Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi, pandemi döneminde hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekmek üzere basın toplantısı düzenleyerek hapishanelerde pandemi bahanesiyle yapılan hak İhlalleri ve baskılara son verilmesini istedi. TDİ devrimci tutsaklarla dayanışma çağrısında bulundu.
Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi, pandemi sürecinde hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Covid-19 pandemisinin Türkiye’de de yayılım gösterdiğinin açıklanmasının geçen bir yıl boyunca egemenler ve devlet tarafından halk sağlığının nasıl hiçe sayıldığını bir kez daha deneyimlendiği ifade edildi.
TDİ adına basın metnini okuyan Fatma Yıldırım, politik tutsakları içerden hedef alan tecrit ve tredman saldırısının, şiddeti ve zamanla genişleyen zemininin hak ihlallerini artırdığını belirtti.
Pandemi bahanesi ile yoğunlaşan saldırıların sadece tutsaklara değil yakınlarına ve ailelerine de yönelmiş olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Pandemi, dışarıda olduğundan daha fazla tutsaklara karşı bir saldırı fırsatına dönüştürüldü. Devam eden ve çeşitli nedenlerle zamana yayılan birçok baskı ve yasak pandemi fırsatıyla hayata geçirildi. Tedbir adı altında derinleştirilen tecrit ve tredman saldırısı, öncekinden katbekat daha fazla olsa da pandemi aracılığıyla 'görünmez' ve 'sorgulanamaz' kılındı" dedi.
Hapishanelerde salgın tedbirleri bahanesiyle ilk elden tutsakların ziyaret haklarının gasp edildiğini, ilerleyen aylarda kapalı görüşler devreye girmeye başlasa da sınırlı sayıda yaptırıldığını ve kapalı ziyaret periyodunun bir düzenlilik taşımadığını belirten Yıldırım, bu dönemde herhangi bir açıklama yapılmamasına karşın tutsakların aylarca mektuplaşma hakkılarının da gasp edildiğini, günlük gazetelerin, tutsaklara gönderilen dergi ve kitapların verilmemeye başladığını aktararak. "Pandemi öncesinden de 'Basın İlan Kurumu' ve 'fatura' dayatmasıyla gazete ve dergi gibi yayınlara erişimleri engellenen tutsaklar pandemiyle birlikte bu konuda her hapishanede çeşitli farklılıklar taşıyan ancak hepsi de hak gasbı içeren çeşitli saldırılara maruz kaldılar. Açık görüşlerin iptal edilmesi sonrasında kapalı görüş ve telefon hakkı artırılsa da diğer her şey kısıtlanmış ya da gasp edilmiş oldu. Mektuplar kaybedilmeye, uzun gecikmeler sonrası teslim edilmeye, günlük gazeteler bazen bir haftayı bulan sürelerle geç verilmeye, tutsaklara yazı çıktıları verilmemeye, dergi ve kitaplar kısıtlanmaya devam etti veya hiç verilmemeye başlandı" dedi.
Pandemi bahanesiyle tecridin en ağır biçimde yaşatıldığını vurgulayan Yıldırım, tutsakların iki ayda bir sadece bir koli açması dayatılarak birçok ihtiyacını karşılamasının engellendiğini belirterek "Hücrede bulunan kitaplarına el konuluyor, yeni kitap alması kısıtlanıyor ya da engelleniyor. Tutsakların özellikle yazınsal çalışmaları, kitap çalışmaları ve bu temeldeki ürünleri engellenerek ve kaybedilerek üzerlerindeki tredman politikası derinleştirildi. Bu durum özellikle devrimci, yurtsever ve politik tutsaklar bakımından düşünsel üretimin önüne geçmek, ideolojik ve politik olarak onları yalıtmak amacıyla özellikle kurgulanıyor" dedi.
Devlet, Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nün ve hapishane idarelerinin bu dönemde her yasak ve saldırıyı pandemi bahanesiyle gerçekleştirirken tutsakların sadece ideolojik kimliğini ve ruhsal sağlığını değil beden sağlıklarını da hedef aldığına dikkat çeken Yıldırım, pandemi nedeniyle tutsakların hijyen malzemelerine erişiminin zorlaştırıldığını, birçok hapishanede soğuk ve sıcak suya kota getirildiği gibi kimi hapishanelerde suların çamurlu akmaya devam ettiğini belirterek "Özellikle tutsakların günlük/haftalık su kullanımının çok altında belirlenen kotalarla tutsakların mutfak, banyo ve tuvalet gibi en temel ihtiyaçlarını giderirken dahi sağlıklarını riske atan hijyensiz koşullar ortaya çıkarıldı" dedi.
Yine salgına karşı tutsakların bağışıklık sistemini güçlendirmesi için yemeklerin ve kantin alışverişinin buna uygun düzenlenmesi, sağlıklı ve ucuz gıdaya erişimlerinin sağlanması gerekirken tam tersi politikalar uygulanarak tutsakların dış kantin aracılığıyla doğru düzgün gıdaya, sebze ve meyveye ulaşamadığı ya da ekonomik olarak altından kalkamadıkları fiyatlarla karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Yıldırım, "İç kantinde ise daha önce bulunan ürünleri dahi bulamıyor, bazen kalem ihtiyaçlarını bile karşılayamadıkları oluyor. Sağlık sorunları veya başka nedenlerle diyet yemek ve gıdalara, özel beslenme ürünlerine ihtiyaç duyan tutsaklar bu dönemde kendilerine dayatılan yemekleri ve gıdaları tüketmek zorunda bırakıldılar ya da doğru düzgün beslenemediler" dedi.
Sosyal alanların kullanımının ve etkinliklerinde engellendiğini aktaran Yıldırım, "Neredeyse hiç hücre dışına çıkarılmayan tutsaklar, biriken sağlık sorunlarına rağmen aylarca hastanelere dahi gidemediler, ilaçlarını alamadılar. Hasta tutsakların sağlık durumu bu dönemde daha da ağırlaşırken birçok tutsak pandemi bahanesiyle oluşturulan bu ağır koşullarda yeni sağlık sorunlarıyla karşılaşmaya başladı. Bu dönemde 60 tutuklu ve hükümlü çeşitli nedenlerle hayatını kaybetti" dedi.
Yurtsever tutsakların İmralı’daki ve hapishanelerdeki tecrite karşı aylardır sürdürdükleri açlık grevi eyleminin, son dönemde uygulanan özel saldırı politikalarına ve kuşkusuz pandemi bahanesiyle artırılan saldırılara karşı da bir direniş niteliği taşıdığını söyleyen Yıldırım, "Özellikle pandemi döneminde hiçbir gözlem ve denetimin yapılamadığı İmralı Hapishanesi’ndeki durum üzerine özel olarak eğilmek, pandemi bahanesiyle daha da 'görünmez' ve 'sorgulanmaz' hale getirilmek istenen tecrit politikalarına karşı tutsakların mücadelesine ses vermek önemli bir yerde durmaktadır" dedi.
Bu raporun amacının tutsakların yüzlerce, binlerce örnekle karşılaştığı saldırıların kapsam ve çapını ortaya koymak ve daha fazla tutsaklara dönen bir mücadeleye başlangıç oluşturmak olduğunu ifade eden Yıldırım,. "Tutsaklar mücadelesi bu ülkenin ve halkının özgürlük mücadelesidir. Tüm ilerici, demokrat, devrimci ve yurtseverleri, insan hakları ve adalet mücadelesi veren kesimleri, duyarlı tüm halkımızı; koca bir hapishaneye dönüştürülen ülkemizde hapishanelerdeki tutsakların mücadelesini büyütmeye ve onlarla dayanışmayı yükseltmeye çağırıyoruz" dedi.
SAĞLIK HAKKI İHLALLERİ
Ameliyatların ertelenmesi,
Kelepçeli muayene dayatması,
Hapishanelerde revirlerin donanımsız olması
İlaçların verilmemesi,
Revir olan hapishanelerde doktorların revire gelmemesi,
Hastane sevklerinin yapılmaması,
Kanser ve hepatit gibi ağır hastalığı olan tutsakların rutin kontrollerinin yapılmaması,
Pandemi döneminde diş tedavilerinin yapılmaması,
Hasta tutsakların tahliye edilmeyerek ölüme terk edilmesi,
Tutsakların rahatsızlıklarını doktora değil gardiyanlara anlatmak zorunda bırakılması.
İLETİŞİMİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER
Televizyon kanallarının sınırlı verilmesi,
Tutsakların gönderdiği mektupların kaybedilmesi,
Tutsaklara gelen mektuplara el konulması,
Tutsaklara gelen mektupların çok geç verilmesi,
Tutsaklara gelen kolilerin alınmaması,
Kurum içi mektuplaşma hakkının engellenmesi,
Görüşlerin yasaklanması,
Telefon hakkının yasaklanması,
Görüş sürelerinin keyfi olarak kısaltılması,
Görüşe gidenlerin sayısının 2 ile sınırlandırılması,
Gazete ve dergilerin yasaklanması,
Kitap alımının yasaklanması,
Kantinden alınan radyolara tekrar el konulması,
Kürtçe yayınların verilmemesi,
Tutsaklara çalışmaları için gerekli olan makalelerin verilmemesi.
ADİL YARGILANMA HAKKININ İHLALİ
İnfaz yasası değişikliğinden sonra denetimli serbestlik hakkının gasp edilmesi,
Avukatlar ile yapılan görüşmelerde avukat müvekkil gizliliğinin ihlal edilmesi,
İnfazının son dönemini açık hapishanede geçirmesi gereken tutsaklara bu hakkın verilmemesi,
Yazılan dilekçelerin ilgili makamlara gönderilmemesi,
Hapishane idaresine yazılan dilekçelerin alınmaması veya işleme konmaması,
Çıkarılan infaz yasalarından yararlanmak için pişmanlık dilekçesi yazma dayatması,
Avukatların savunma hakkında verdikleri notlara el konulması,
Devlet görevlilerinin resmi olmayan yollarla tutsaklarla görüşmeleri, tehdit etmeleri,
Tutsakların ajanlığa zorlanmaları,
Yapılan yeni düzenlemeler hakkında tutsaklara bilgi verilmemesi.
BESLENME, HİJYEN ve TEMEL GIDALARA ERİŞİM HAKKI İHLALİ
Çölyak hastalarının glutensiz ekmek taleplerinin karşılanmaması,
Yemeklerin yetersiz ve sağlıksız olması,
Vegan ve vejetaryen tutsakların yemek taleplerinin karşılanmaması, herkesle aynı yemeği yemeye zorlanmaları,
Sağlığından dolayı belirli diyetlerle beslenen tutsakların diyet ihtiyaçlarının karşılanmaması,
Suların çamurlu akması,
Hastane ve adliyeye giden tutsaklara yemek verilmemesi,
Aramalara gelen gardiyanların çöpleri ve yatakları aynı eldivenlerle aramaları.
İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE
Küfür ve hakaret,
Mevsimlik giysilerin verilmemesi,
Ayakta askeri düzende sayım dayatılması,
Disiplin cezaları ile gözdağı verilmesi,
Yaşam alanlarının kameralar ile denetlenmesi,
Psikolojik baskı,
Hücreye koyma,
Süngerli odaya koyma,
Çıplak arama,
Askeri tipte tek model tıraş olmaya zorlama,
Tehdit,
Hücrelerin basılması, baskınlar sırasında eşyaların dağıtılması,
Hastane ve adliye sevklerinde onur kırıcı arama yapılması,
Kaba dayak ve işkence yapılması.
SOSYAL VE KÜLTÜREL HAKLARIN GASPI
Hapishanede yazılan kitapların dışarıya çıkarılmaması,
Sohbet, spor ve ortak alanların yasaklanması
Öykü şiir ve karikatürlere el konulması,
Kültür sanat dergilerinin tutsaklara verilmemesi,
Tredman uygulaması ile iyi halli olmadığı iddia edilen tutsakların sosyal ve kültürel haklardan yararlandırılmaması,
Kurslara çıkarılmama,
Resim el işi gibi sanat atölyelerine çıkarılmama.
PANDEMİYE KARŞI ALINAN ÖNLEMLERİN YETERSİZLİĞİ
Hapishaneye ilk girişte ve hastane adliye gibi hapishane çıkışlarından sonra yapılan karantina uygulamasını fiziksel olarak yetersiz hücrelerde yapma,
Karantina adı altında hücre cezası çektirme,
Aramalar sırasında gardiyanların maske ve koruyucu siperlik takmaması,
Hapishanelerde yeterli temizliğin yapılmaması,
Tutsaklara eldiven, maske ve dezenfektan verilmemesi,
Yapılan üst aramalarında mesafe ve hijyen kurallarına uyulmaması,
Bazı hapishanelerde; kantinlerde satılan maske ve eldivenlerin fahiş fiyatlardan satılması,
Gardiyanların sosyal mesafeye uymaması,
Kalabalık koğuşlarda yaşanan Kovid vakalarında hastaları ayrı bölümlere taşımama,
Açık hapishanelerde kalan hükümlü ve tutuluların kalabalık yemekhanelerde yan yana yemek yemeleri,
Koğuş aramalarında çok sayıda gardiyanın koğuşa dolması,
Karantina koğuşlarında yeterli havalandırma olanağının olmaması,
Karantina koğuşlarında kalanların diğer tutsaklar gibi havalandırmaya çıkarılmaması,
Kovid-19 belirtisi gösteren tutsaklara test yapılmaması,
Telefon ve ziyaretlere çıkan tutsaklara maske verilmemesi,
Su kullanımının kotaya bağlanması, sıcak su saatlerinin çok az olması tutsakların temizlik imkanlarına erişememesi,
Hasta, yaşlı ve risk grubundaki tutsaklar için ek önlem alınmaması,
Karantina koğuşlarında tutulan tutsakların telefon, ziyaret gibi temel haklardan faydalandırılmaması,
Koğuşların çok kalabalık olması, sosyal mesafe kurallarına bu koğuşlarda uyulamaması.