"Mektuplarla Hücrelerine Gidecek Sokaklarda Sesleri Olacağız"

Tutsaklara Dayanışma İnisiyatifi, Hapishanelerde Uygulanan İletişim, Yayın Ve Görüş Yasakları üzerine online bir etkinlik gerçekleştirdi.

Pandemi döneminde keyfi şekilde artan hak ihalelerine değinilerek, tutsaklar nasıl hiç taviz vermeden hapishanelerde mücadele ediyorlarsa bizler de onlarla birlikte mücadele edeceğiz. Mektuplarla yayınlarla hücrelerine gidecek, sokaklarda sesleri olacağız.

Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi, hapishanelerde pandemi sürecinde devrimci tutsaklara uygulanan artan iletişim yayın ve görüş yasaklarına ilişkin online etkinlik gerçekleştirdi.

 

"Pandemide Hak Gaspları Ve Keyfi Uygulamalar Arttı"

Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi'nden Mercan Doğan, Fatma Yıldırım, Avukat Seher Dursun ve tutsak Suruç yaralısı Merve İşleyici'nin annesi Nesrin İşleyici katıldı. İlk olarak Mercan Doğan, hapishanelerde devrimci tutsaklara yönelik saldırıların, iletişim, yayın, görüş yasağı ve bir çok hak gaspının geçmişten bu yana uygulana geldiğini fakat 15 Temmuz ve OHAL süreciyle birlikte devrimci tutsaklara yönelik saldırıların daha da arttığını ifade etti. Bu saldırıları ve keyfi uygulamaları devrimci tutsakların bir çok defa mücadeleyle geri çektirdiklerini vurguladı.

Son olarak 2018'de gündeme gelen Tek Tip Elbisenin gündeme geldiğini, hapishanelerde tutsakların mücadelesi dışarıda ise tutsak takımlarının dayanışmasıyla bu uygulamanın geri çekildiğini hatırlattı.

 

"Pandemi Bahanesiyle İletişim, Yayın Ve Görüş Yasakları Keyfi Şekilde Uygulanıyor"

Pandemi sürecinde ise "hastalığın yayılmasının önlenmesi" bahanesiyle tüm hapishanelerde bir çok baskı, hak gaspı ve saldırıların başladığını belirten Doğan, görüş ve ziyaretçi yasaklarıyla başlayan saldırıların gazete, dergi kitapların alınmaması, mektupların verilmemesi veya alıcısına gönderilmemesi, telefon görüşmelerinin dahi çok az yapılması gibi hapishanelere göre farklılıklar da gösteren bir çok saldırının uygulandığını belirtti.

 

"Hak Gasplarının Bilinmesi Engellenmeye Çalışılıyor"

Bir yanıyla da gerek görüşlerin gerekse de mektuplaşmaların engellenmesiyle hapishanelerdeki saldırıların görünmez kılınmaya çalışıldığını söyleyen Doğan sözü farklı hapishanelerdeki tutsakların görüşüne giden Fatma Yıldırım'a bıraktı.

Devrimci tutsaklara yönelik saldırıların her dönem var olduğunu OHAL sonrası yapılan düzenlemelerle bu saldıların daha da arttığını ifade eden Yıldırım, pandemi sürecinde ise keyfi yasaklamaların, hak gasplarının daha da artarak uygulandığını söyledi.

 

"Hiçbir Sosyalist Yayın Tutsaklara Verilmiyor"

Yıldırım "Mektuplar verilmiyor, tutsakların yazdığı mektuplar gönderdikleri kişilere ulaşmıyor ya da aylar sonra eline geçiyor. Pandemi dönemiyle birlikte yayın yasakları daha da arttı. Hapishane iadeleri sosyalist hiçbir gazete ve dergiyi almıyor. Hatta bir çok hapishanede günlük gazeteler dahi alınmıyor. Tutsakların abone olup bayiden alınmasını istedikleri ve parasını ödemiş oldukları gazeteler dahi ya verilmiyor ya da günlük bir gazete günlerce sonra ellerine geçiyor" dedi. Tüm bunlara ek olarak bir de tutsakların bulundurabilecekleri kitap sayısının iyice kısıtlandığına dikkat çekti.

 

"Tutsaklar Okumasın Düşünmesin Üretmesin İstiyorlar"

Devrimci tutsakların sürekli okuyan araştıran üreten insanlar olduklarını vurgulayan Yıldırım "Devrimci tutsaklar için kitap, dergi gazete ekmek-su gibi bir ihtiyaç fakat kitap bulundurma hakları 'Okumasın, düşünmesin, sorgulamasınlar, üretmesinler’ düşüncesiyle kısıtlanmıştır. Örneğin Bakırköy Kadın Hapishanesi'nde 2 ayda sadece 7 kitap veriliyor. Tekirdağ F Tipi Hapishanesi'nde 2 ayda 10 kitap veriliyor" dedi. Ayrıca hapishanelerdeki uygulamaların da keyfi biçimde değişiklik gösterdiğine dikkat çeken Yıldırım, bir de çeşitli gerekçelerle iletişim ve görüşlerin engellendiğini ve bazı tutsakların aylarca ailesi dahil kimseyi göremediğini belirtti. "Tutsaklar arasında uzun yıllardır hapishanede olan, ya da ağırlaştırılmış müebbet hapis alanlar bulunduğunu bu tutsaklara uygulanan bu tür hak gasplarının onlara ayrıca bir ceza uygulamak olduğunu ifade etti.

 

"Tecrit İçinde Tecrit Uygulanıyor"

26 yıldır tutsak olan Bakırköy Hapishanesi'nde bulunan Elif Yaş'ın 2 ayda ancak 7 kitap alabildiğini, Tekirdağ F Tipi Hapishanesi'nde bulunan ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Serbülent Sürücü'nün ise 2 ayda 10 kitap alabildiğini söyleyen Yıldırım, bir de mektup ve iletişim yasakları gazetelerin verilmemesinin çok yönlü bir tecrit uygulaması olduğunu vurgulayarak tecrit içinde tecrit uygulanıyor" dedi.

 

"Tutsakların İradesi Teslim Alınmak İsteniyor"

Tüm bu saldırıların ise devrimci tutsakları toplumdan koparmak, tecrit edip yalnızlaştıratak devrimci iradelerini kırmak için yapıldığına dikkat çeken Yıldırım, "Devrimci tutsaklar ise tüm bu saldırılara karşı mücdele ederek bedeller ödeyerek aldıkları haklarını tekrar almaya çalışıyorlar. Bizlerin de onlara mektup yazarak bıkmadan kitap dergi gazete ulaştırmaya, görüşleri yapmaya çalışarak bu mücadeleyi birlikte vermemiz gerekiyor” dedi.

 

"Ocak'ta Tahliye Olması Gereken Kızım Hala Tutsak"

Tutuklu bulunan Suruç yaralısı Merve İşleyici'nin annesi Nesrin İşleyici ise Şakran Hapishanesi'nde ayda bir görüş yapılabildiğini, Antalya'dan İzmir'e gitmek zorunda kaldıklarını bazen de gitme imkanlarının olmadığını belirtti. Merve İşleyici'nin bir itirafçının ifadeleri nedeniyle tutuklu bulunduğunu hatırlatan anne İşleyici, "Görüş yasakları, yayın yasakları, cezalar, bir çok zorluklar yaşadık fakat bir de İyi Hal Komisyonu uygulaması çıktı. 5 yıldır tutuklu ve 9 Ocak'ta tahliye olması gerekirken kızım halen tutsak" dedi.

Bu durumun morallerini bozduğunu ve çok üzdüğünü belirten İşleyici, "Gereken hukukî başvurularımızı yaptık. Hukuksal süreci takip etmeye de çalışacağız" dedi.

Mercan Doğan, Suruç yaralısı olan Okan Ok ve Okan Danacı'nın da yarın duruşmalarının görüleceğini belirterek dayanışma çağrısında bulundu.

Hapishanelerdeki bu hak gasplarının yasal dayanakları ve hukuki süreçlerini ise Avukat Seher Dursun aktardı.

 

"Pandemide Yeni İnfaz Kanunu Ve Düzenlemeler Hayata Geçiriliyor"

Hapishane idarelerinin tutumuna göre keyfi şekilde uygulanan mektup, yayın iletişim, görüş gibi hak gasplarının ve çeşitli bahanelerle uygulanan cezaların kalıcı hale getirilmek istendiğini ve OHAL süreciyle birlikte bunun için yeni düzenlemelere gidildiğini belirten Dursun, pandemi sürecinin de bunu uygulamaya koymak için bir fırsat olarak kullanıldığını söyledi. Daha önce ücreti ödenerek, ya da abone olunarak bayiden alınmasına izin verilen yayınların pandemiyle birlikte 'kağıt virüs taşıyıcı' gerekçesiyle alınmamaya başlandığını belirten Dursun pandemi sürecinde yeni kanuni düzenlemeler yapıldığını söyledi.

 

"Devrimci Sosyalist Yayınlar Engelleniyor"

Pandemi sürecinde yeniden düzenlenen İnfaz Kanunu ve diğer düzenlemelerle birlikte tutsakların yayınlara erişme haklarının neredeyse kalmadığına dikkat çeken Dursun "Yayın İlan Kurum'una ilan vermeyen hiç bir yayın hapishanelere alınmıyor. Yayın İlan Kurum'una ilan verme şartlarını da iktidarın belirlediğini biliyoruz. Devrimci, sosyalist yayınlar ilan vermiyor böylece bu yayınları direk engellemiş oluyorlar. Yayınlanan gazete ve dergilerin çıktıları gönderilebiliyordu şimdi bunlar da yasaklandı" dedi.

 

"Görüşmeler Kayda Alınmak İsteniyor"

Görüşler ve telefon görüşmeleri konusunda da hapishanelere göre keyfi şekilde değişiklik göstermekle birlikte hak gasplarının yaşandığını belirten Dursun "Şimdi görüşler bir saatten bir buçuk saatte çıkarılacak fakat bu yeni düzenlemeyle telefon görüşmelerinin kayda alınması söz konusu. Tutsaklar böyle bir uygulamayı kabul etmeyecektir ve buna karşı da bir mücadele süreci olacaktır" dedi.

 

"Yeni Düzenlemeyle Hak Gaspları Kalıcı Hale Getirildi"

Pandemi sürecinde keyfi şekilde uygulanan iletişim, mektup, yayın ve görüş cezalarının da hat safhaya ulaştığını yeni düzenlemeyle bunların daha da fazla uygulanabilir hale getirildiğini belirten Dursun "Tutsaklar bir protesto amacıyla yemek yemediklerinde, sessiz direniş yaptıklarında, slogan atıp marş söylediklerinde vb. bir çok gerekçeyle cezalar alabilecek, infazları geri bırakılacak. Bunların ise hiçbir net tanımı yok" dedi.

 

"Hukuki Düzenlemeleri Belirleyen Verilen Mücadeledir"

Hukuki mücadelenin önemli olduğunu fakat bu hukuki düzenlemeleri de verilen mücadelenin belirlediğini vurgulayan Dursun, devrimci tutsaklar bedeller ödeyerek pek çok haklarını tekrar aldılar. Bu saldırılar karşısında mücadele eden tutsaklarla birlikte olmak gerekiyor. Bugün kullandığımız haklar ve bunları sağlayan hukuki düzenlemeler de mücadele ederek kazanılmıştır" dedi.

 

"Saldırılara Karşı Örgütlü Mücadele"

Fatma Yıldırım, devrimci tutsaklara yönelik saldırıların yıllardır kimi zaman artarak devam ettiğini fakat pek çok saldırıya karşı mücadele ederek geri haklarını aldıklarını söyledi.

TDİ'nin amacının devrimci tutsakların ve ailelerinin sürdürdüğü mücadeleye katılmak ve hep birlikte örgütlü bir mücadele vermek için oluşturulduğunu ifade eden Yıldırım "Tutsaklar tüm imkansızlıklarına teğmen bedeller ödeyerek bir çok haklarını alıyorlar. Bununla birlikte ailelerinin de onları sahiplenmesi haklarını araması mücadele etmesi gerekiyor. Bir tutsak ailesinin mücadele etmesi çok önemli ama bazen çok zorlanabiliyor, yorgun düşebiliyor, bazen bir sonuç alamadıklarını düşünebiliyorlar. Bizler tutsak aileleri, arkadaşları, yoldaşları olarak birbirimizle iletişim içinde olur ve örgütlü bir şekilde mücadele edebilirsek onların sesini duyurabilir, onlara yönelik saldırıların önüne geçebiliriz. Bunun örneklerini de geçmişte bir çok kez yaşadık. Bir tutsağın ya da ailesinin kararlı duruşu düşmanın yenilgisi demektir. Bizler de devrimci tutsakların mücadelesinin dışarıdaki sesi ve gücü olmalıyız" dedi.

 

"Bir Mektupla Hücrelerine Misafir Olalım Dışarıyı Taşıyalım"

Son olarak Mercan Doğan da devrimci tutsaklara yapılan saldırıları, hak gasplarını, yayın, iletişim ve görüş yasaklarını sürekli ve her yerde dillendirmek gerektiğini vurgulayarak, "Bir mektup ve bir kartla onların hücrelerine misafir olalım, dışarıyı taşıyalım, kitap dergi gazete ulaştırmaya çalışmaktan vazgeçmeyelim. Görüş, mektup, telefon görüşme haklarımızı kullanma hakkımızda sahip çıkalım" diyerek devrimci tutsaklarla dayanışma çağrısında bulundu.

 

"Hapishane Önlerinde Sokaklarda Tutsakların Sesi Olacağız"

TDI olarak her yerde bu hak gasplarını, saldırıları teşhir etmeye, devrimci tutsakların sesi olmaya devam edeceğiz ve hapishane önlerinde, sokaklarda onların mücadelesini sürdüreceğiz" dedi.