyla yönlendirilen gerici güruhun harekete geçerek oteli ateşe verdiğini söyleyen Bektaş "Dönemin hükümet ortakları, ordusu, emniyeti, belediye başkanı katliamı izledi. Otel yanarken izleyen ve müdahale etmeyen kolluk kuvvetleri, Sivas'ın köylerinden ve şehir dışından yardım için yola çıkanlar olunca harekete geçer ve önlerini kesilerek 7'sinden 70'ine 35 can katledildi" dedi.

 

"Katliam Davası Kapatılmak İstendi"

Katliam sürecinde yapılan hazırlık yargılama sürecinde de devam etti. Göstermelik yargılamalarla, af yasasıyla katliamcılar serbest bırakıldı ya da yurt dışına kaçırıldı. Katliam davası zaman aşımı gerekçesiyle kapatılmak istendi.

 

"Pisliğe Batmış Bozuk Düzeni Örgütlü Mücadeleyle Değiştirebiliriz"

Pir Sultan'ın yüzyıllar önce “Bozuk düzende sağlam çark olmaz!" dediğini hatırlatan Bektaş, baştan aşağı pisliğe batmış bu düzenin artık değişmesi gerektiğini belirterek "İnsanlığın kurtuluşu için sömürüsüz, özgürce yaşayabileceğimiz bir dünya istiyoruz. Bunu da ancak bizlerin geçmişi unutmadan, ateşte semaha duran insanlığın direnciyle mücadele ederek ve örgütlenerek kurabiliriz. Katliamlara ancak örgütlü bir güçle dur diyebiliriz" dedi.

 

"Zalimlerin Çarkını Kırmak İçin Mücadeleyi Büyütelim"

Pir Sultan'ın “Yürü bre Hızır Paşa Senin de çarkın kırılır Güvendiğin padişahın o da bir gün devrilir...” sözünü hatırlatan Bektaş "Bu sömürücü, zalim düzenin çarkını kırmak için bugünden mücadeleyi büyütelim" diyerek sözlerini tamamladı. Anma biterken Sivas'ta katledilenlerin isimleri anılarak "Sivas'ı Unutmadık Unutturmayacağız", "Katillerden Hesabı Emekçiler Soracak" sloganları atıldı. İzmir'de katledilen HDP üyesi Deniz Poyraz için de "Sivas'ı Yakanlar Deniz'i Vuranlar", "Deniz Poyraz Ölümsüzdür" sloganları atıldı.