Geçmişten günümüze Newroz ezilen halkların umutlarının özgürlüğünün simgesi olmuştur. Daha çok Kürt halkı ile simgeleşen Newroz için ağır bedeller ödenmiştir.

Bunların en başında 1982 yılında işkenceleri ile dünya tarihine adını yazdıran Diyarbakır zindanlarında 21 Mart'ta üç kibrit çöpü yakarak ölümsüzleşen Mazlum Doğan gelmektedir. Zindanlardaki zulümlere karşı “Biz Demirci Kawa'nın Çocuklarıyız” diyerek başkaldıran bir ruh ortaya koymuştur.

Uzun yıllar kutlanmasına izin verilmemiş, özellikle 90'lı yıllarda bir çok katliama neden olan çatışmalar yaşanmıştır. Ama ezilen halklar geri adım atmamış ve büyük bedellerle bugünü kazanım olarak eline almıştır.

Kürt halkı bugün de bedeller ödenmeye devam etmektedir. 2017 Newrozunda üzerinde bomba olduğu gerekçesi ile üzeri çıplak halde katledilen Kemal Kurkut örneği gibi…

Baharın gelişi ile bize başkaldırıyı müjdeleyen Newroza, Newroz ruhu ile bulunduğu her alanı özgürlük ateşi ile yakanlara selam olsun.

...

Newroz ile ilgili tarihte çok farklı efsaneler anlatılmış.

Gece ile gündüzün eşitlendiği 21 Mart’a denk gelen bu özel günün antik tarihçesi çok fazla aralanmasa da, Newroz’un avcı toplayıcı toplumlardan kalan kadim bir ritüel olduğu, süreç içerisinde giderek toplumsal bir nitelik kazandığı ve Asur döneminde politik bir ruha girdiği görülmektedir.

Asur ülkesi Perslerin, Medlerin ve Asurluların birlikte yaşadığı koca bir ülkedir. İki büyük ırmağı ile cennetin yeryüzündeki hali olarak bilinen bu coğrafyada bütün bu güzelliklerin yanında, hükmettiği topraklara zulüm eden, halkları ezen Dehaq adlı bir kral yaşarmış Asur ülkesinin Ninova kentinde.

Efsanede o ya, zalim Dehaq çaresi olmayan bir hastalığa yakalanmıştır. Ve bu hastalığa çare yoktur. Tek çarenin her gün kendisine kurban edilecek olan bir genç kadın ve bir genç erkeğin beyini yemesi olacaktır. Bunun üzerine ülkede ne kadar genç varsa sırası ile Dehaq'a kurban edilmeye başlanır.

Fakat bu zulme tahammül edemeyen Kawa isminde bir demirci ortaya çıkar. Çocuklarına sıra gelmeden bu zulmü durdurmak isteyen Demirci Kawa, çocuklarını dağlara göndererek onları koruma altına alır ve onlara Dehaq'ın sarayını yerle bir edeceğini, yakacağını belirtir. Bu ateşi gördüklerinde artık kurtulmuş olduklarını söyler.

Demirci Kawa bir tedavi yolu bulduğunu söyleyerek saraya girmeyi başarır ve Dehaq'ın karşısına çıkar. Bugün için hazırladığı özel orağı belindedir. Dehaq'a yanaşır ve hiç bir fırsat tanımadan Dehaq'ı öldürür. Sarayın surlarına çıkarak her yerden görünecek bir ateş yakar. Ateşi gören herkes Dehaq zulmünün sona erdiğini anlar ve saraya koşar saray ateşe verilir.